Karadeniz'de 'Vampir kelebek' tehdidi: Kansere neden oluyor

Biyolog Ahmet Süha Derekaya, kelebeğe benzediği ve yumuşak bitkilere yapışıp öz sularını emerek beslendiği için halk arasında “vampir kelebek” olarak adlandırılan Ricania simulans türü böcekle ilgili uyarılarda bulundu.

Böceğin kivi, fasulye, salatalıktan sonra çaya da zarar vermeye başlayacağını söyleyen Derekaya, “Vampir kelebek ile kimyasal değil biyolojik alanda mücadele edilmelidir. Suya karışan bu böcek klor ile temas ettiğinde bölgede yüksek olan kanser oranını artıracaktır” dedi.

Çaya da saldırdı

Derekaya, Doğu Karadeniz’de bahçe bitkilerini tehdit eden vampir kelebeğin kivi ağaçları ile geldiğini belirtti. Vampir kelebeğin, fındığın, kivinin, çayın, incirin, yabani böğürtlenin, meyve ve sebzenin özsuyunu emerek kuruttuğuna dikkati çeken Derekaya, BirGün'den Burcu Cansu'ya şunları söyledi:

“Doğu Karedeniz’de Kaçkarlar’da çalışırken su kaynaklarını inceledim. Çalışmalar kapsamında bölgeye yıllarca gidip geldim. Bölgede çaya alternatif ürün arayışı kapsamında getirilen kivi ile vampir kelebek geldi. Çok hızlı ürüyor ve çok ciddi bir tahribata yol açıyor. Daha çok bitki filizlerine gidiyor. Önceleri çaya gitmiyordu ama artık çaya da saldırdı. Çayın toplanması esnasında bitkiye yapışan bu kelebeğin fabrikadan doğru sofralarımıza taşınma tehlikesi de var. İnsan sağlığı açısından nasıl bir olumsuzluğa yol açacağını bilmiyoruz."

Derekaya, böceğin geçen yıllarda Mayıs ayında larvadan kelebeğe dönüştüğünü bu yıl ise kışın ılık geçmesinden dolayı Mart ayı başından itibaren bahçeleri istilaya başladığını söyledi.

Kanser tehdidi

Böceğin kansere neden olma riskine de dikkati çeken Derekaya, “Bu kelebek canlı iken talan ediyor öldükten sonra da toprağa karışıyor. Larvaların ya da böceğin, içme suyundaki klor ile teması durumunda trihalometan isimli kanserojen bir maddeye dönüşme riski var. Bölge zaten kanser vakasından kırılıyor. Onun üzerine bir de bu gelirse durum korkunç olur” diye konuştu.

Larva döneminde mücadele

Böcekle mücadelenin biyolojik olması gerektiğinin de altını çizen Derekaya, "Bu canlıya kesinlikle kimyasal müdahale yapılmamalıdır. Çünkü çaya bulaşacak kimyasal maddeler de kanserojen etki yaratır" dedi.