Kılıçdaroğlu ve Akşener Kocaeli'de; 'Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sı var, oraya gideceğiz'
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Kocaeli’de düzenlenen mitinge katıldı.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu:
-“Şehir hastaneleri açtılar, merkezdeki hastaneleri kapattılar ve sizler hastaneye gidemiyorsunuz, uzak bir yerdeki hastaneye gitmek zorunda kalıyorsunuz. Size söz, Bay Kemal sözü, o hastaneler yeniden açılacak.”
-“Söz verdim, kırsalda çalışan bütün gençlere ve kadınlara. Sizin sosyal güvenlik primlerinizi devlet olarak biz ödeyeceğiz. Siz çalışın, siz üretin, siz kazanın, siz alın teri dökün, sizin sosyal güvenlik primlerinizi de devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece kırsalda çalışan kadın emeklilik hakkına kavuşmuş olacak.”
-“İktidara geldiğimizde göreceksiniz, bu beslenme işini de bitireceğim. Çocuk okula gidecek, okulda diğer arkadaşlarıyla beraber suyunu, sütünü, yemeğini orada yiyecek. Hiç kimse herhangi bir bedel ödemeyecek. Çocuk beslenecek, karnı tok eve gelecek. Dolayısıyla beslenme çantasına ne koyayım, acaba bugün bir şey var mı diye bir dert olmayacak. Eğer bir devlet kendi evladına bakamıyorsa o devlet, sosyal devlet değildir. Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında duran devlettir.”
-“Bir sözüm var bu millete… Atatürk Hava Limanını, Atatürk Uzay Çalışmaları Merkezi yapacağız. Amerika’da çalışan iki Türk’ümüz var. Uzay sanayi konusunda Elon Musk’tan sonra en büyük firma. Bunlarla oturdum, konuştum, siz Türkiye’de uzay sanayinin gelişmesi için kuracağımız bir merkezde gelip burada yardım yapabilir misiniz, işyeri açabilir misiniz diye. Söz verdiler açacağız diye. Bugün NASA’da çalışan bir Türk gene telefon etti Amerika’dan, ‘Eğer siz bunu yaparsanız ben de NASA’dan ayrılacağım ve geleceğim o uzay merkezinde çalışacağım’ diyor. Bizim hayallerimize onlar yetişemezler.”
-“Diyorlar ya, ‘Efendim gelince İHA’ları, SİHA’ları yok edecekler...’ Yok öyle bir şey! Niye yok edelim? Akıl var, mantık var. Kim daha çok çalışırsa her türlü desteği vereceğiz. Kim daha fazla üretirse her türlü desteği vereceğiz. Savunma sanayii, milli bir meseledir. Bir parti meselesi değildir. Milli meselenin sağcısı, solcusu, ortacısı olmaz, milli mesele önemli bir meseledir.”
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Kocaeli’de düzenlenen mitinge katıldı. CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Evet, hak, hukuk, adalet.
Hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kocaeli’nin benim hayatımda özel bir yeri var. Çünkü evlendiğimde düğünümü burada yapmıştım. Kocaeli’de olmaktan son derece mutluyum. Bir sanayi kenti, bir üniversite kenti, aydınların kenti, Anadolu’ya kucak açan bir kent aynı zamanda. 81 ilden vatandaşlarımızın gelip mücadele ettikleri, alın teri döktükleri güzel bir kent. Bu güzel kenti büyütmemiz gerekiyor. Bu güzel kentte, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir atmosferi yaratmak gerekiyor. Bu güzel kentte, gençlerin kentin sokaklarında özgürce gezmeleri gerekiyor. Bu güzel kentte, bütün annelerin evde mutlu olması gerekiyor, çocuklarını okula gönderirken huzur içinde göndermeleri gerekiyor. Bunun için beraber mücadele edeceğiz ve bunun için bir değişime ihtiyacımız var. Ve bu değişimin adresi adalettir, haktır ve hukuktur. Adaleti, hakkı ve hukuku savunmak için yola çıktık ve bunu yapacağız. Kocaeli’nde de, bütün Türkiye’de de bunu yapacağız. Göreceksiniz, bütün Türkiye’de de yapacağız.
