İstanbul'da Kurtuluş Çilesi

Tarih: 12.02.2012 - 01:21

Kategori: Özel Haberler

Tören için Vatan caddesi ve bağlantı yolları kapatılan ve yanlış plan-programlamaya kurban giden İstanbul, bu sene de bildik görüntülere sahne oldu.

Sürücülerin trafik çilesi yaşaması, ambulansların yollarda kalması, insanların hastane ve iş yerlerine gidememesi, taksicilerin isyanları... Evet, yine ve yeniden İstanbul.

Bugün İstanbul'un Kurtuluş etkinlikleri dolayısıyla, Vatan caddesi ve bu caddeye çıkan yollar trafiğe kapatıldı. Bu yıl da caddenin ve bağlantı yollarının trafiğe kapatılması dolayısıyla, sürücüler çok zor anlar yaşadı.

Okulların, devlet kurumlarının, diğer iş yerlerinin ve bilhassa hastanelerin yoğun olarak bulunduğu bu caddenin her sene kapatılmasına tepkiler hiç değişmiyor. Mükemmel bir trafik sistemimiz varmış gibi, kentin ana damarına atılan bu kesikle ne yapılmaya çalışılıyor bilemiyoruz. Olan yine her zamanki gibi yatağından kalkıp, yola çıkmaya çalışan insanımıza oluyor.

Okullar da tatil olmasa...

Okulların tatil olmasına rağmen yaşanan bu hengameye, bir de okul trafiği karışsaydı, neler olurdu düşünemiyorum. Fakat pardon, doğru, yüzlerce öğrencinin, -kalabalık görünsün diye- zorla o cadde ve sokaklara durabilmesi için, o öğrencilerin okullarının tatil olması gerekiyor değil mi? Burada da sorulması gereken bir soru var; zorla oraya konulan o kadar öğrenci ile yapılan törenden zaten biz ne bekliyoruz? Bir de bunun yanında, yüzbinlerce insanı saatlerce çileye sokmakla neyi hedefliyoruz?

Bir cadde inadıdır gidiyor.

Senelerdir bitmedi Vatan caddesi üzerindeki ısrar. Geçen sene de öyleydi, seneye de aynısı olacak. Onca sene cadde üzerlerinde, kaldırımlarda törenler yapacağımıza, şaşaalı bir tören alanı yapılabilirdi. Her ilçeye yapmak zor ve masraflı ise, valilik olarak tek bir bölgeye bu tören alanı yapılabilirdi.

Tören alanınız mı yok? Sorun değil. İstanbul'un en büyük caddelerinden birini işgal edip, hayatı felç edeceğimiz yerde, gidip en büyük stadyumda halledebiliriz bu işimizi, hatta istersek tüm stadyumlarda yaparız. Kimsenin diyecek lafı olmaz, olamaz.

Genelkurmay mı çağrılmak isteniyor? Başbakan mı selamlanmak isteniyor? Öğrenciler saatlerce ayakta mı tutulmak isteniyor, ne yapmak isteniyorsa, sözü geçen yerlerde yapabiliriz.

Kurtuluş Günü'ne has birşey de değil.

Keşke tek bir güne has birşey olsaydı bunlar. Ne yazık ki öyle değil, İstanbullunun kronik çilesi bu bela. Normal bir günde yolunuzda giderken, birkaç polis yolu kapatabiliyor, sizi saatlerce orda bekletebiliyor. Süre/sebep verilmeden trafikte saatlerce sıkışıp kalmanın nadir örneklerini yaşatıyor bu kent size. İster özel aracınız ile gidin, ister toplu taşıma ile. Aynı zamanda varıyorsunuz gideceğiniz yere. Dedik ya, bu şehir başka şehir.

Başbakan mı ziyaret edecek; kapatalım yolları. Yabancı bir devlet büyüğü mü gelecek; kapatalım caddeleri. Bayram seyran mı olacak; kapatalım tüm anayolları. Yolun, trafiğin durumuna bakmadan, dilediğimiz gibi kapatalım tüm kavşakları, geçitleri...

İstanbul insanının bu çilesini, bu gerginliğini anlamaya çalışırken, bunları da göz önünde bulunduralım.

Rahman Şahin/Vişne Haber Ajansı