Kadının iş hayatındaki yeri

Dünya Kadınlar Günü deyince Türkiye'de çalışma hayatındaki kadından da bahsetmek gerekiyor...

Türkiye nüfusunun yarısı yani 38 milyonu kadın. Bu nüfusun yüzde 7'si okuma yazma bilmiyor. İş hayatında kadının yeri yıllar geçtikçe artsa da hala istenen oranda değil.

Kadınların kamusal alanda üst düzey yönetici pozisyonunda istihdam oranı yüzde 9.3. Özel sektörde oran daha yüksek. Türkiye'nin önde gelen kadın yöneticilerine göre, bu düzeyi arttırmanın yolu da eğitimden geciyor.

‘YOLU AÇILAN KADINI KİMSE DURDURAMAZ’
Bir şirketin üst düzey yöneticisi Meral Eredenk, sorunu şöyle değerlendiriyor, “Kadınlar Türkiye’de eğitim bariyerini aşabilirse erkekle aynı eğitim şartlarına kavuşabilirse ondan sonra geldiği yer İsveç ve Norveç’ten sonra üst düzey yönetim aşamasında Türkiye üçüncü sırada. Dolayısıyla bu destekliyor söylediğimi. Bir kere yolu açılan kadını daha sonra kimse durduramıyor.”
Haberin devamı ↓reklam

Türkiye'de kadınlar hemen hemen her iş alanında yer alıyor. Profesörlerin yüzde 28'i, hakimlerin yüzde 36'si kadın. Ancak kadınların dezavantajlı görüldüğü iş kolları da hala mevcut. Jaklin Güner de bu konuya dikkat çekiyor, “Meslek gruplarına baktığımızda imalat ve mühendislik alanlarında kadınların daha geri planda kaldığını görüyoruz. Kayıt dışı sektörlerde kadın istihdam oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu konularda özellikle kayıtlı ekonominin yüksek olduğu bölümlerde kadın istihdamının daha çok olması bizlerin özellikle bu konuda önderlik etmesini daha çok önemsiyorum.”

‘KADINLARIN DAHA ÇOK İŞ YAPMASI BEKLENİYOR”
Meral Eredenk ise bir erkeğin yaptığı işi bir kadının yapamayacağını asla düşünmediğini belirterek, “Bu kadına o fırsatın verilmemesinden. eşit durumlarda işi hala erkek alıyor veya aynı işe aynı ücret ödenmesine karşın çok önemli bir kadın yönetici söyledi bunu biz eşit ücret versek de kadının daha çok iş yapmasını bekliyoruz dedi” ifadelerini kullandı.

Finans sektörü, kadınların hem orta düzeyde hem de yönetici pozisyonunda daha fazla rol aldığı bir alan. Türkiye'de 23.5 olan kadınların ortalam evlilik yaşı da iş hayatlarını etkliyor.

Yine bir üst düzey yönetici olarak çalışan Mine Ayhan da bu konuya dikkat çekiyor, “Üniversiteden mezun olduktan sonra kadınlarda evlenme, evlendikten sonra çocuk evin sorumluluğu veriliyor. Bence asıl kopuş orada oluyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra kadınların evlenip çocuk doğurduktan sonra kadınların çalışma hayatından koptukları ve daha fazla ilerlemedikleri görülüyor. Belki orada daha fazla çalışma yapmak gerekebilir.”