Gençler, dersime iyi çalıştım. Buraya gelirken baktım, notlarıma baktım ve dersime iyi çalıştım. Kocaeli’nde ilk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençlerin sayısı 117 bin 510 kişi. 117 bin 500 gence sesleniyorum. Peki, demokrasi istiyor musunuz? Hakkı, hukuku ve adaleti istiyor musunuz? Bir tweet attım diye başıma bela gelir diye bir endişe duymamak istiyor musunuz? O zaman şundan emin olun; sizin hayalleriniz, Bay Kemal’in hedefi olacak, bunu sakın unutmayın. Sizler için ne gerekiyorsa yapılacak.
Bakın değerli arkadaşlarım, saygıdeğer Kocaelililer, evde huzur varsa apartmanda huzur vardır. Apartmanda huzur varsa mahallede huzur vardır. Mahallede huzur varsa o kentte huzur vardır. Hiç kimse unutmasın, bir çocuğumuz açsa 85 milyonumuz açız. Bir çocuğumuz eğer soğukta kaldıysa doğalgaz parasını ödemedi diye, hepimiz soğukta kaldık demektir. Parasını ödeyemedi diye elektriği kesildiyse, aslında hepimizin elektriği kesildi demektir. O nedenle yeni bir atmosfere ve yeni bir değişime ihtiyacımız var. Size söz veriyorum, söz, söz, cumhuriyeti yeniden inşa ettiğimizde göreceksiniz; hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hiç kimsenin karanlıkta kalmadığı, hiçbir fakirin, fukaranın elektriğinin, suyunun, doğalgazının kesilmediği bir Türkiye’yi inşa edeceğim, bunun sözünü veriyorum.
Emekli kardeşlerim, size de söyleyeyim. Tam 2015’ten bu yana ‘Emeklilere 2 maaş ikramiye verin Kurban Bayramında, Ramazan Bayramında ve asgari ücret kadar verin’ dedim. 2015’ten bu yana. İtiraz ettiler, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın’ diye. Israr ettim, parayı da gösterdim, sonra 1000’er lira verdiler. Sonra seçimler yaklaştı biraz artırdılar. ‘Ben onu kabul etmiyorum. Emekliye Ramazan Bayramında, Kurban Bayramında en az asgari ücret kadar ikramiye vereceksin. Vermezsen kabul etmem.’ dedim. Vermedi. Şimdi bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum. Önümüzde Kurban Bayramı var, bankaya gidip Kurban Bayramı ikramiyesini almak için, 15 bin lirayı almak için hazır mısınız? O zaman değişime de hazır mısınız? Değişime, dönüşüme hazır mısınız? Haktan yana, hukuktan yana, adaletten yana bir iktidarı getirmeye hazır mısınız? Gideceksiniz bankaya Kurban Bayramında, 15 bin lira parayı Bay Kemal’in yatırdığını göreceksiniz. Alacaksınız, ananınızın ak sütü kadar kullanacaksınız o parayı. Şimdi ben bunu söylüyorum ya, gene koro halinde bağırıyorlar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın. Para yok’ diyorlar. Beyefendi sen kamu özel işbirliği projelerine dolar garantisi veriyorsun, avro garantisi veriyorsun, yabancı ülkelerdeki enflasyonu da bizim sırtımıza yıkıyorsun. Onlara milyar dolarları verirken para var, emekliye gelince para yok. Para var efendim para var, para var. Parayı kim belirler nereye harcanacağını? Siyasi tercih. Ben halktan yanayım, halk için çalışıyorum, vatandaş için çalışıyorum. Beşli çetelere para var, halka para yok. Bay Kemal’in iktidarında da beşli çetelere para yok, halka para var. Siz kazanacaksınız.
Bakın, emekli üzerinde niye duruyorum? Burada SEKA fabrikası vardı değil mi? Orada binlerce insan çalıştı, alın teri döktü. Kendi primini ödedi, zamanı geldi emekli oldu. Emekli ne demektir? Aylığını alır rahat geçinir, mütevazı bir yaz tatilini geçirir, yaz tatiline gider, huzur içinde torunlarını sever, onlar el öpmeye geldiğinde de bayram harçlıklarını verir. Şimdi emekli perişan oldu. Memlekette vatandaşı kuru soğana muhtaç ettiler. Allah aşkına hiç aklınıza gelir miydi soğanı almakta zorluk çekeceğiz diye?
