loading
close
SON DAKİKALAR

İrfan Değirmenci 'Hayır' dediği için mi, reytingi düştüğü için mi kovuldu?

İrfan Değirmenci 'Hayır' dediği için mi, reytingi düştüğü için mi kovuldu?
Tarih: 18.02.2017 - 11:22
Kategori: Medya

İrfan Değirmenci'nin referandum kararını 'Hayır' olarak açıklamasının ardından tartışma durulmuyor. Doğan Holding'in yaptığı açıklamaya rağmen iktidar kalemşörü Fuat Uğur ısrarla Değirmenci'nin kovulma nedeninin 'düşük reytingler' olduğunu söyledi.

İrfan Değirmenci'nin referandum kararını 'Hayır' olarak açıklamasının ardından tartışma durulmuyor. Doğan Holding'in yaptığı açıklamaya rağmen iktidar kalemşörü Fuat Uğur ısrarla Değirmenci'nin kovulma nedeninin ' düşük reytingler' olduğunu söyledi. Yalnız gazeteci ve televizyon programcısı Ayşenur Aslan'dan cevap da gecikmedi.

Türkiye gazetesi yazarı iktidar yanlısı yazılarıyla tanınan Fuat Uğur yazısında, Aydın Doğan'ın Değirmenci'nin 'Hayır' açıklamasını yaptığı için kovulduğunu açıklamasına rağmen 'Değirmenci, reytingleri düştüğü için kovuldu' dedi.

Gazeteci Ayşenur Arslan da İrfan Değirmenci'nin reyting nedeniyle kovulmadığını belirten yazısında, " İlk 100 program listesinin dışına da hiç düşmedi" dedi.

Fuat Uğur'un İrfan Değirmenci'nin kovulma nedenini anlattığı yazısı şöyle:

"Şöyle bir tekrar edelim mi meseleyi?

Doğan Medyası Kanal D’de Kahvaltı Haberleri’ni sunan İrfan Değirmenci’yi iki yıldır reytinglere giremediği için çıkarmak istiyordu. Ama geçen hafta sunucusu “Referandum’da Hayır diyeceğim” deyince eline fırsat geçti. Hemen “yayın ilkeleri”ne sarılıp çocuğu işten kovdu. İşten çıkarma 'hayır' diyenler hükûmetten baskı görüyor algısına hizmet edecekti bir yandan da.
Sosyal medya Kemalistleri ayağa kalktılar, bir kısmı Doğan Medya’yı protesto edip D Smart’taki aboneliklerini iptal ettiler, Hürriyet gazetesini bırakanlar oldu vs.
Aydın Doğan da tınladı sanki

CHP fırsatı kaçırır mı?

Medya pehlivanı Özgür Özel bizzat CNN ekranında bu konuyu dile getirip “İnsanlar 'Hayır' dediği için işinden oluyorsa biz neyi tartışıyoruz Binali Yıldırım?” deyiverdi.
Hoppala!
Kardeşim bu çocuğu Binali Yıldırım mı çıkardı? O konuştuğun kanalın patronu kovdu. İki çift laf da ona etsene?
Hayır, olmaz, amaç tek ve ortak. Bu kovulma üzerinden 'Hayır’a baskı var yalanını yayacaklar.
Eee, Fatih Çekirge de köşesinde “Evet” vereceğini açıkladı, ne olacak?
Sorunun cevabı yayın kurulundan geldi:
“O yazar, bu yüzden ona serbest...”
Peki Washington muhabiriniz Cansu Çamlıbel’in yazar Orhan Pamuk ile yaptığı röportajı, Orhan Pamuk 'Hayır' oyu vereceğini açıkladığı için yasakladınız. Neden? Orhan Pamuk da mı gazetenizin yazarı?
Tıss!!!

