Kılıçdaroğlu: Devletin bütün kaynaklarını yandaşlarıyla birlikte sömürdüler
![Kılıçdaroğlu: Devletin bütün kaynaklarını yandaşlarıyla birlikte sömürdüler Kılıçdaroğlu: Devletin bütün kaynaklarını yandaşlarıyla birlikte sömürdüler](https://www.istanbulgercegi.com/uploaded/bilgilendirme/2020/buyuk/kilicdaroglu-medyascopeda-sorulari-yanitliyor-1607587633.jpg)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Medyascope TV'de Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"-Ceza kanununda tutukluluk esas değildir yazar. (Demirtaş) 3,5 yıl insan iddianame yazılmadan hapiste tutuluyorsa hukuk vardır diyebilir misiniz? AYM kararını alttaki mahkeme ben uymam, diyorsa bu ülkede demokrasiden söz edilir mi? Erdoğan kimse talimat veremez diyor, arkasından tehdit eediyor kim serbest bırakırsan göstererim diye gözdağı veriyor. Mahkemelerde, Adalet Bakanlığı'nda büyük bir çürüme var.
-Yargıtay başkanı dahi adalete güvenin yüzde 30'larda olduğunu söylüyor. Lafa gelince yargı bağımsız. Erdoğan'ın avukatı neler yapıyor.
-Erdoğan hayal dünyasında yaşıyor. Tek adam rejimi var. Yargı yukarı dikmiş talimat bekliyor
-İntihal yapmış kişiyi Yargıtay'a üye yaptılar.
-Hukuk olsa Osman Kavala'nın tahliye olmalsı lazım. Olmadığı için içerider. Tahliye ettiler, aynı dosyadan yine dava açtılar tutuklama kararıyla içeride kaldı. Papazı öyle yapmadılar. Tahliye ettiler, ABD'ye gönderdiler. Bu mu yargı bağımsızlığı. Yargı bağımsız olmadığı için kimsenin can ve mal güvenliği yok.
Bütçe konuşmasında bütçe üzerine konuşmadım AKP'li vekilleri vicdanına seslendim. Siz hukuksuzluklar varken el kaldırıyorsunuz. Oturup kendinizi sorgulamanız gerekiyor. Söylediklerimin yüzde 100'ü doğru.
Beşiktaş saldırısında bir şehidin ailesine şu kadar para verdiler, dedim. Malatya vekili tepki gösterdi. Kanıtladık. Bizim söylediklerimize değil Erdoğan'ın söylediklerine güveniyorlar. Biz belgeli konuşuyoruz.
Çocuğu şehit olan babaya bağlanan aylık 190 TL. 52 milyon TL para toplanmış. Nerede bu paralar? Hortumculuğun bu boyutunu hiç görmemiştim. Şehitler için vatandaş para topluyor siz alıp devlet olarak el koyuyorsunuz.
(Bütçe görüşmelerindeki konuşması) Bizi millet seçtiyse milletin sorunlarına tercüman olmak zorundayız. İktidar vekilleri de sorunlara çözüm üretmeli. Sorunlar giderek derinleşiyorsa, pazar artıklarından anneler çocuklarına yiyecek arayışına giriyorsa bunu iktidar vekilleri gördüğü halde ses çıkarmıyorsa onların vicdanlarına seslenmem gerek. Devletin bütün kaynaklarını yandaşlarıyla birlikte sömürdüler. AK Parti vekillerinin uyanmasını istedim. Bu tablodan rahatsız olan vekiller var. Orada da söyledim, içinizde değerli insanlar var, rüşvetçiden büyükelçi olur mu, dedim. Bu ülkede Türkiye'yi namusuyla temsil eedecek adam mı kalmadı.
-Kinle, intikamla hareket eden biri değilim. Devlet yönetiminde adalet olur hukuk olur. Öfkeyle, intikamla yola çıkarsanız bunlardan farkınız kalmaz. Biz kin gütmeyiz. Ama bir adaletsizlik varsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenmişse araştırmak görevimiz.
-(Cumhurbaşkanı adaylığı) Bana göre sorulması gereken soru şu, halk nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor? Tek adam mı olsun, mal varlığından ötürü suçlamalrı geçiştiren biri mi olsun, yargıya müdahale mi etsin, taraflı mı olsun tarafsız mı, mutevazi bir hayat mı sürsün toplumdan kopuk bir hayat yaşasın? Bunu araştırmak zorundayız önce. Tek adam rejiminde hiçbir tartışma yok, herkes adayımız o, diye birisini gösteriyor. Biz ittifakız. Demokrasiye bakıyoruz biz. Cumhurbaşkanı olayını kişiselleştirmiyoruz. Yetkileri ne olacak? Cumhurbaşkanını devletin sigortası olan, ihtial çıktığında uzlaştıran bir kişi olsun istiyoruz. Biz Millet İttifakı olarak konuşmadan, güçlendirilmiş parlamenter sistemde ağırlığı ne olacak, bunlar ortaya çıkmadan kısır tartışmaya ülke çekilmeye çalışılıyor.