Gençler diyorlar ki, ‘Sana söz Kocaeli’ye de bahar gelecek.’ Sadece Kocaeli’ye değil Türkiye’ye baharı sizler getireceksiniz, hiç endişe etmeyin.
Değerli arkadaşlarım; şehir hastaneleri açtılar, merkezdeki hastaneleri kapattılar ve sizler hastaneye gidemiyorsunuz, uzak bir yerdeki hastaneye gitmek zorunda kalıyorsunuz. Size söz, Bay Kemal sözü, o hastaneler yeniden açılacak. O hastaneleri yeniden açacağım. Niçin? Onlara söz vermişler. Dolar garantisi söz vermişler. Gitsinler hastalar oraya, oralar da kullanılsın diye. Dolayısıyla hiç meraklanmayın; kul hakkı yemek en büyük günahtır, kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim, emin olun.
Efendim şehir hastanelerini çözeceğiz ama özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmen kardeşlerim var. Onların da sorunları var, ‘Ne olursun dile getir’ diyorlar. Fazla kalmadı, 20 – 25 gün sonra her şey çözülecek. Oralarda çalışan öğretmen kardeşlerim de rahat edecek. Onlar da kamuda çalışan öğretmenler kadar en az ücret alacaklar. Onu da sağlayacağız.
Ayrıca bir şey daha. Bütün köy okullarını yeniden açacağız. Cumhuriyetin 100. Yılında, 100 bin öğretmeninin atamasını yapacağız. Bundan da emin olun. Köyler öğretmensiz kaldı. Niçin? Çocuğunu okutmak isteyen köyü boşaltıp şehre geliyor, merkeze geliyor. Oysa kırsalda çalışmak lazım, üretmek lazım, kazanmak lazım. Bu konuda da söz verdim, kırsalda çalışan bütün gençlere ve kadınlara. Sizin sosyal güvenlik primlerinizi devlet olarak biz ödeyeceğiz. Siz çalışın, siz üretin, siz kazanın, siz alın teri dökün, sizin sosyal güvenlik primlerinizi de devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece kırsalda çalışan kadın emeklilik hakkına kavuşmuş olacak. Bunu da bilmenizi isterim. Bunu da gittiğiniz her yerde, kırsalda, kadınlara özellikle anlatmanızı isterim. Kadınlar sahipsiz kalmasın. Devlet kadınların bir numaralı güvencesi olmak zorundadır. Kadını yalnız bırakmayacağız. Evde bütün sıkıntıları çeken, acıları çeken kadındır. Annemden bilirim, baba biraz mesafelidir evde, biz harçlık isterken annemize söylerdik, annemiz de babamıza söylerdi ve harçlığı öyle alırdık. Dolayısıyla babaya ulaşmak biraz zor. Ama anne can dostumuz, bütün dertlerimizi annelere anlatırız. Annelerin eli öpülür ve sevgili peygamberimizin dediği gibi cennet anaların ayakları altındadır. Bütün anaların, bütün annelerin ellerinden öpüyorum, bunu bilmenizi isterim.
Ve her evde annenin huzur içinde çocuğunu okula göndermesini isterim. Ben öyle tablolarla karşılaştım ki, çocuğunu okula gönderirken ekmeğin arasına salça sürüp beslenme çantasına koyan anneleri biliyorum. Dolayısıyla Allah nasip eder, sizlerin sayesinde iktidara geldiğimizde göreceksiniz, bu beslenme işini de bitireceğim. Çocuk okula gidecek, okulda diğer arkadaşlarıyla beraber suyunu, sütünü, yemeğini orada yiyecek. Hiç kimse herhangi bir bedel ödemeyecek. Çocuk beslenecek, karnı tok eve gelecek. Dolayısıyla beslenme çantasına ne koyayım, acaba bugün bir şey var mı diye bir dert olmayacak. Eğer bir devlet kendi evladına bakamıyorsa o devlet, sosyal devlet değildir. Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında duran devlettir. Beslenme çantası değil, okulda çocuklar arkadaşlarıyla beraber güle oynaya yemeklerini yemeli, eğlenmeli, koşmalı, eve de huzur içinde dönebilmeliler.
Şehit ailelerine ÖTV’siz araç. Onlara da sözüm var. Şehit aileleri var, onlardan birer araç alıyorlarsa ÖTV almayacağız. Dolayısıyla o aileler de sosyal devletin yararını görmüş olacaklar.
Aracı olan var mı? Araç muayene istasyonlarına gidiyor musunuz? Dünyanın zammını yaptılar. Allah aşkına özelleştirdiler, bu hale getirdiler. Onu da alacağım, hiç meraklanmayın onu da alacağım. Kimsenin hakkını kimseye yedirmeyeceğim.
Bir şey daha söyleyeyim, sözlerimi bitireyim. Hava biraz çünkü atmosfer malum biraz serin. Şunu ifade edeyim. Savunma sanayii… Savunma sanayii bir devlet politikasıdır ve savunma sanayii bir milli politikadır. Gazi Mustafa Kemal, savunma sanayiini kurmak için Kırıkkale’de, küçük bir köyde, entegre savunma sanayiini 1930’larda kurdu. Kırıkkale bu açıdan büyük bir merkezdir. Daha sonra rahmetli Ecevit, sonra rahmetli Özal döneminde Savunma Sanayii Fonu kuruldu. HAVELSAN’lar, ROKETSAN’lar o dönemde yapıldı ve bunların her birisi bizim iftihar ettiğimiz değerli kurumlar. Bugün İHA’lar yapılıyor, SİHA’lar yapılıyor. Hiçbir itirazımız yok. Bunların daha fazla gelişmesi lazım. Ama bir sözüm var bu millete… Atatürk Hava Limanını ne hale getirdiler. Atatürk Hava Limanını, Atatürk Uzay Çalışmaları Merkezi yapacağız. Amerika’da çalışan iki Türk’ümüz var. Uzay sanayi konusunda Elon Musk’tan sonra en büyük firma. Bunlarla oturdum, bunlarla konuştum, siz Türkiye’de uzay sanayinin gelişmesi için kuracağımız bir merkezde gelip burada yardım yapabilir misiniz, işyeri açabilir misiniz? Söz verdiler açacağız diye. Bunu konuştum, bunu ifade ettim. Arkadan bugün NASA’da çalışan bir Türk gene telefon etti Amerika’dan, ‘Eğer siz bunu yaparsanız ben de NASA’dan ayrılacağım ve geleceğim o uzay merkezinde çalışacağım’ diyor.
Bizim hayallerimize onlar yetişemezler. Yeşilköy’ü aldılar ne hale getirdiler. Yeşilköy bizim tarihimizde çok önemlidir. Tayyare okulunun kurulduğu, hava kuvvetlerinin temellerinin atıldığı bir yerdir. Mustafa Kemal’in hedefi sadece uçak değil uzaydı aynı zamanda, ‘Ne var oralarda, nasıl gideceğiz oralara…’ diye. Dediğim gibi her şeyi yapacağız ama bunları devlet yapacak. Bir daha söylüyorum, devlet yapacak. Özel sektör yaptığında hisseyi tuttu Fransızlara sattı diyelim, Almanlar’a sattı. Fabrika kimin olacak? Onların olacak. Devletin olacak, TSK’nın olacak ve devlet bu alanı boş bırakmayacak. O konuda herkese sözüm var. Bugün az önce saydığım ASELSAN’ı, HAVELSAN’ı, ROKETSAN’ı, bunların tamamı sermaye olarak devletin elindedir ve devlet buraları özel olarak korur. Bizde aynı şekilde buraları koruyacağız. Diyorlar ya, ‘Efendim gelince İHA’ları, SİHA’ları yok edecekler...’ Yok öyle bir şey! Niye yok edelim? Akıl var mantık var. Kim daha çok çalışırsa her türlü desteği vereceğiz. Kim daha fazla üretirse her türlü desteği vereceğiz. Savunma sanayii milli bir meseledir. Bir parti meselesi değildir. Milli meselenin sağcısı, solcusu, ortacısı olmaz, milli mesele önemli bir meseledir.
Bir şey daha söyleyeyim. Bazen bizi suçluyorlar, gidiyorlar başka partilerin gençlik kolları sahte broşürler basarak CHP’yle ilgili bir sürü yalanlar söylüyorlar. Öyle diyeyim daha yumuşak bir ifade. Yalanlar söylüyorlar.