CHP’Lİ VEKİLLER İSTEDİ, AYDIN DOĞAN ÇIKARDI

Şimdi gelelim CHP’lilerin sahtekârlığına.
Bundan 4,5 ay öncesine gidelim. 30 Eylül 2016’ya.
O gün Doğan Medya’nın en büyük kuruluşu Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) Edirne Büro Şefi Lütfü Karakaş işten çıkarıldı.
İki gün evvel bir mektup aldım kendisinden. Şöyle başlamıştı satırlarına:
“İrfan Değirmenci'nin Kanal D'den kovulması üzerine CHP'liler ayağa kalktı. Bu durumu görünce CHP'lilerin isteği üzerine bizzat Aydın Doğan'ın özel talimatı ile 25 yıl çalıştığım DHA Edirne Büro Şefliği görevinden kovulan bir gazeteci olarak bu parti mensupları için en masum cümlelerle, 'Dinime küfreden bari Müslüman olsa' demek çok hafif kalır...”
Karakaş, çıkarılmasını isteyenlerin de CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin ile Edirne Milletvekili Erdin Bircan olduğunu, bu iki vekilin Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü vasıtasıyla Aydın Doğan’a ulaştıklarını ve ikna ettiklerini, bunun üzerine bizzat Aydın Doğan’ın talimatı ile işine son verildiğini yazmaktaydı.
Şimdi gelelim sebebine.

CHP’Lİ BAŞKANIN FETÖ EDİRNE İMAMI İLE GÖRÜŞMELERİ

Edirne’de neredeyse 25 yıldır çalışan Lütfü Karakaş’ın “suçu” büyüktü!
Çünkü, Karakaş, 15 Temmuz’dan önce hazırlanan FETÖ/PDY iddianamesine ulaşmıştı.
O iddianamede CHP’li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın, FETÖ’nün Edirne İmamı Ömer Sezgin ile çeşitli aralıklarla bir araya gelip görüştüğü yazıyordu ve Lütfü Karakaş da bu bilgiyi haber yapıp 26 Temmuz 2016 tarihinde abonelere servis etmişti.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan bundan çok rahatsız olarak “Bir kere görüştüm” diye açıklama yaptı ama iddianamede “Çeşitli aralıklarla” bir araya geldikleri belirtilmekteydi.
Ancak tuhaf olan şu ki Recep Gürkan, CHP’li belediyeleri danışmanlık anlaşmalarıyla soyup soğana çeviren ve şu anda tutuklu olan ünlü FETÖ’cü Erkan Karaaslan ile de iş tutmuştu. Erkan Karaaslan’la tam çeşitli içme ve atık su projeleriyle ilgili danışmanlık anlaşması imzalayacakken 15 Temmuz patlak vermiş, süreç akamete uğramıştı.
Ama Erkan Karaaslan atik davranıp Edirne’nin ilçesi Uzunköprü’nün CHP’li belediyesinden de danışmanlık ihalesi almıştı bile.
Bu CHP’li belediyelerin FETÖ’cü sevdasının temelinde de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalem Müdürü Ömer Tuncay Ceylan’ın referansları vardı.
Erkan Karaaslan’ı o tavsiye etmişti Kemal Kılıçdaroğlu adına belediyelere.
İşte tüm bunlar ortaya çıktığı için Gürsel Tekin ile Erdin Bircan harekete geçip Recep Gürkan’ın hatırına gazeteci Lütfü Karakaş’ın başını yemişlerdi.
İrfan Değirmenci’yi de Lütfü Karakaş’ı da atan aynı Aydın Doğan.
Onu zaten biliyoruz.
Ama CHP’nin ikiyüzlülüğü, ahlaktan tamamen kendilerini arındırmaları, çirkefin içine batmaları hakkında kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Aslında şaşırmıyoruz.
Sonuçta 7 Haziran seçimleri öncesinde “Hükûmeti destekleyen medyayı, iktidara gelirsek tamamen kapatacağız” diyecek kadar “demokrasiden ve özgürlükten yana” bir insan Gürsel Tekin.
Özgür Özel’e soruyorum.
Hadi bakalım, öylece geçiştirdiğiniz Lütfü Karakaş için de iki çift laf et de adam mısın değil misin anlayalım. Bak senin partinden milletvekilleri attırmış Lütfü Karakaş’ı.
Acaba utanmanız var mı?
Benimki de laf.
Ar damarı çatlamışlara ne söylüyorum ki?
Not: Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın bir de 15 Temmuz gecesi maceraları var, bunları da bilahare anlatacağım."

İrfan Erdoğan, "İlk 100 program listesinin dışına hiç düşmedi" diyen Ayşenur Arslan'ın yazısı da şöyle:

"Halk TV’de Hüsnü Mahalli ile yaptığımız programın adından birkaç kez söz etmiştim. Bir zamanlar, Neşe Karaböcek’in söylediği “Maniki Dünya” şarkısı ilham kaynağıydı. Çingenece –çok özetle- “Kahpe Dünya” gibi bir anlamı vardı.
Maniki Medya’ya gelince.. Bir yanıyla(hâlâ) mide bulandırıyor. Ama bir yanıyla da çok güldürüyor.

İrfan Değirmenci vakasıyla başlayalım. Medyadaki ilk gününden bu yana tanıdığım, izlediğim, aklına ve doğal sıcaklığına bayıldığım İrfan’ın kovuluşundan.

Hayır! Doğan Grubu’na, Aydın Doğan’a söyleyecek sözüm yok. Twitter’da ilk gün kısa notumda vurguladığım üzere, bunca zavallılığa ne denebilir ki! Efendim, tarafsızlığını yitirmiş ve bu da grubun yayın ilkelerine aykırıymış. Peki, sorun bakalım Fatih Çekirge “evet” dediği halde neden kovulmamış! Çünkü o yazarmış, İrfan ise spikermiş vs. vs. vs.

Aydın Doğan’ın RTE’den ne kadar korkup çekindiğini... Korkunun ecele faydası olmadığını bildiği halde göze girebilmek için habire temizlik yaptığını... Yine de yaranamadığını biliyoruz. Şaşıracak bir şey yok.

Vakayı ilginç kılan, Doğan Grubu’nun “HAYIR DEDİ, KOVDUK” açıklamasına rağmen Saray yandaşı kalemlerin feryadı: “O yüzden kovulmadı. Reytingi iyi değildi, hatta ilk 100 program arasına bile giremiyordu. Bu yüzden gönderildi…”

Önce şunu netleştirelim: İrfan’ın reytingi, örneğin bu iddiayı ortaya ilk atanlardan a Haber bişeysi Melih Altınok’tan çok daha yüksekti. Hem de HEP!
Dahası, İrfan’ın reytingi, son bir iki yıldır haberlerinde nal toplayan, dizileriyle de hayal kırıklığı yaşayan Kanal D’nin “tehlike çıtasının üzerindeki” programlarından birisiydi. İlk 100 program listesinin dışına da hiç düşmedi.

Yani, reyting iddiası bildiğiniz YALAN. Hani gizli saklı bilgiler olsa yutacağız da, reyting ölçümleri ortada. Ahmet Kekeç’e de tavsiyem, Melih Altınok’a güvenip iddiaya prim vermesin. İstiyorsa, arşive (örneğin Medya Tava’nın arşivine) girip kendi gözleriyle görsün.

• • •

Aslında, bu yazının asıl konusu bu değil. Zira, asıl soru şu: İrfan’ı dillerine dolayan kalemler, neden reyting iddiasına takılıp kaldı? “Hayır” dediği için gönderilmiş olması, -teorik olarak- işlerine gelip hoşlarına gitmez mi? Neden ısrar kıyamet “Aydın Doğan, Hayırcı kovup ters provokasyon yapıyor” diye akıl kapılarını zorluyorlar?