Onlar tek adam rejiminin devamını istiyorlar. Biz bunu istemiyoruz.
(Abdulkadir Selvi'nin 'Kılıçdaroğlu'nun adayı Abdullah Gül' yazısı) Köşe yazarlarının hayal aleminde gezmemeleri lazım. Telefon açıp sorabilrdi. Abdulkadir Selvi benim adıma ne diye konuşuyor? Birileri ona yazdırıyor mu? Birileri bunları yazacaksınız diyor, o da yazıyorlar. Bir yerde bozulma olunca medyaya da yaşanıyor. Havuz medyası günün 24 saati iktidarı öve öve bitiremiyorlar. Ama izlenmiyorlar. Ne yazarlarsa yazsınlar. Biz Millet İttifakı olarak demokrasiyi getireceğiz.
Önümüzde seçim olduğun ittifak yeniden oturulup konuşulacaktır. Önümüzdeki seimler partilerin seiçimleri değildir. Demorkasiyi isteyenlerle otoriter rejim isteyenler arasındaki seçimdir.
Biz demokrasyie taraf olanların bir tarafta olmasını istiyorum. Millet İttifakı içinde yer almayan bugün kurultay yapan partiler var, onlar da oturulup konuşulur.
Partilerle temel noktalarda birleşeceğiz. Bir takvim olması lazım. Kadrolarımız güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışıyorlar.
Bütçe görüşmelerindeki en büyük takdiri geçen sçeimde AK Parti'ye oy verenlerden aldım.
(Kamulaştırma çıkışı) Kalem kalem bakacağız. Bundan sonra devlet çalıştıracak. Bunlar şirket hastaneleri, adına şehir hastaneleri demişiz. Torunlarımızı borçlandırıyoruz. Bu kadar büyük bir yükten Türkiye'yi kurtarmak 83 milyonun işine gelir. O parayı bir kişiye yıllarca niye vereyim, yatırım yaparız.
Yüzde 7 büyüdük ama işsizlik yüzde 12 arttı, nasıl oluyor bu? Büyüme belli sermaye odaklarının büyümesi demektir.
(Muharrem İnce'nin parti kurması) Olabilir, dilekçeyi verir kurar. Bir insan CHP'nin içinde mutlu değilse, politkalarını benimsemiyorsa ayrılıp parti kurabilir.
-(Koronavirüsle mücadele)İktidar başlangıçta sağlık bir strateji belirleyemedi. Sağlık Bakanı 'cumhurbaşkanımızn talimatlarıyla' başlarsa cümleye doğruları söylemiyorsunz anlamına gelir. Öneri alacağı yer Bilim Kurulu. Erdoğan'ın ne bilgisi var? Bu cümleyle başlayanlar gerçekten bakan değil Erdoğan'ın memurları. İnsanları defnediyosunu, koronadan şu kadar salgından şu kadar insan öldü diyorsunuz. Kolera salgını mı var?
(CHP'li bir kişinin tacizden tutuklanması) Tutuklandı o kişi hemen ihraç ettik. Tek taciz olayında değil, Menemen'de de yaşandı. Başkanı ihraca verdik. Bizim içimizden bir kişi çıkıp bir taciz olayı dolayısıyla bir seferden bir şey olmaz demedi. Sabah gazetesi sürekli manşete taşıyor. Bir kereden bir şey olmaz dediğinde bakan bu konuda neden sessiz kaldınız? Biz ahlaki, hukuki ne olursa olsun temel değerlerimizle çelişirse kapının önüne koyarız. Biz CHP'yi rüşvetçiden büyükelçi yapmayız, bir kereden bir şey olmaz demeyiz, o koltukta tutmayız.
(Yandaş medyaya) Devleti hortumlayanlar bize ahlak dersi veremezler.
-Asgari ücretin en az 3 bin 100 TL olması gerektiğini söyledim. Vergiden istisna olması lazım.
-Yaptırımlar olmazsa Erdoğan eski haline dönüyor. Zamana ve ortama göre çifte standart saygınlığa gölge düşürür. Erdoğan yargı bağımsızlığı diyorsa getirecek parlamentoya. Tutuksuz yargılama esastır, bu uygulanmıyor. Anayasa 138. madde 'kimse yargıya talimat veremez' diyor. Talimat veriliyor. Hakim korkudan bir şey yapmıyor.
-Sandıkta demokrasiden yana olanlar birleştiğindde Türkiye'nin pozisyonu değişecek. Herkes cumhuriyetin nasıl demokrasiyle taçlandırıldığını görecek.
-Bahçeli'yi okurken gülümsüyorum."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları