Karamollaoğlu: Türkiye morotoryuma doğru gidiyor

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollağlu TV5 televizyonunda Gazeteci Mustafa Yılmaz'ın sunduğu Gündem Türkiye programına konuk oldu.

Karamollaoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

"Biz artık sizin borcunuzu ödeyemiyoruz. Gelin beraberce çözelim. Ekonomiyi size teslim edelim demek. Biz aslında bunu geçmişte yaşadık Ne zaman yaşadık? Osmanlı döneminde bin sekiz yüzlerde giderek ekonomiyi dibe vurdu. Bin sekiz yüz ellilerde ilk defa İngiltere'den ve Fransa'dan borç aldık Bin sekiz yüz seksenlere geldiği zaman biz bu borcu ödeyemedik. Ödeyemez hale geldik. Neden? Çünkü borç alınmış maalesef o günkü şartlarda o borç har vurup harman savrulmuş Osmanlı dönemini söylüyorum ben. Köşkler yapılmış. Imkanlar yatırımlara değil de evet. Yatırımlara değil lükse gitmiş. Ne olmuş arkasından? Işte moratomluyum dediğimiz yüz elliler gelip de artık biz sizin borcunuzu ödeyemiyoruz denilince ekonomiye gelmiş el koymuşlar. O zamanki adı Düyunu Umumiye Siz vergileri, tahsilatların hepsini yabancılar gelecekler, alacaklar. Kayda geçirecekler. Önce kendi alacaklarını oradan tahsis tahsil edecekler. Geriye kalan ne kaldıysa, bir şey kaldıysa onu da ihtiyaçlar için Türkiye'de Osmanlı döneminde karşılayacaklar. Bu o kadar korkunç bir Borçlu ki yani bugünkülerle kıyas edilemez. Çok küçük. Birkaç milyon dolar. Ama o zamanki milyon dolarla demek ki dolar değil frank sterlin daha doğrusu. Biz o borcun sop taksitini ne zaman ödedik Biz o borcun son taksitini Osmanlı yıkıldıktan cumhuriyet kurulduktan sonra efendim devir değişti. Hadi Osmanlı dağıldığı için bir kısmını Sildik geriye kalanını tahsil ederiz dediler. Son taksiti biz bin dokuz yüz elli iki elli üçte ödedik. Düşünebiliyor musunuz? Neredeyse Yetmiş seksen yüz seneye yaklaşacak. Yetmiş seksen sene sonra adamlar alacaklarını geliyorlar. Zorla tahsil ediyorlar. Moratorium dediğimiz bu. Biz artık ekonomiyi yönetemiyoruz. Ne yaptığımız vergiden ne ihracattan, ithalattan bir şey anlamıyoruz. Biz bu ekonomiyi çözemiyoruz noktasına gelmek demektir. Onun için de bunu ekonomi yönetimini doğrudan doğruya bize borç verenlere havale etmek demektir. O adam Türkiye'nin lehine bir karar alır mı? Bir tane derdi var onun. Bize verdiği borcu tahsil etmek. En yüksek seviyede faizlerle Şimdi bunun içinde biz sayıyoruz. Emeklilerimiz var. Işçimiz var. Memurumuz var. Esnafımız var, çiftçimiz var. Bütün bunların ihtiyaçlarının giderilmesi lazım. Bu ekonomiyle bunların ihtiyacı giderilecek. Bunların hiçbir tanesini yani esnaf kendi geçimini sağlayamıyor. Emekli zaten sağlayamıyor, çiftçi sağlayamıyor."