Sevgili Kocaelililer, terör bir insanlık suçudur. Kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin, aklı başında olan herkes teröre karşı onurlu duruşunu göstermek zorundadır. Açık ve net.
İki; bizim iki kırmızıçizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Onun dışında kimsenin kimliğiyle uğraşmayız. Herkes anne, babasıyla iftihar eder. Ben anne, babamı seçme hakkına sahip değilim ki. Ama annemle, babamla gurur duyarım. Hiç kimsenin kimliği, hiç kimsenin inancı, hiç kimsenin yaşam tarzı siyasete konu olmaz. Siyaset nedir? Vatandaş memnun mudur değil midir? Vatandaşın işi var mıdır, gücü var mıdır? Üniversite bitirdi oğlu kızı, bunlar iş buldu mu, bulmadı mı?
Gençlerimiz bakın umutsuz. Geleceği yurtdışında arıyor. Acaba gidersem biraz para kazanabilir miyim, orada iş bulabilirim diyor. Neden biliyor musunuz? Bunu da araştırdım. Onlar araştırmazlar ama ben araştırırım. Gençler, bugün Türkiye’de asgari ücretle iş bulsalar dahi, sigortalı bir iş bulsalar dahi ne araba sahibi olabilirler, ne ev sahibi olabilirler. Ev fiyatları yüzde 300, yüzde 400, yüzde 500 arttı. Evleri, parası olan yabancılara veriyorlar, bir de vatandaşlık veriyorlar. Söz verdim, hiçbir yabancıya ev satılmayacak kardeşim. Çok net. Dolayısıyla gençler ne ev sahibi, ne araba sahibi olabilir bu ücretlerle. Ama diyor Almanya’ya, Fransa’ya, Japonya’ya, Kanada’ya gidersem asgari ücret alsam dahi bir süre sonra arabam, ondan bir süre sonra evim olabilir diyor. Türkiye’de ne ev, ne araba sahibi olmak mümkün değil. O zaman geleceğini yurtdışında arıyor. Onlara sözüm var. Gençler, size sözüm var. Hiç endişe etmeyin, bu harami düzenini bitireceğim. Ben saraylarda asla ve asla oturmayacağım. Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sı var, oraya gideceğiz.
Ve dolayısıyla sizden isteğim; sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun, vicdanınızın sesini dinleyin ve ondan sonra oy kullanın. Birileri beşli çetelere çalışırken, uyuşturucu baronlarına çalışırken, birileri ceplerini doldururken, Amerikalarda, İngilterelerde dünyalıklarını edinirken, gökdelenler inşa ederken, çiftlikler satın alırken…
Bir sözüm daha var; buradan kaçırdıkları paraların tamamını son kuruşuna kadar alacağım. ‘Efendim nereden alacaksın’ diyorlar. Bay Kemal, kimin ne kadar para kaçırdığını, hangi bankaya yatırdığını gayet iyi biliyor. Hiçbir uluslararası mahkeme, bir devletin soyulmasına evet demez. Dolayısıyla buradan para çalınıp gitmişse o paraları getireceğim. Kul hakkı yiyenlerle mücadele etmek benim görevim.
Ben sizden destek istiyorum. Sadece o. Destek istiyorum. Desteği verin, Türkiye’yi değiştirelim, herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa edelim.
Bizim Ekrem Başkanın güzel bir sözü var. Her şey çok güzel olacak. Emin olun, her şey çok güzel olacak. Size baharları getireceğim, huzuru getireceğim, bereketi getireceğim, kardeşliği getireceğim. Ayrımcılığı bitireceğim. Beraber yaşayacağız, birlikte yaşayacağız. ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır’ deriz. Komşuluk ilişkilerini büyüteceğiz. Başı açığı, başı kapalısı herkesle dost, herkesle kardeş ve herkesle kucaklaşacağız. Türkiye kamplaşmayacak, Türkiye kucaklaşacak. Bütün hedefimiz; daha büyük, daha zengin, daha güzel bir Türkiye, herkesin aşının, işinin olduğu güzel bir Türkiye.
Hepinize en içten sevgiler, saygılar sunuyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları