loading
close
SON DAKİKALAR

İş Bankası’nın Uluslararası Atatürk Konferansının kapanışında Apple’ın kurucularından Steve Wozniak ve Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar konuştu

İş Bankası’nın Uluslararası Atatürk Konferansının kapanışında Apple’ın kurucularından Steve Wozniak ve Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar konuştu
Tarih: 27.09.2024 - 21:33
Kategori: Bilim & Teknoloji

Türkiye İş Bankası’nın, 100. kuruluş yıldönümü “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış" başlıklı uluslararası konferansı Apple’ın kurucularından Steve Wozniak ve Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın konuşmalarıyla sona erdi.

Türkiye İş Bankası’nın, 100. kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış" başlıklı uluslararası konferansı Apple’ın kurucularından Steve Wozniak ve Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın konuşmalarıyla sona erdi.

Steve Wozniak: “Ben yapay zekânın y’sine inanıyorum. Yapay zekânın bir zekâsı yok. Aslında bir beyin inşa etmeye çalışıyoruz. Yapay zekâ çok güzel sonuçlar yaratabilir ama eyleme geçmeden önce bunu yöneten hep insan olmalı.”

Aziz Sancar: “Erkekler kadar kızlarımızı da mutlaka okutmalıyız. Çocuklarımıza çok erken yaşlarda deney yapmayı öğretmeliyiz. Bilim insanları dinden ve politikadan uzak olmalı. Liyakata dayalı fırsat yaratmak çok önemli.”

Apple’ın kurucularından bilgisayar bilimcisi Steve Wozniak, konferansta “Yeni Çağı Anlamak” konulu konuşmasında, artık her alanda büyük etkiye sahip teknolojideki gelişmelerle dünyanın sürekli bir değişim içerisinde olduğunu söyledi.

Birçok şirketin CEO’sunun teknoloji çağında bu değişimi yönetmeye çalışırken aynı zamanda şirkete para kazandırmakla meşgul olduğunu ifade eden Wozniak, “Bugünkü süreçle yarın belki başka bir yöne gidilecek. Teknolojideki değişimle birlikte dünyada kültürel değişiklikler oluyor. Halka açık şirketlerin sahipleri aslında hisse sahipleri… Hisse sahipleri de ‘hissemiz yükselsin’ istiyorlar. O yüzden CEO üzerinde çok büyük baskı var. Ama Yönetim Kurulu, ‘gelecekte şöyle yapmalıyız, böyle yapmalıyız’ diyebilir ve yeni teknolojilere bakabilir. Bunu CDO’lar (Chief Destructive Officer-Baş Yıkım Yöneticisi) ile yapabilirler. CDO’lar CEO’ya bağlı olmamalı” diye konuştu.

Steve Wozniak, yapay zekâyla ilgili değerlendirmelerini paylaşırken de şunları söyledi:

“Ben yapay zekânın y’sine inanıyorum. Yapay zekânın bir zekâsı yok. Aslında bir beyin inşa etmeye çalışıyoruz. Bir beyni bir devre gibi kurmayı yeterince bilmiyoruz. Yapay zekâ, buna bir cevap getiriyor. Başkasının sesini taklit ediyor, bazen olmayan şeyleri aktarıyor, uyduruyor. O zaman yapay zekânın ürettiklerinin doğru olduğunu nasıl bileceğiz? Hayatım boyunca her şeyi yapmaya çalışırken en tepede dürüstlüğü tuttum. Yapay zekaya güvenmek zor. Yapay zekâ çok güzel sonuçlar yaratabilir ama eyleme geçmeden önce bunu yöneten hep insan olmalı. ‘Bir sonraki adımda dünya için nasıl daha iyi işler yapmalıyım, ne yapmalıyım’ı bilmiyor. İnsan olarak yapay zekâyı kullanmalıyız. Gerçekten çok dikkatli olmamız gereken bir araç. Burada nihai sonuç insandan gelmeli."

Yapay zekâya şüpheyle baktığını ifade eden Wozniak, “Teknoloji dünyası sürekli ‘yeni bir şey üretelim, yapalım’ güdüsüyle çalışırken bu alanın düzenlenmesi gerektiği görüşündeler ancak bunu sadece söylüyorlar. Eğer bir şirket, yapay zekâyı markasına yerleştirmişse, yapay zekâyla ilgili ürünler üretmişse etrafında bununla ilgili olumsuz bazı şeylerin olmasını istemez” dedi.

“Yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırabilir ama insanın duygusu çok önemli”

Wozniak, yapay zekâ ürünleriyle ilgili o ürünün nasıl geliştirildiğiyle ilgili bilgi sahibi olmanın, yapay zekâyla ilgili mantık kurabilmenin önemine dikkat çekerken, “Diyelim ki yapay zekâdan bir şey okudunuz, yapay zekânın o bilgiyi, internetin neresinden aldığını göstermesi gerekir. Henüz böyle bir güvenceye sahip değiliz. Yapay zekâ, düşünemediği için dünya için yeni şeyler getirebilme kapasitesine henüz sahip değil. Tıpkı bilgisayarlar gibi hayatımızı kolaylaştırabilirler. Ama bence insanın duygusu çok önemli. Bir şirketle ilgili hangi konunun önemli olduğu, şirketin nasıl bir politika takip edileceğine bence insan duygusuyla karar verilmeli. Yapay zekâ bunu yapamaz” dedi.

Girişimcilikle ilgili değerlendirmelerini de aktaran Wozniak, neredeyse her girişimcinin başkasının işine yarayan bir şey üretmeye çalıştığını söyleyerek, “Genel talebe karşın o ürettikleri şey işe yarıyor mu? Bu çok önemli… Bir şirket kurmak için sadece girişimci olmak yetmiyor. Pazarlamayı da bilmeniz, çok iyi bir mühendisle çalışmanız gerekiyor. Eğer bu alanlarda iyi isimlerle çalışmıyorsanız o işe girişmeyin. ‘Benim arkadaşlarım var, o işi kotarırım’ diyerek o sulara atlamayın. Profesyonel düşünmek ve hareket etmek lazım” yorumunu yaptı.

Steve Wozniak, uzun zamandır gündemde olan kuantum fizikle ilgili de, “Kuantum, hepimizin umutla beklediğimiz bir teknoloji. Kripto dünyasında işe yarayabilir” dedi.

Aziz Sancar: “Kızlarımızı mutlaka okutmalı, çocuklarımıza erken yaşlarda deney yapmayı öğretmeliyiz”

Ekonomi ve bankacılık konusunda bilgi sahibi olmadığını ancak bu konferansa davet edildiğinde konuyla ilgili araştırmalar yaptığını söyleyen Nobel Ödüllü Biyokimyager Prof. Dr. Aziz Sancar, “Ben gerçekten çok çalışırım. Gençken 18 saat çalışırdım hala da geç saatlere kadar çalışırım. Öğrencilerimi de öyle çalışmaya zorluyorum. Hatta sabah 9’da gelip akşam 5’te eve gidenlere ‘Bankacı saatlerinde çalışıyorsunuz’ diyorum” diye konuştu.

Dünya hakimiyetinin 1800’lü yıllarda İngiltere’de olduğunu, 2. Dünya Savaşı’nın ardından ABD’ye geçtiğini, şimdi ise Çin’in hakimiyet kurmaya başladığını belirten Sancar, geniş Türk dünyasının da dünyanın büyük bir sathını teşkil ettiğini, gerek yüzölçümü gerekse doğal kaynaklar bakımından Çin ile benzer seviyede olduğunu söyledi. Sancar, kendisinin Nobel ödülü kazandığı yıl, Çin’in de ilk defa bilimsel bir konuda Nobel ödülü aldığını belirterek, 1970’lere kadar bilim alanında Türkiye’nin Çin’den daha ileri olduğunu; şu anda ise Çin’in ABD’nin dahi önüne geçtiğini aktardı.

Prof. Dr. Sancar, özellikle geniş Türk dünyasına yönelik olarak, bilimsel çalışmaların nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin şu tavsiyeleri paylaştı:

“Temel bilimi bilmek çok önemli. Temel bilim olmadan uygulamalı bilimi alıp kopyalayarak önderlik yapamayız. Erkekler kadar kızlarımızı da mutlaka okutmalıyız. Çocuklarımıza çok erken yaşlarda deney yapmayı öğretmeliyiz. Din ve bilim karıştırılmaz. Bunları tamamen ayrı tutmalıyız. Bilim insanları dinden ve politikadan uzak olmalı. Liyakata dayalı fırsat yaratmak çok önemli. Her şeyin likayata bağlı olması gerekir. Son olarak bilim yapan insanlara ‘Şunu yap, bunu yap’ demeyeceksiniz. Gerçek bilim insanları adanmış insanlardır. Bir şeyi merak eder, onu çözmek isterler, ne para ne şöhret beklerler. Bu gibi insanları rahat bırakın. ‘Şunu çöz bunu çöz’ demeyin.”

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları