Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın iftar programına katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığınca Yenikapı'da düzenlenen İftar Toplantısı toplantısına katıldı.

Efendim kardeşlerime en içten sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Allah dualarımızı kabul etsin, inşâallah bu güzel misafirhanelerde bir gelecek için hazırlanmış olur.

Değerli parçalarım, başlangıçta bir düşüncemi ifade ederek sözlerme devam ederek. Dün akşamdan bu yana, saldırı aletinin fotoğrafladıkları karesi ile ilgili sadece iki kelam yapacak. İftar organizasyonuna katılmamız bu olay oldu. Fotoğraf çekmek isteyenler vardı; ben kimseyi kırmam, öyle bir alışkanlığım da yok, öyle de ulaşmadım, kucaklarım, herkese saygı duyarım. Fotoğraf çekmek isteyenler vardı, salon kalabalıktı, yerdeki seccadeyi ağırlık. Şimdi o kare üzerinden operasyonlar yapıyorlar.

Açıkça dinliyor, ben onların operasyonunu önemsemiyorum. Ben samimi olarak hareket, bunu ifade edeyim. Ben, ailem,şim, çocuklar asla ve asla hiçbir kutsala saygısızlık etmez; bunu da kutlamayı isterim. Hem bu benim hayat tarzıma, hayat görüşüme ve varoluşuma aykırı. Böyle iftiralardan, operasyonlardan siz samimi Müslümanlara sığınıyorum ve sözlerme yeniden başlıyorum.

Güzel konuşmalar oldu. Değerli dostlarım, İslamiyet'in hangi arşivleri yönettiğinizle değil, nasıl yönettiğinizle ilgilidir. İletmek veya böyle bir yönlendirme olabilir ama nasıl yönetildiğiniz önemlidir. Bizim inancımızda, bizim demokrasi anlayışımızda yönetimin adaleti oluşur. Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde Sayın Karamollaoğlu'nun ifade ettiği gibi kucaklaşma olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde bereket olmaz. Devletin dini adalete her birimiz tek tek adalet için mücadele etmek zorundayız ve adaleti bu topraklara getirmek zorundayız. Bugün alacak problemlerin tamamı adaletsizlikten yoksun bırakılıyor. Adalet dediğiniz sadece mahkeme salonlarında tecelli etmiyor. Eğer kul hakkı yeniyorsa büyük bir adaletsizlik var demektir ve ona karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Tüyü bitmemiş yetimin kaldırılmasını korumamız gerekiyor. Vicdanımızın en şiddetle karşı koymamız gereken tüyü bitmemiş yetimin koruması yönünde tecelli etmesi gerekiyor, vicdanımızın bu yönünü bize bir şey söylemesi gerekiyor. Adalet kavramı sıradan bir kavram değil, yüce Mevlana, 'adalet bir kutup yıldızı gibidir, bütün kâinat onun tepesinde döner' der. Böylece adaletin bu topraklara gelmesi için, adaletin sağlanması için altı lider bir aradayız ve bu ülkeye bedeli ne olursa olsun adaleti mutlaka ama mutlaka sağlamaz. Hepimiz söz verdik, sözümüzün arkasında da duracağız. Böylece adaletin bu topraklara gelmesi için, adaletin sağlanması için altı lider bir aradayız ve bu ülkeye bedeli ne olursa olsun adaleti mutlaka ama mutlaka sağlamaz. Hepimiz söz verdik, sözümüzün arkasında da duracağız. Böylece adaletin bu topraklara gelmesi için, adaletin sağlanması için altı lider bir aradayız ve bu ülkeye bedeli ne olursa olsun adaleti mutlaka ama mutlaka sağlamaz. Hepimiz söz verdik, sözümüzün arkasında da duracağız.

Adalet aynı zamanda beytülmale el uzatmamaktır. Beytülmale el uzatanlar adaleti getiremezler, adaleti sağlayamazlar. Toplanan her kuruş verginin hesabını vermeyenler adaleti getiremezler, adaleti sağlayamazlar. 2 bin 400 yıl önce kıtaları bir şey var, önemli bir sintine tahliyesi, 'devleti yönetenler eğer zenginleşmişse o süreçler içinde, onların sahiplerinin sahipliğini kaldırmak değil, kendilerinin o varlıklarını koruyorlar.' Biz sahiplerinin hak ve sorumluluğunu kim olursa olsun hiçbir ayrım yapmadan koruyacağız.

Değerli dostlarım; Sayın Karamollaoğlu, 'herkesle kucaklaşacağız' dedi. Evet, herkesle kucaklaşacağız, herkesle barışacağız; kamplaşmaktan değil beraber olmaktan, kucaklaşmaktan yana bir politika izleyeceğiz. Temel varış noktası budur. Yine önemli bir şey daha ifade etti, 'siyasi partiler birbirine düşman değildir' diye; evet biz kararı böyle verdik, düşman değil, hasım değil, iyilikte yarışacağız. Birlikte yarıştığımız zaman Türkiye'ye huzuru, Türkiye'ye bereketi sağlamak için, bundan sonra da sevmeni isterim.

Değerli bileşenlerim, aklımızı kullanmak kadar değerli bir şey yoktur. Yüce Yaradan sorar, 'aklınızı kullanmıyorsunuz' diye. Akıl adalet için çalışmalı, birlik için çalışmalı, beraberlik için çalışmalı; kutuplaşma için değil tam sofralarda bereket için çalışmalı. Halil İbrahim Sofrası sadece burada değil, Anadolu coğrafyasının her yerinde olmalı, içinde da olmalı, oradaki kardeşlerimiz için de olmalı. Eğer bir kardeşimiz bu topraklarda yer alıyorsa şunu düşünmeliyiz: 85 milyonumuz aç demektir.

Herkesin karnının doyduğu, her evde huzurun olduğu bir Türkiye'yi inşa prensibi. Rahmetli Erbakan'ın çok sık söylediği bir cümle var, onunla bitireyim istersen; 'Hakk gelecek ve batıl zail olacak', herkes buna inansın. Hakkı, hukuku ve adaleti, ne pahasına olursa olsun bu güzel ülkeye beraberinde getireceğiz.

Hepinize en içten sevgilerimi saygılarımı sunarum, Allah'a emanet olun."