Sosyalist Enternasyonal Kadın Başkanı Haci’ye göre, Türkiye’nin ardından Arap Baharı’yla birlikte bütün bölgede iktidarlar kadın haklarını hedef almaya başladı.
Sosyalist Enternasyonal Kadın Birliği (SIW) Başkanı Vafa Haci, Türkiye’de kadın haklarında kademeli olarak bir gerileme yaşandığını söyledi. Haci’ye göre bu süreç Türkiye’yle sınırlı değil, Arap Baharı olarak adlandırılan isyanlarla birlikte Akdeniz’in güneyindeki bütün bölge de aynı sorunla karşı karşıya. Sosyalist Enternasyonel’e paralel olarak ilk kez, CHP’nin ev sahipliğinde düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Kadın Birliği toplantısı için İstanbul’a gelen Haci, Cumhuriyet’in Türkiye ve bölgede kadın ve kadın haklarıyla ilgili
sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan kız ve erkek üniversite öğrencilerinin aynı evde kalamayacağı yönündeki görüşlerini dile getirerek yeni bir tartışma başlattı. Daha
önce de özel hayata müdahale niteliğinde açıklamalar söz konusuydu. Bu açıklamalar için ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle, kadınların durumu açısından Türkiye’de bir gerileme söz konusu. Kadın haklarında kademeli bir şekilde geriye gidildiğini düşünüyorum. Bu bir tek Türkiye’ye özgü değil. Bütün Akdeniz’in güneyinde Arap Baharı ile birlikte, yeni bir sorunla karşı karşıyayız. Muhafazakâr bir hareket söz konusu,
aynı mantık, strateji bütün bölge için geçerli. Türkiye’de yaşananların benzerine Tunus, Mısır, Fas dahil bütün bölge ülkelerinde de tanık oluyoruz. Hak tırpanına kadın haklarıyla başlama eğilimi var.
Hükümetler önce kadın haklarını mı kesiyor?
Kesmeye çalışıyor. Türkiye’de güçlü bir kadın hareketi var. Örneğin Fas’ta da, Tunus’ta da. Kadınların statüsünü geriletmeye çalışıyorlar. Kadınlar için daha iyi koşullar için uzun yıllar süren mücadelemizi zayıflatmaya çalışıyorlar.
Onlar derken, hükümetler ideolojik olarak aynı mı?
Bence evet. Bütün bölgede muhafazakâr, gerici bir hareket söz konusu, yaşam tarzımıza bir mantık getirmeye çalışıyorlar. Hepimizin uyanık olması gerek. Çünkü kadın haklarını keserlerse, bundan sonra başka hakları da kesecekler. Bütün bu bölgede yıllar içinde inşa ettiğimiz şeyleri, kazanımlarımızı kaybedebiliriz. Bu yüzden çok dikkatli ve dayanışma içinde olmamız gerek bölgenin kadınları olarak. Ayrıca, hassasiyetlerimizi partilerimize, erkeklere, insan hakları örgütlerimize, bütün topluma yaymalıyız. Bu hareket kadınlarla başlasa da, bütün topluma dokunacaktır. Türkiye’de kadınlar çok uyanık. İstanbul ve diğer şehirlerde protestolar, yürüyüşler oluyor. Ükem Fas’ta bu uyanıklık, protestolar sonuç verdi, hep sonuç verdi. Bence sizde de aynı. Yalnızca kadın hakları değil, toplumun bütün ilerici ve demokratik güçlerinin haklarımızı geriletmek
isteyen bu gerici harekete tepki vermesi lazım.
Kadın haklarında gerileme süreci Türkiye’de mi başladı?
Bir açıdan Türkiye. Bu gerici hareket tabii İran’da yıllar önce başladı. Tamamen başka bir bağlam söz konusuydu, şimdi yeni bir süreç var. Şimdiki dönem Türkiye ile başladı denebilir. Arap dünyasının rejimleriyle birlikte bence bütün bölgeyi ilgilendiren bir hareket söz konusu.
Müdahaleler hep kadınla başlıyor. Başbakan Erdoğan’ın pek çok ifadesi de kadınlarla ilgili. Neden?
Toplumumuzun temel direklerinden birisi ailedir. Kadın da ailenin temel direği. Eğitim ailede başlar, burada değerleri öğreniriz. Bu aile yapısı bu yüzden muhafazakârlaştıkça gerisi gelir. Özel hayat, özel bölüm, bu yüzden gelecek kuşakların mantalitesini değiştirmek isteyenler için bir hedeftir. Tabii bir o kadar önemlisi eğitim sistemi. Aile ve eğitim. İlk eğitimimizi ailede alıyoruz. Ardından okullarda devam ediyor.
Özgür Ulusoy / Cumhuriyet