CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya 'Bakan Fatma Şahin kadına yönelik şiddeti büyütüyor' dedi...
Yakup Akkaya, yaptığı yazılı açıklamada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in ''Kadına Yönelik Şiddete Sıfır Tolerans'' kampanyasını başlattığını hatırlatarak, ''Bakan Şahin'in konuya dair yaptığı açıklamalar ise kadına karşı şiddetin bizzat
Fatma Şahin tarafından da büyütüldüğünün ispatı niteliğindedir'' görüşünü savundu.
Bakan Şahin'in, kadına yönelik şiddeti sadece erkeğin kadına fiziksel şiddeti olarak anladığını öne süren Akkaya, bu yaklaşımın kampanyayı kadük bıraktığını ifade etti. Bakan Şahin'in her konuşmasında aile birliği vurgusu yaptığını ancak ''4 4 4 eğitim sisteminin kız çocuklarının 'çocuk gelin' olmasının önünü açtığını görmediğini'' ileri süren Akkaya, TÜİK verilerine göre son 4 yılda 180 bin çocuk gelin vakasıyla karşılaşıldığını ve evlenebilmek için yaş büyütme davası açanların sayısının 2010'a göre yüzde 94 arttığını ifade etti.
Fatma Şahin'in şiddeti sadece fiziki temelde değil tüm boyutlarıyla ele alması gerektiğini öne süren Akkaya, şunları kaydetti:
''Dünyanın en eski ve yaygın sömürü biçimi olan
kadın sömürüsü salt erkeğin fiziki şiddeti olarak kabul edildiği sürece çözüme ulaşılması mümkün değildir. Kadınların işsiz bırakılması, iş bulan az sayıda kadının ise daha az ücretle daha uzun çalışmaya zorlanması da bir şiddettir. Ev işlerinde neredeyse sınırsızca sömürüye maruz bırakılmak kadına uygulanan büyük bir şiddettir. Kendisinden onlarca yaş büyük adamlara parayla satılan kız çocuklarına giydirilen gelinlik bir şiddet aracıdır. 4 4 4 gericiliği sebebiyle bir kız çocuğunun okula gönderilmemesi de bir şiddet uygulamasıdır. 4 4 4 eğitim sistemini savunan, destekleyen bir anlayışla kadına şiddet önlenemez.
CHP, kadına karşı uygulanan her türden şiddetin ortadan kaldırılması için ilk koşulun, kadın-erkek eşitliğine inanmak olduğunu düşünür. Kadına dayatılan her türlü kategorik sıfatın da reddedilmesi gerektiğine inanır. Kadınlar sadece anne, kız kardeş, ya da korunması gereken, evlere hapsedilmesi gereken varlıklar değildir. Her
kadın başka bir sıfata ihtiyaç duymadan birey olarak, eşit yurttaş olarak değerlendirilmeli ve
kadın bedeni üzerinden yürütülen her türlü yaklaşımdan uzak tutulmalıdır.''