Ayrıca, RTE yanlıları neden son birkaç haftadır kendi içlerinde kıyasıya bir kavgaya tutuştu? Yandaş medya nasıl oldu da EVETÇİLER-HAVETÇİLER diye ikiye bölündü?

Yanıtlar, farklı farklı olsa da tek bir noktada buluşuyor: EVET CEPHESİ ZORDA.. EVET CEPHESİ ŞAŞKIN…

•RTE bile itiraf etti. Anketler HAYIR diyor. Bu o kadar net ki, iktidar kendi anketlerini yayınlayamıyor. Lafları ve oranları yuvarlamaya çalışıyor.

•Ayrıca anketler şunu da gösteriyor: EVET diyenler kesin kararlı. HAYIR diyenler, en azından bir bölümü ise kaygılı, kararsız. Son araştırmalara baktığımızda, yaklaşık 5 milyon seçmenin kararsız olduğunu ve bunların çok büyük oranda AKP ve MHP seçmeni olduğunu görüyoruz.

•RTE’nin sempati oranına baktığımızda, şaşırtıcı bir tablo gibi.. Ama değil. Çünkü AKP seçmeni bile, bir seçimde yine partisine oy vereceğini, ancak başkanlık (TEK ADAMLIK) konusunda ikna olmadığını söylüyor. Özellikle, RTE üslubunu sertleştirdikçe!

•Nitekim, hem Saray’a yakın siyaset bilimcilere hem de yandaş kalemşörlere baktığınızda, şöyle temel bir tespit yaptıklarını görüyorsunuz: “Sert ve kutuplaştırıcı bir kampanya HAYIR’a yarayacak.” İşte bu yüzden, HAYIR diyenlerin kovulması gibi, Saray’ı “baskıcı” gösterecek gelişmelerden rahatsız oluyorlar. Hele İrfan’ın kovulması, belki Aydın Doğan’ın bile beklemediği kadar büyük tepki yaratınca!

•Buna bir de, KHK ile kovulan akademisyenleri ekleyin… Hiç beklenmedik isimler, örneğin karnından konuşan Abdullah Gül bile çıkıp tepki göstermedi mi! “Vicdana sığmıyor” demedi mi!

•Bu kadarla kalmadı. AKP tabanının “abi” dediği, itibar ettiği yazarlardan Ahmet Taşgetiren, doğrudan doğruya RTE’nin sözlerini hedef aldı: “Evet diyenler vatanını seviyor, hayır diyenler de FETÖ’cü veya PKK’cı kabul edilirse, ortaya çıkan diyelim yüzde40’lık grup ne olacak? Başkan, bu yüzde 40’ı ne yapacak?”

•Yandaş medyadaki kavga da, bu yazı sonrasında iyice açığa çıktı. O kadar ki, Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu soruya “elinin körünü yapacak” diye yanıt verebildi. Yazısına da “Bu ‘abi’lerle yol gidilmez” diye başlık attı.

•Gülen’in eski sağ kolu, yeni düşmanı Hüseyin Gülerce de kavgaya hızlı girdi. O da, Abdülkadir Selvi’yi hedef aldı. “Cumhurbaşkanı sahaya inmemeli” görüşündeki kalemlerden biri olan Selvi’ye “SİNSİ HAYIRCI” yakıştırması yaptı.

• • •

Medya uzun zamandır bu kadar eğlenceli olmamıştı. İki ay boyunca daha pek çok şeyle karşılaşacağımızı ve RTE’nin işin peşini bırakmayacağını biliyorum elbette. Ama şimdilik EVET cephesinin şaşkınlığını keyifle izliyorum. Düşünsenize, Alaçatı yazıları (tanıtımları) ile tanıdığımız Haşmet Babaoğlu en birinci Reisçi kesilmiş. Dahası, Ahmet Taşgetiren’i bile “aslında İslamcı saymayacak” kadar “olmuş”

'Olmuş' deyince... Hadi bi gayret! Sallarsak düşecekler. "

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları