CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"-Hayatın her alanında dert var bunları çözme kapasitesini biliyoruz. Siyaset halka hizmetse onu biz yapacağız, sorunları çözeceğiz. AK Partili, ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Zaman zaman bizi eleştirirler eksiğim varsa düzeltirim. Ben bu ülkenin menfaatleri neredeyse oradayım. Bu anlayışla yola çıktık, bu anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Farklı kimliklerimiz, düşüncelerimiz olabilir bayrağımız bir. Birilerinin cebine, saraya değil vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.
-Sanat bütün dünyada önemli bir alandır. Uygarlığın temeli kültürel birikimdir. Taş taş üstüne koyunca uygarlıkta çok önemli mesafeler alındığını görürsünüz. Geçen hafta Küçük İskender hayatını kaybetti. Şiirleriyle gönlümüzde yaşayacak.
Bizim gibi düşünmeyen insanlara da saygı göstermemeiz, onları da kucaklamamız lazım. Katliam yapmak, insanları katletmek, etnik kimliği yok etmek insanlıkla bağdaşan bir şey değildir. Srebrenitsa'dan bahsedeceğim. Srebrenitsa Sırp birlikleri tarafından işgal edilir. Holanda'nın barış güvü sivilleri alır Sırplara teslim eder. 8372 Boşnak katledilir. Srebrenitsa'yı unutmamamız gerekir. Avrupa'nın göbeğinde olması daha büyük acıdır. Görevimiz bu tür katliamlar bir daha olmasın diye onları canlı tutmaktadır.
-Bu toplumun mayasında acılar var. Bu acılardan ders çıkarmak zorundayız. Acılara teslim olmak değil bir daha yaşatmamak için çaba haracamalıyız. Dün 8 Temmuz'du. Çorlu tren faciasını yaşadık. 8'i çocuk 25 vatandaşımızı kaybettik. Düşünün 25 vatandaş hayatını kaybetti. Aileler sadece adalet istiyorlar. Duruşma günü geldi bir salona alındılar, ailelerin bir kısmı dışarıda... İtiraz ettiler, biber gazıyla müdahale edildi. Siz ne yapıyorsunuz? Sorumlular kimse ortaya çıksın istiyorlar. Arzu ettikleri adalet sağlansın. Biber gazlarını sıkıp, copları indirerek insanları adalet arayışından vazgeçiremezsiniz. Anneye çocuğun öldü ama adalet aramayacaksınız diyebilir misini? CHP olarak bu olayın takipçisi olacağız. Adalet için, ölen çocuklar, hak arayan insanlar için... Bu bekleniyordu. Meteorolloji genel müdürlüğü yazı yazıyor yağış yağabilir önlem alın diye. Önlem alan yok. Bunları raporlarştırdık. Bütün belgeleri aldık. Yeterli değil. Bunu TBMM'de araştıralım dedik. Değerli milletvekillerimiz var her partiden. Araştırma komisyonu kuralım dedik, önerge verdik. AK Parti ve MHP'li kardeşlerime sesleniyorum, Çorlu tren faciasının araştırılmasını istedik, AK Parti ve MHP'li vekillerin oylarıyla önerge reddedildi. Yazıklar olsun. Meclis'in görevi nedir? Milletvekili her ay cebine maaşını atıp keyfini mi sürecek. 25 kişi öldü, neden hayatlarını kaybettiler Meclis araştırmayacak da ne yapacak? MHP'ye, AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyoruz. Biz samimiyiz birisine iftira atma niyetimiz yok gerçekler ortaya çıksın. Sakarya'da, Ankara'da benzer kazalar oldu. Bu kurumda neler oluyor, bir milletvekili bunu merak etmeyecek mi?
-Aramızda mevsimlik orman işçileri var. 5 ay 29 gün çalışıyorlar. Bu süre doldu Orman Genel Müdürlüğü yazı yazıyor. 'Mevsim sıcak, orman yangınları olabilir bu süreyi 4 ay daha uzatalım' diyor. Bakanlık bir kısmını çalıştıralım, diyor. 2750 kişiyi çalıştırınca batıyor musunuz? Para bulamıyorsanız bana söyleyin ben ödeyeceğim maaşlarını.
-ODTÜ... Bir ülkeye saygınlık kazandıran kurumların başında üniversiteler gelir. Üniversite kurmak bir toplumu aydınlık geleceğe taşımak demek, sağlıklı düşünene, sorgulayan insanlar yetiştirmek demektir. ODTÜ de gözbebeğimiz üniversitelerden birisidir. Yüksek puan olanlar oraya giderler. Hepimiz gençliğimizi yaşadık. Hoşgörmek lazım, söylemlerine bir kulak kabartmak lazım. Çocuklar yurt istiyorlar. Ama buraya 1500 kişilik yurt yapacağız dışarıdan adam getireceğiz, diyorlar. Hayır ahengi bozarlar diyor gençler. Gençler de itiraz ediyor. Biber gazı, coplar... Bunlar bizim geleceğimiz, evlatlarımız. Neden şiddet, neden baskı? Olay büyüyünce Mansur Yavaş arkadaşımız rektöre telefon açıyor ODTÜ'ye yurt yapacağım bağışlayacağım, diyor. Çankaya Belediye başkanımız gidiyor kaçak yapı, izin alınmamış. Burada sayın rektöre sesleniyorum, öğrencilerinizi dinleyiniz. Nitelikli öğrencilerdir. Benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. Onlar bizi geçecek. Mansur başkanın sesine kulak verin. Öğrencilerin rahatlıkla kalabileceği yurt yapacak. Biz öğrencinin burnu kanamasın istiyoruz. Kavgadan yana, kinden yana değiliz. ODTÜ bir kurumdur, başarılıdır. Bu başarıyı şiddetle gölgelememelidir.
-Ülkemizde ve dünyadaki gelişmeleri medyada izleriz. Doğru habere ulaşmak sağlıklı yorum yapmamıza neden olur. Medya 4. güçtür. Medyayla ilgili rapor yazacak STK'ların bu gerçeği bilerek yola çıkmalı. SETA var. Bir rapor yayınladı. Uluslararası medya kuruluşlarının medya uzantıları... Bu rapor yüz karasıdır. Gazetecilerin fişlenmesini öngörüyor. Gazetecileri fişlerseniz doğru haberi kimlerden alacağız? SETA iktidardan beslenen bir kuruluştur. Bağış almaz bir yerden, iktidar dünyanın parasını verir. Onların istediği gibi rapor hazırlar. TGS suç duyurusunda bulundu. Türkiye'de medyanın yüzde 95'i kontrol altında, diyor. İktidar ne istiyorsa onu yazıyorlar. Ben onlara gazeteci demiyorum. Gazeteci baskıya boyun eğmez, gücün önünde diz çökmez.
SETA aracılığıyla gazetelerinden atılan pekçok kimseyi suçlar noktaya geldiler. Bu rapora neden ihtiyaç duyuldu? Birileri mi istedi, saraydan talep mi geldi? SETA'nın araştıracağı başka konu yok muydu?
Mutfaklarda yangın var, insanlar çocuğuna mama yediremiyor. Bu sorunlarla niye ilgilenmiyorsun?
Dış politikaya bakın, paramparça, neden o konuda araştırma yapmıyorsun, saray üzülür.
Sormak gerekiyor bu gaztecilerin hepsi çalışkan ve yetkin. Bu gazeteciler kendi gazetelerinde niye çalışamadılar, bunları araştırdılar mı? SETA düşünce kuruluşu değildir iktidarın borazanlığını yapan bir kuruluşa dönmüştür. Ne söylerlerse söylesinler gerçekler biliniyor. Bu rapora ayırdığım zamana harcıyorum. İşten atılmalarına, aç kalmalarına rağmen diz çökmeyen gazeteciler biliyorum. CHP'yi eleştirenler var içlerinde. Gazeteci kalemini, ahlakını satmıyorsa başımın üstünde yeri vardır.
-Bir ülkenin güçlü olmasının yolu üretimden geçer. Üreten ülkeler diğer ülkelere hizmet satarlar, söz sahibi olurlar. Türkiye üretimden koparıldı. Aklınıza gelir miydi patates ve kuru soğan ithal edeceğimiz. Bu yılın mayıs ayına kadar 60 bin ton patates ithal edildi 32 milyon dolar ödendi. Nisan sonuna kadar 111 bin ton kuru soğan ithalatı yapıldı 34 milyon dolar ödendi.
2013-2019 arası toplam dış borç için 160 milyar dolar ödediğimiz faiz.
Vatandaşın bankalara borcu 1 Ocak-28 Haziran arası 522 milyar TL oldu. Bu süre içinde ödenen faiz 31 milyar 500 milyon TL. 2003'ten beri vatandaş 478 milyar TL ödedi.
Merkez bankası bir ihtiyat akçesi tutar. Önemli bir şey olursa o para alınır harcanırç Yeni kanun getirdiler, görüşülecek. Kefen parasını MB'den alıp Hazine'ye veriyorlar. Bir iktidar kefen parasına muhtaç hale geldiyse yönetemezler. Bu para yetmiyor yeni vergi getiriyorlar. Ciro üzerinden. Türkiye tanıtım turizm geliştirme ajansı kuruyorlar. Şirketlerin karından değil cirosundan yüzde 1 vergi alıyorlar. Anayasa mali güce göre vergi alınır diyor. Aldığı parayı kim denetleyecek? Sayıştay var devlette denetimde. Kanunda 'Sayıştay denetleyemez' diyor. Nereye gidecek bu para? Doymadılar. Özel denetim şirketleri denetleyecekmiş. ABB'yi, İBB'yi de özel denetim şirketleri denetliyorlar. Bunlar kamu yararına bakmazlar. Kamu yararına Sayıştay bakar. CHP'nin görevi buna karşı çıkmaktır.
MB'nin başkanını değiştirdiler. MB kağıt üstünde bağımsız. Erdoğan faizi indirin diyordu indiriyordu. Erdoğan sıkıştı faizler yükselmiş. CHP'ye dese CHP yönetimde değil. Maliye Bakanlığı'na dese alanıma girmiyor, diyor. En iyisi MB başkanını suçlayalım diyor. Kendi beceriksizliğini bürokratın üzerine yıkarak kurtulmak istiyor, kurtulamazsın.
Erdoğan 'MB başkanına faizi düşürmesini söyledik, ama aynı kulvarda değildik' dedi. Yeni bir adam getirdi. Erdoğan bu gerekçeyle MB başkanını görevden aldıysan yeni adam aldıysan ilk toplantıda faizi sıfırla. Yaparsa bu kardeşiniz Erdoğan dünya ekonomi tarihine girsin diye kampanya açacak.
11. Kalkınma planı yoktu, dün geldi. Söylediği hedeflerin hiçbiri tutmadı, beyefendinin hiçbir sorumluluğu yok.
Elektriğe, doğalgaza, çaya, ilaca, gübreye, yağa, patatese zammı MB başkanı mı yaptı, sen yaptın.
Erdoğan 19 Haziran 2018'de 'Bu kardeşnize yetkiyi verin faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz diyordu. Vatandaş yetkiyi verdi. Enflasyon arttı, dolar arttı, faizler attı, işsizlik arttı, borçlar artttı, açlık sınırı asgari ücreti geçti. Ülkeyi MB başkanı yönetiyordu da haberimiz mi yoktu?
Öğrencilerin tamamı içeride komutanlar dışarıda, parası olan dışarıda gariban içeride bu demokrasi mi? Sorumlu kendisi. Ben söylemiyorum, o söylüyor. 28 Mart 2018'de 'Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben' diyor. Ekonominin bu hale gelmesinin ,milletin perişan olmasının sorumlusu sensin. Kibir abidesi gibi tepeden bakıyor millete. 'Veriyoruz, karnını doyuruyoruz, oy vermiyor' diyor. Sen kimsin ya? 82 milyon senin karnını doyuruyor. Memleketi bir avuç tefeciye teslim etti. Faizi indirmedi diye MB başkanını aldık, diyor. Vergi ödeyen bir kişi düşünün. Vergisini ödeyemedi, bu yüzde gecikme faizi yüzde 178 arttı. MB bankasını görevden aldın o koltukta hangi yüzle oturuyorsun.
Kalınma planındaki verileri paylaşıyorum. Ortalama büyüme hızında sapma yüzde 11. Milli gelirde sapma yüzde 39. Kişi başında gelirde sapma yüzde 40, dolar kuru sapma yüzde 139. İşsizlikte sapma yüzde 52. Merkez bankası başkanı hedefleri tutturamadı diye gitti, sen hiçbir hedefi tutturamadın.
Dün MYK'da aile şirketi gibi yönetiyorlar diyorsunuz, aile şirketleri saygındır, dedim. Bizde aile şirketi gibi değil olsa olsa tosuncuk şirketi gibi yönetiyor denebilir. Çiftlikbank gibi... Devletten, gelirden giderden haberi yok. Gençlere sesleniyorum, biz buna bir isim bulamadık, siz bir isim bulun o ismi kullanalım."
Kaynak : www.istanbulgercegi.com
ETİKETLER : türkiye gerçeği, vişne haber ajans, vişne ajans, istanbul gerçeği, son dakika haberler, ulusal haberler, sondakika, haber, ilk haber, flaş haber, sıcak gelişme, dikkat, acil, canlı yayın