CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 2010 referandumunda 'mezardan bile gidin oy kullanın, bu olursa 'Türkiye kurtulacak' diyorlardı. Evet oyu çıktı, yargıyı 160 militana teslim ettiler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 3. Bölge'de STK temsilcileriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği için evet oyu isteyen iktidarın 2010 referandumunda da evet oyu istediğini hatırlatarak "2010 referandumunda 'mezardan bile gidin oy kullanın, bu olursa 'Türkiye kurtulacak' diyorlardı. Evet oyu çıktı, yargıyı 160 militana teslim ettiler" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
Nasıl bir Türkiye istiyoruz buna uygun 4 ayaklı bir strateji ortaya koyacağım. Bu stratejini ilk ayağı tam ve güçlü bir demokrasi. Güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü ile sağlanır. Bir ülkede hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, herkesin düşüncesini açıklama özgürlüğü varsa o ülkede demokrasi vardır. Demokrasisi gelişmemiş hiçbir ülke kalkınmamıştır.
Stratejinin 2. ayağı: Tüketen değil üreten güçlüdür. Katma değeri olan ürün üreteceğiz. 21. yüzyılda itibarı olan Türkiye katma değeri olan ürün üreten Türkiye'dir. Bunu nasıl yapacağız? Üniversiteler bilgi üretmiyorsa üretemezsiniz. Bir bildiriye imza attı diye binlerce akademisyeni kapı önüne koyarsanız bilgi üretemezsiniz.
3. ayak Türkiye'nin saygınlık kazanması güçlü bir sosyal devlettir. Herkesin işe ve aşa sahip olduğu Türkiye'dir. Kişi başına gelirin yüksek olduğu, işsizliğin olmadığı, herkesin hak sahibi olduğu Türkiye'dir.
4. ayak sürdürülebilirliği sağlamaktır. 4 aşamalı stratejiyi hayata geçirmezseniz Türkiye güçlü Türkiye olmayabilir.
Afişlerde görüyoruz. 'Anayasa değişikliği daha güçlü bir Türkiye'ye yol açacak' diyor. Ama bizi inandıramıyorlar. Hapishanelerde yer yoksa, medya özgürlüğü yoksa 150'nin üzerinde gazeteci hapisteyse hangi özgürlükten söz edeceksiniz. Binali Beye söyledim, 'Dünyada, Avrupa'da kimseyi inandıramıyorsunuz' dedim.
Bu anayasa değişikliği hangi sorunu çözüyor? Sanayicinin sorununu çözüyor, mal güvenliğini sağlıyor mu, hayır.
Üniversiteler konuşamıyor korkudan. Böyle bir tablo içinde Türkiye büyüyebilir mi?
Bu anayasa Türkiye'ye parti devletini getirir. Rusya'ya, Romanya'ya bakın. Komünist rejimler vardı. Değişiklik geçerilerek o rejimler getirilmek isteniyor. Bütün makamlar kendi partisinden.
Son 2,5 yıldır fiili Başkanlık yaşanıyor. Valiler, kaymakamlar kimin için çalışıyor. Kaymakamlar tehdit ediyor, 'evet çıkmazsa düşünün' diyor. Partinin valisi, kaymakamı oluyor.
Birlikte özgürce, bağımsız bir ülkede yaşayacağız. Tahakkümü kabul etmeyeceğiz.
(Kurtuluş Savaşı sonrası) Ülkede demir üretecek fabrika, para basacak yer yok, okuma-yazma oranı kadınlarda binde 8, erkeklerde yüzde 8. Cumhuriyet böyle bir miras devraldı. Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik başarılarla taçlandırılmadıkça zafer kazanamazsınız, dedi Mustafa Kemal. Üretime önem verdiler. Millet mektepleri kurdular, Etibank'ı, Sümerbank'ı kurdular. Üretimi güçlendirdiler. Bugün motor yaptığımız için seviniyoruz. 1925'te Kayseri'de uçak fabrikasının temelini attılar.
Saygınlık üretimden geçer. 80 milyonluk Türkiye bir kişinin eline veriliyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Hollanda ile Almanya, Suriye, Libya, Irak, İran'la kavga ettik. Alanya'da esnaf turist duasına çıkıyor. Bu turist düne kadar geliyordu, sorumlusu kim bunun?
Suriye'nin içişlerine karıştık. Barışın ne kadar önemli olduğunu da Gazi Mustafa Kemal Atatürk söylüyor. Bütün hayatı savaş içinde geçen bir kişi 'Mecbur kalınmadıkça savaş cinayettir yurtta barış dünyada barış' diyor.
Bir kişi Türkiye'nin dış politikasını belirleyemez dedik. Cumhurbaşkanı 80 milyonu temsil edecekse tarafsız olması gerekir.
Evet demenin vebali ağırdır. 2010 referandumunda 'mezardan bile gidin oy kullanın diyorlardı, bu olursa 'Türkiye kurtulacak' diyorlardı. 'Birilerine devleti teslim edersiniz' dedim. Evet oyu çıktı, fatura yine millete çıktı. Yargıyı 160 militana teslim ettiler.
Başkanın, Başkan yardımcıların, bakanların dokunulmazlıkları ömür boyu olacak. Soruşturulmaları için Meclis'te 400 vekil bulundu diyelim, AYM'de 15 hakimden 12'sini Başkan tayin etti. Bu model çıktıktan sona hakim, savcı sarayın kapısından ayrılmayacak.
Hukuk sizin için çalışmaz. Sizin davanıza bakan hakimi Başkan atamış olacak.
Çift başlılık gelecek. Cumhurbaşkanı hem partisinin başkanı hem Cumhurbaşkanı olacak. İlde kendisini hem vali hem partisinin il başkanı temsil eder.
Devletin yapısı ve işleyişi ile ilgili kararnameleri Başkan çıkarır, atamaları Başkan yapar. Başkanı ikna ederseniz, en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirebilirsiniz. Başkan bütün kaymakamları, müsteşarları, büyükelçileri bir kararnameyle değiştirebilir."
Vişne Haber Ajansı