loading
close
SON DAKİKALAR

Kemal Okuyan: ‘HTŞ cihatçılık yapsın, Suriye üniter olsun, süreç yürüsün’ isteniyorsa karşılığı yok!

Kemal Okuyan: ‘HTŞ cihatçılık yapsın, Suriye üniter olsun, süreç yürüsün’ isteniyorsa karşılığı yok!
Tarih: 10.03.2025 - 20:12
Kategori: Siyaset

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Suriye’deki durumu ve Türkiye’de Abdullah Öcalan'ın açıklanan mektubu ile yeni bir aşamaya geçen süreci değerlendirdi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Suriye’deki durumu ve Türkiye’de Abdullah Öcalan'ın açıklanan mektubu ile yeni bir aşamaya geçen süreci değerlendirdi.

Okuyan, “Suriye'de HTŞ ya da benzerlerinin Suriye'nin birliğini temsil ettiği bir fotoğrafın meşruiyeti sıfır. İsrail ve batı bu fotoğrafın sorumluluğundan kendilerini bir günde sıyırırlar. Bu konuda deneyimliler. Mezhepçi projelerle dış politika yürüten AKP ise HTŞ'yi bıraksa ÖSO ya da Suriye Milli Ordusu nedeniyle o fotoğraftan çıkamaz” ifadelerini kullandı.

Sondakika, soL’un sorularını yanıtlayan Kemal Okuyan, dünyanın çok karmaşık bir süreçten geçtiğini ve son gelişmelerle birlikte Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinin seyrinin önemli olacağını belirtirken “HTŞ cihatçılık yapsın, Suriye üniter olsun ve bir yandan da Türkiye'deki süreç yürüsün isteniyorsa, bunun karşılığı yok” dedi.

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile yapılan söyleşinin tamamı şöyle:

'HTŞ ajanların ve fanatiklerin birlikte yönettiği, devşirme bir örgüt'

-Suriye'de ne oluyor? Önce Esad yanlısı bazı milislerin HTŞ iktidarına karşı silahlı kalkışma başlattığı haberleri geldi ardından Alevilere dönük katliam haberleri. Bunun anlamı ne?

Olaylar önceden planlandığı gibi gelişiyor. Ne yazık ki. Bakın, HTŞ'yi Suriye'de iktidara taşıyan güçlerden biri İsrail'di. Benzer biçimde İngiltere ve ABD'nin rolünü biliyoruz. İşin içinde Türkiye'nin de olduğu ortadaydı ve üst düzey yetkililerin açıklamalarıyla bu defalarca teyid edildi. Ancak Türkiye'nin HTŞ ile işbirliğinde mezhepsel ve ideolojik etkileşim belirleyiciyken, İsrail ve batılı ülkelerde biri açık diğeri ince bir hesap öne çıktı. Açık hesabı hepimiz biliyoruz, ki Türkiye ile de ortaklaşılıyordu, Esad rejiminin yıkılması. İnce hesap ise, Suriye'de meşruiyeti her zaman sorgulanabilecek ve katliamlara yönelecek bir iktidarın İsrail ve gerekirse batılı ülkelerin müdahalesine zemin hazırlayacağı gerçeğine dayanıyordu. İnce hesap diyorum ama bir açıdan fazlasıyla kaba bir hesaptı bu.

-Suriye'de HTŞ Şam'ı henüz ele geçirdiğinde bunu vurgulamış, "şimdi istedikleri zaman cihatçılar katliam yapıyor gerekçesiyle müdahale edecek, işgali kalıcılaştıracaklar" demiştiniz. Gerçekleşen bu mudur?

Tam da budur evet. İşgal, müdahale, darbe gibi normalde negatif anlam yüklü fiiller her zaman gerekçelendirilir. "Güvenlik" çok sık devreye sokulan bir gerekçedir ama çoğunlukla soyuttur. "Kitle imha silahları" gibi bahanelerin birçok örnekte palavra olduğu sonradan ortaya çıktı. Ancak bir etnik grubu, mezhebi katliamdan korumak, çok somut ve bir açıdan "soylu" bir tavır. İsrail'in gerektiğinde Suriye'de cihatçı bir iktidarla uyumsuz toplumsal-ideolojik kodları olan toplulukları himaye etmeye soyunacağını sezmek marifet değil. Dürzilerle başladı, daha kalabalık olan Kürtler her zaman gündemdeydi ve şimdi Aleviler.

-Peki burada HTŞ bile bile bu kurguya mı hizmet ediyor?

