Kürecik’te kurulacak olan ‘Nato Füze Kalkanı- Erken Uyarı Radar Sistemi’ne tepkiler yayılıyor.
İstanbul’da bir araya gelen yöre dernekleri hükümetin İsrail ve ABD çıkarları için ülke topraklarını savaş araçlarına açmasını ve hedef haline getirmesini kınayarak, “Buna izin vermeyeceğiz” dediler.
Dün Taksim Hill Otel’de bir basın toplantısı düzenleyen Kürecikliler Dayanışma ve Kültür Derneği, Akçadağ-Elbistan Sağlık ve Eğitim Vakfı ( AK-EL VAKFI), Gücüklüler Dayanışma Derneği (GÜÇ-DER) Köşk Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KÖŞK-DER) ve Sevdilliler Dayanışma Derneği (SEV-DER) üyeleri kurulmak istenen kalkana sessiz kalmayacaklarını belirterek ortak mücadele çağrısı yaptılar. Toplantıya Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, BDP İl Yöneticisi Dursun Yıldız, 68 Gençlik Hareketi önderlerinden Mustafa Yalçıner de katıldı.
KÜRECİK HALKI TEPKİSİNİ YİNE GÖSTERECEK
Toplantıda konuşan Kürecikliler Dayanışma ve Kültür Derneği yöneticisi Avukat Leyla Han Tüzel, Kürecik’in ABD ve NATO açısından her dönem özel bir yer taşıdığını belirterek, 1960’lı yıllarda da aynı yerde yine NATO’nun bir ‘Radar Üssü’ bulunduğunu hatırlattı. “Kürecik halkı o dönemde bu radara karşı tutum almıştır. Bugünde aynı amaçlar için kurulmak istenen ‘Füze Kalkanı- Radar Sistemine’ karşı Kürecik halkı, o yıllarda gösterdiği tepkiyi ve karalılığı daha güçlü bir biçimde gösterecektir” diyen Leyla Han Tüzel, füze kalkanları ve füze sistemleri sorunun, yıllar öncesinden süre gelen bir çalışmanın ürünü olduğunu belirtti. Tüzel “1970’li ve 1980’li yıllarda ABD’nin sürdürdüğü hegemonyacı politikalarla başlayan bu süreç, yıllardır sürdürülen pazarlık sonucu, Polonya ve Çek Cumhuriyetlerine füze kalkanlarının kurulmasına kadar gelmiştir. Ancak Çek Cumhuriyetinin bu projeden çekilmesi üzerine, NATO bağlantısıyla Türkiye sürece dahil edilmiştir” dedi.
‘HÜKÜMETİN İSRAİL KARŞITLIĞI SAHTE’
Aynı zamanda İsrail’i koruma projesi olan bu füze kalkanı projesine Türkiye’yi yönetenlerin gözü kapalı imza attığını dile getiren Tüzel, “Böylece İsrail’e karşı olduğunu söyleyen hükümet, İsrail korumalığına soyunmuş ve bunun için topraklarımızı kullanıma açmıştır” şeklinde konuştu. Bu gelişmenin ABD’ye ve NATO’ya bu denli bağımlı olan bir devletin İsrail’e kafa tutuyor olmasının bir aldatmaca olduğunu gösterdiğini dile getiren Tüzel, “Yetkililer bu projenin ‘ulusal çıkarlar’ için ve koruma amaçlı olarak kurulduğunu iddia ediyorlar. ‘Ulusal çıkarlar’ diye savaşla korunmaya ve kazanılmaya çalışılan halkların çıkarı değildir, Kürecik’te yaşayanlar Sünnisi, Alevisi, Kürdü ve Türkü topyekün olarak savaşa ve savaş araçlarının topraklarına kurulmasına, açık askeri hedef olmaya karşı çıkmakta ve bölgemizde barışa katkı sağlayacak çabalara destek verilmesini istemektedir” şeklinde konuştu.
İSRAİL VE ABD’YE KALKAN OLMAYACAĞIZ
Koruma gerekçesinin halk açısından anlaşılır olmadığını söyleyen Tüzel, “Türkiye halklarının füzesi olan ve kendilerine füze ile saldıracak herhangi bir halkla düşmanlıkları yoktur. O halde bu bu füze kalkanları kimleri korumak için kullanılmaktadır? Gerçek şu ki; ABD, İran ve diğer bölge halklarına karşı hazırlandığı savaşta, bölgeyi savaş alanı, insanlarımızı da canlı kalkan olarak kullanmak istemektedir. Ancak halkımız buna izin vermeyecektir” dedi. ABD ve İsrail’in savaş hazırlıklarının Türkiye’nin politik sorunlarıyla da ilgili olduğunu dile getiren Tüzel, “Bu gün sürdürülen demokrasi mücadelesinin bastırılması bu planın bir parçasıdır. Füze kalkanının Malatya-Kürecik’te kurulmak istenmesi bu gerçekle de bağlantılıdır. Tüm halkımızı buna karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
‘KALKAN SAĞLIĞIMIZI DA TEHDİT EDECEK’
Söz konusu kalkanların Türkiye’ye sadece savaş hazırlığı olarak zarar vermeyeceğini, bölge halkı olarak çevresel etkiler ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle de projeye karşı çıktıklarını dile getiren Tüzel, “Bu radar sisteminin yayacağı radyasyon bölgede yaşamı kısmen ortadan kaldıracak ve doğayı tahrip edecektir. Malatya’nın simgesi olan kayısı artık tarihe terk edilecektir. Hayvancılık zarar görecek” dedi. Kalkanın geniş bir alanı insansızlaştırmayı gerektirdiği haberlerinin de tedirginlik yarattığını belirten Tüzel, “Ayrıca kurulacak kalkan sebebiyle bölgemiz yerli ve yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyet alanına dönecektir” dedi.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Sorunun bölgesel-yöresel bir sorun olmadığını dile getiren Tüzel, “Tüm demokratik kamuoyunu, yurtsever, ilerici, öecreci, kamuoyunu birlikte mücadeleye çağırıyoruz” dedi. Tüzel, 25 Pazar Günü Taksim meydanında kitlesel bir basın açıklaması yapılacağını, ve 2 Ekim’de de Kürecik’te bir miting yapılacağını belirterek, tüm halka katılım çağrısı yaptı.