MİT Başmüşaviri Kaşif Kozinoğlu'nun avukatlarının hazırladığı ve 22 Kasım'da görülen ilk duruşmada mahkemeye sunulan savunması ortaya çıktı.
Kozinoğlu’nun avukatlarının ilk duruşmada mahkemeye sunduğu ancak mahkemenin daha sonra avukatlarına iade ettiği
savunma “Yazılı savunmamdır" ifadesiyle başlıyor.
Avukatları tarafından Kozinoğlu’nun ağzından yazılan savunmada, “Ben halen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başmüşaviri olarak görev yapan, mesleki kariyerinin 17 senesi MİT mensubu olmak üzere 34 yıldır Terörle mücadelede görev yapmış, Cumhurbaşkanları ve MİT Müsteşarları başta olmak üzere devlet büyükleri tarafından başarılarından ötürü nişan, rütbe ve takdirname ile ödüllendirilmiş bir devlet görevlisiyim" denildi.
Kozinoğlu, iddianamede anlatılan suçları işlemediğini, işlendiğinden haberdar olmadığını, böyle bir suça katkıda bulunmadığını vurguladı. Kozinoğlu savunmasına şöyle devam etti:
“Ben bir MİT mensubu olarak deşifre olmamam gerektiği için bugüne kadar son 7 yıldır hakkımda basında yürütülen sistemli dezenformasyon faaliyetine rağmen genelde kamuoyundan ve özellikle medyadan uzak durmağa her zaman itina ettim. Bu konuda ne kadar başarılı olduğum da, basında yer alan bana yakıştırılmış “esrarengiz MİT’çi" yaklaşımından ve bu dava ile ilgili haberler öncesinde bir vesikalık fotoğrafım haricinde hiçbir fotoğrafımın dahi basında yayınlanamamış olmasından da bellidir"
Kendisine yöneltilen suçlamalara dayanak yapılan Oda TV’den elde edilen bir bilgisayardaki klasörde yer almış dokümandaki “Devletin güvenliği nedeniyle gizli kalması gerekenö veya “yasaklanan" belgeleri sağlamasının mümkün olmadığına dikkat çeken Kozinoğlu, “Ben hiçbir gazeteciye bu türden veya başka bir belge temin etmedim. Bu davada yargılanan sanıklardan hiçbirini tanımam. 34 yıllık meslek hayatım boyunca yukarıda belirttiğim nedenler gereği, değil Oda tv’de çalışan kişiler, tek bir basın mensubu/gazeteci ile dahi tanışmadım, irtibatta olmadım, anılarımı anlatma kisvesi altında hiçbir gazeteciye MİT’e dair açıklamalarda bulunmadım" dedi.
Dava dosyasında Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait “Gizli" ibareli iki adet yazısı bulunduğunu ifade eden Kozinoğlu, “Bu belgelerin hiçbiri devletin güvenliğine ilişkin belge değildir. Bu belgelerin hepsinin dağıtımı Genel Kurmay Başkanlığı’na yapılmıştır ve oradaki belgelere benim ulaşmam zaten mümkün değildir" dedi
Savunmada 2004 yılında görülen ve Alaattin Çakıcı’nın yargılandığı davaya da değinildi. Savunmada şöyle denildi: “Ne Alaaddin Çakıcı’yı, ne Abdullah Çatlı’yı ne de iddianamede adı geçen diğer şahısları istihbari maksatla dahi olsa benim kullanmadığımdır. Bu kişiler ben Teşkilata girmeden önce bazı MİT mensupları tarafından kullanılmaya başlanmıştır ancak benim görevimle uzaktan yakından bağlantıları olmadığından ben bu kişileri ne tanırım ne de kullandım" ifadelerini kullandı.
Savunmada, iddianamede Çiller Örgütü adıyla tanımlanan bir örgütten de bahsedildiği belirterek “Tansu Çiller dönemin Başbakanıdır. İddianamede neye dayanarak bu iddialara yer verildiği somutlaştırılmamıştır" denildi.
Kozinoğlu’nun iddia edildiği gibi hiçbir zaman MİT’te Kontr-Terör merkezinde çalışmadığını belirtildiği savunmada, Kontr-Terör ile ilgili iddialar kendisine değil, departmanın o tarihteki başkanı olan Mehmet Eymür’e sorulması gerektiğine vurgu yapıldı.