HTŞ dediğiniz nedir? HTŞ ajanların ve fanatiklerin birlikte yönettiği, devşirme bir örgüt. Suriye gibi karmaşık, herkesin üşüştüğü ve küçük sayılmayacak bir ülkeyi yönetme ehliyetine sahip olamaz HTŞ. Bu örgüt bir ihtiyaç doğrultusunda iktidara taşındı. Önceden verilen bir reçeteyi uygulamaları gerekmiyor. İçinde farklı ülkelere çalışan ajanlar elbette bir yere çekiştiriyordur. Ancak HTŞ'nin ideolojisi ve örgütsel yapısı katliam yapmaya zaten elverişli. Hemen başlamışlardı, batı görmezden geliyordu. Şimdi hem katliamlar yaygınlaşıyor hem de İngiliz medyası aniden bunların haber değerini fark etti!

'HTŞ'nin Suriye'nin birliğini sağlayabileceğini düşündülerse vay onların Yeni-Osmanlıcılığının haline'

-Örgütün lideri Colani ya da Şara neye hizmet ettiğinin farkında değil mi? Daha doğrusu bu kadar kanlı bir tezgahta kullanıldığının?

Örgütün ve kendisinin tarihi bu değil mi? Belki bu süreçte, kendisini kalıcı kılmak için "itidal" filan tavsiye edecektir ama bana göre Suriye'nin parçalanmasında bir eşik aşıldı. İsrail'i yakın vadede Suriye'den çıkaracak bir güç gözükmüyor. Üstelik Dürzilerden sonra Aleviler arasında da "İsrail bizi korusun" diyenlerin sayısı artmaya başlamışken bu daha da zorlaştı.

-İsrail'in hedefi bu muydu?

İsrail'in ara hedefi buydu. Başka hedefleri de var. Şu anda ara hedefe ulaşmasına az kaldı.

-Devlet Bahçeli'nin konuşmalarıyla başlayan, sonra resmileşen ve Öcalan'ın kamuoyuna da açıklanan mektubu ile yeni bir evreye taşınan son sürecin Suriye ile yakından ilişkili olduğunu biliyoruz. AKP açısından Suriye'nin bütünlüğü ve Kürt özerk bölgesinin, dolayısıyla oradaki silahlı yapılanmanın dağıtılması temel motivasyonlardan biriydi. Bu açıdan ne söylenebilir?

HTŞ'nin Suriye'nin birliğini sağlayabilecek, burada merkezi bir rol oynayabilecek bir aktör olduğunu düşündülerse vay onların Yeni-Osmanlıcılığının haline! Esad döneminde uzatmaları oynayan ve çok zayıflayan Suriye'nin birliği, HTŞ'ye verilen misyonla birlikte ancak benzersiz bir baskı ve katliamlarla sürdürülmeye çalışılabilir. Geçtiğimiz aylarda HTŞ'nin Suriye'de bir üst kimlik, Suriyelilik kimliği yaratmak için çaba harcayacağı iddia ediliyordu bir kısım basında. Bunu hangi ideolojiyle, hangi birleştirici yaklaşımla yapacaklar?

'Ayrılmak meşru olmaktan çıktı, emperyalizme ve gericiliğe hizmet etmeye dönüştü'

-Suriye parçalandı mı, bunu mu söylüyorsunuz?

Bunu söyleme hakkına sahip değilim. Ancak Suriye'de farklı toplulukların o farklılıklarını önemsiz hale getirecek, birleştirecek bir programa ve ideolojiye sahip bir hareket yok şu anda. Bu sadece ve sadece emekçi sınıf karakteriyle, laiklik zemininde gerçekleştirilebilir ve Suriye'de yaşayan bütün halklar emperyalizme, işgalcilere, sömürücülere karşı bir mücadele verirken birbirleriyle kardeş olurlar. Şu anda böyle bir dinamik yok ne yazık ki. Peki ne olacak? İşte o zaman siyasette en önemli kavramlardan biri devreye giriyor meşruiyet! Suriye'de birliği sağlamaya kalkan aktörün kendisi meşru değilse, parçalanma meşrulaşmaya başlar. Bu kadar basit. HTŞ böyle bir meşruiyete, Suriye'nin birliğini sağlayabilecek meşruiyete sahip değil, olamaz. Kısa bir sürede binlerce kişiyi katleden bir barbarlar sürüsünden söz ediyoruz.

-Bunu nasıl belirliyoruz?

Meşruiyet, tarihsel aktörlerin ve eylemlerin insanlığın dünden bugüne taşıdığı kimi değerleriyle kurduğu ilişkiyle ilgilidir. Bir işgale karşı silahla mücadele örneğin, meşrudur. Filistin örneğinde ya da bizim Milli Mücadele döneminde olduğu gibi. Köhnemiş, çürüyen, nüfusun büyük bölümüne acı, yoksulluk, ızdırap veren bir rejim, bir düzen büyük ölçüde gayrı-meşrudur. Konumuz açısından bir örnek vereyim. Rus Çarlığı bir sürü ulusu bir arada tutuyordu. Ama o bir aradalık zalimlikle, ağır adaletsizlik ve sömürü ile örülmüştü. Ulusların Rus İmparatorluğundan ayrılmak için verdiği mücadele meşruydu. Sonra Ekim Devrimi gerçekleşti, ardından Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruldu. Eşitlikçi bir düzen içinde irili ufaklı birçok ulus, halk, etnik grup özgürleşti ama aynı zamanda merkezi yönetimin bir parçası oldu. Adım adım bir Sovyet halkı yaratılmaya başlandı. Ayrılmak meşru olmaktan çıktı, emperyalizme ve gericiliğe hizmet etmeye dönüştü.

'Emperyalizmin olduğu, İsrail'in olduğu hiçbir şey meşru değildir'

-Bugün Suriye'nin dağılması meşru hale mi geldi?

Emperyalizmin olduğu, İsrail'in olduğu hiçbir şey meşru değildir. Ama HTŞ de hiç meşru değildir. Zaman ne gösterir belli olmaz ancak bugün gördüğümüz, mandacılık fikrinin hortlamasıdır. Suriye'de Aleviler, Dürziler, Kürtler "koruma" talep ediyorsa oturup bunun nedenlerini düşünmek gerekiyor. Saydıklarım aynı kaba konabilecek örnekler değil belki ama sonuçta onları birleştiren bir faktör var: Cihatçıların yarattığı tehdit. "Türkiye bölgedeki Kürtlerin hamisi olmalı" düşüncesini paylaşanlar arasında Barzaniciler vardı, İslamcı bazı Kürt siyasetçiler vardı, AKP'liler vardı. Hamilik ilişkisi zaten yanlış bir ilişki biçimi değil mi? Sonuçta hamilik gündemdeyse, başka hami adayları da vardır.

-Suriye'de Kürtlerin hamiliğini İsrail mi üstleniyor?

Bunu bilemeyiz, dünya çok karmaşık bir süreçten geçiyor, Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinin seyri önemli olacak. Ancak bir şey kesin, İsrail Suriye'ye yerleşiyor. Birkaç gün önce Mazlum Kobane "İsrail korumasını görüşüyoruz" dedi. Başka açıklamalarda "bu katliamlar olurken kimse bizden silahsızlanmamızı beklemesin" dendi.

'Türkiye'nin tartışılmaya başlanacağı bir sürecin önü açılır'

-Ama bu durum Türkiye'deki sürecin en kritik noktada aksaması, hatta bozulması anlamına gelmiyor mu?

Evet burada bir gerilim var. Bu gerilim bir tıkanmaya dönüşür ve AKP Suriye'de "ben bir Kürt oluşumuna izin vermem" düsturunda ısrar ederse tam da söylediğimiz gibi bu kez Türkiye'nin tartışılmaya başlanacağı bir sürecin önü açılır. Emperyalist dünyada bunu bekleyen çok fazla aktör var. Öte yandan sürecin Barzanici bir çizginin Irak'tan sonra Suriye'de kendisine geniş bir alan bulması, burada Türkiye'yi de içine alan bir uzlaşıya evrilme olasılığı hâlâ var. Tekrar altını çiziyorum, Suriye'de HTŞ ya da benzerlerinin Suriye'nin birliğini temsil ettiği bir fotoğrafın meşruiyeti sıfır.

İsrail ve batı bu fotoğrafın sorumluluğundan kendilerini bir günde sıyırırlar. Bu konuda deneyimliler. Mezhepçi projelerle dış politika yürüten AKP ise HTŞ'yi bıraksa ÖSO ya da Suriye Milli Ordusu nedeniyle o fotoğraftan çıkamaz. Filistinlilerin celladı İsrail'e "halkların kurtarıcısı" rolünü oynama fırsatı veren "büyük stratejik akla" şapka çıkarmaktan başka bir şey gelmiyor şu anda elden. Biz mezhepçiliğe, emperyalizmle işbirlikçiliğe, İsraile hizmete, yolsuzluğa, sömürüye karşı bir mücadele birliğinin Suriye'yi ayağa kaldırabileceğine inanırız. Ama biz Suriye'de değiliz ve şu anda Suriye'ye baktığımızda gördüğümüz tablo iç açıcı değil. Özetle HTŞ cihatçılık yapsın, Suriye üniter olsun ve bir yandan da Türkiye'deki süreç yürüsün isteniyorsa, bunun karşılığı yok!

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları