loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Trump'ın mektubuyla ilgili 7 soru

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Trump'ın mektubuyla ilgili 7 soru
Tarih: 22.10.2019 - 13:29
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"5 yıl önce Soma'da büyük bir facia yaşandı. 301 işçimiz yerin binlerce metre altında hayatların kaybettiler. Dünyanın en büyük 2. büyük faciası. O dönem yaralar sarılmaya çalışıldı. Bir süre sonra unutuldu. 5 yıl geçtikten sonra hak arayan işçiler var. İşçiler yürüyorlar, aradan geçen 18 güne karşın kimse bunlarla ilgilenmiyor. Somalı işçi kardeşlerin hakları teslim edilinceye kadar haklarını savunacağız ve yanlarında olacağız. Buradan Somalı işçilere sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz.
-Şehitlerimiz geliyor. Hangi inançtan olursak olalım bir şehit gelince hepimiz vicdanımızın sesini dinliyoruz. Şehitlere saygı duymak hepimizin görevi. Şehitlerimizin hakkını her zaman savunduk. 15 Temmuz darbe girişmine karşı mücadele eden 251 şehidimiz var. 309 milyon TL para toplandı. Yine soruyorum bu paralar nereye gitti? Vakıf kurdular vakfın mal varlığı 10 milyon TL, toplanan para 3029 milyon TL. Vakfın adresi yok. CİMER'e sorduk, vakfın adresi nedir, yönetim kurulunda kimler var diye... CİMER İçişleri Bakanlığı'na soraacaksınız demişler. Şehitlerin hakkını savunmak namus borcudur. 15 Temmuz'u bayram kabul ederler, demokrasi, insan hakları derler. 15 Temmuz için para topladın, nerede bu para? 
Tank palet içinde sorular sorduk. İhale yaptılar, hangi gazetede ilan ettiniz? BMC firmasının yüzde 49'u Katarlılara ait. Yönetim kurulunda yarıdan fazla Katarlılar var. Neden cevap vermiyorlar? 
-Geçen hafta adalet reformu adı altında gelen yasanın birinci bölümü geldi ve kabul edildi. Vicdan sahibi olan herkes adaletsizliğe karşı çıkar. Adalet üzerine dünya düzeni kurulmuştur. Adalet konusundaki düzenleme kabul edildi ama adalet hala yok. Mumla arıyoruz, buluncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Hala şafak baskınları yapılıyor. Sabahın 4'ünde insanların evi basılır mı? Kaçmıyor ki...Şafak baskını yapıyor, gözaltına alıyorsunuz. Bunun adı işkencedir. Soruşturma açabilirsiniz, ararsınız, gelir. Bir babanın çocuklarınının gözü önünde ters kelepçe takılarak götürülemsi adalet mi, ahlaki mi?
Demokrasi İçin Birlik bir toplantı yapmak istiyor. Yasak, yapamazsınız, diyorlar. Hrant Dink için Kayseri'de toplantı yapılmak isteniyor. Valilik yasaklıyor. Demokrasi diyoruz, düşünce açıklamak da suç oldu. Yargı bağımsızlığı olmadan bir ülkeye adalet gelmez. Hakim talimatı saraydan alırsa o ülkeye adalet gelmez. 
1 yılda 26 bin 115 kişiye cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanı AK Parti'nin genel başkanı. AK Parti'nin genel başkanını eleştiremeyecek miyiz? O zaman tarafsız kalsın. Bir partinin genel başkanıysan eleştiriyi hak ediyorsun.
-KHK ile 125 bin 687 ihra edildi. Ardından FETÖ borsası kuruldu. Dayısı, damadı, kayınpederi olanlar dışarıya, garibanlar içeride kalabilir.
152 bin 399 kişinin soruşturması devam ediyor. Paran varsa kimse sana dokunmaz. Bank Asya'ya para götürüp destek mi verdin, korkma. Memleketteki adalet bu. Parana, akrabana göre adalet dağıtılıyor. 
-Eren Erdem 480 gündür içeride. FETÖ'yü destekliyormuş. FETÖ'ye karşı kitap yazdı. Osman Kavala 720 gündür hapiste. Bugün hapiste olanlar avukatlar, yazarlar, öğrenciler var. Sarayın avukatlarını tutanlar dışarıda. Soruşturma dahi açamıyorlar. HSK'ye sesleniyorum, Erdoğan'ın avukatları ne zamandan beri hakim savcı tayin etmeye başladı. Siz o koltuklarda rahatsız olmuyor musunuz?  
-Adaletin önemli kuralların birisi de milletin iradesine saygıdır. Vatandaş gider adayını seçer. Diyarbakır, Van, Mardin belediye başkanları koltuklarına oturdular yerlerine kayyum atandı. Yeniden seçime izin vermediler. O zaman seçimi niye yaptınız? Bu başkanlar savcılıktan iyi hal kağıdı aldılar, YSK seçime girebilirler, dedi. Vatandaş seçti, niye açığa alıyorsunuz? Suçlularsa istihbaratın var, terör örgütüne destek veriyorlarsa suçüstü yap. Bu da yetmedi, Kayapınar, Bismil, Kocaköy başkanları görevden alındı. 
Kimsenin can ve mal güvenliği yok. Avukatınız dosyanızı göremez. Aylarca hapiste kalırsınız, pardon derler. 
-Saray sosyetesinin başındaki kişi 'her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok' diyor. Saraydakilerin bir eli yağda bir eli balda. Devlette mi çalışmak istiyorsunuz, sizi özel bir yerde alır başlatılar en kısa sürede en önemli yere gelirsiniz. Garibanın çocuğu ne olacak? Anneler babalar boğazlarından kesiyor. Her üniversite mezununun iş bulması (Erdoğan'ın) kendi çocukların, saray ve sana destek verenler için geçerli ama fakir fukara için geçerli değil. Bunların anayasadan da haberleri yok. 
İşsizlik ağır bir fatura olarak önünde duruyor. 
Geçen sene 100 TL'ye dolan filenin bu sene 50 TL'ye dolmadığını, etin gramla alındığını saray sosyetesi biliyor mu? 3 gençten 1'isi işsiz. İşsiz sayısı geniş tanımıyla 8 milyonu aştı. Sosyal devlet yok, saray devleti var. Sosyal devlet istihdam alanı yaratan, işsizlik sigortasından düzenli aylık veren devlettir. 
Çalışanların da yüzde 36'sı kayıt dışı. Bununla da mücadele yok. 
Damat TRT'ye çıkmış, hane başına düşen gelir 3 kat arttı, diyor. Allah akıl fikir versin. Kendini yakan işsiz var, millet 5 kuruşa muhtaç hale geldi, damat hane başına düşen gelir arttı diyor. Sarayda artmıştır. 
-Bir ülke üretmez borçla geçinirse Trump'ın tweetlerine muhatap olur. Seni mahvederim, diyor. Çünkü borç almadan ayakta duramıyorsun. Memleketi tefeciye teslim ettiler. O milyarlar tefecilere verilemse fabrika kurulsaydı Türkiye üretecek, kazanacaktı, hiçbir devlet başkanı Türkiye'yi ekonomisi üzerinden vurmayacaktı. Tefecilere yuları kaptırdılar. 
Bunlar olurken bunların uğraştığı 2 şey var. Arabanda sigara içmeyeceksin, diyor. Alışverişte naylon alırsan para vereceksin, diyorlar. Şimdi çıkmış sigara haramdır, diyor. Millet sigara içmezse o bütçedeki açık artacak. Bu beyefendi haramı bilmez.
-Dış politikayı 180 derece çevireceksiniz, ülkeye hayır getirmez, dedik. Suriye'ye cihatçıları topaldılar demokrasi getireceklermiş. Katar'dan tırlarla silah geliyor, demokrasi getireceklermiş. Suudi Arabistan'la Suriye'ye demokrasi getireceklermiş. Suudi Arabistan'da demokrasi mi var? 
-Kendi toprağından Süleyman Şah Türbesini kaçırılar kahraman edasıyla anlatıyorlar. 
-Suriyelilere 40 milyar dolar harcamış, gerekirse 40 milyar daha harcarız, diyor. 82 milyon vatandaşın cebinden kahramanlık edebiyatı yapıyor. Saray karadelik habire para yutuyor. Devletin itibarını da sıfırladılar. 
-Mütekabiliyet kuralı vardır dış politikada. Buna en güzel örneklerden biri kendi tarihimizdendir. İnönü Lozan'a gider. Toplantı salonuna gider, kendisine tahsis edilen koltuk diğerlerinden küçüktür. Sorar, bulamadık, derler. İnönü döner gider, 'aynı koltuktan bulursanız o zaman döner gelirim' der. Onur, haysiyet budur. Benzer koltuğu bulup getiriyorlar, İnönü öyle geliyor.
-16'sında gazeteciler Erdoğan'a ABD heyeti geldi, görüşecek misiniz, diye soruyorlar. Ben onlarla görüşmeyeceğim, karşıtlarıyla görüşecekler, ben Trump'la görüşeceğim, diyor. Aynı gün Fahrettin Altun 'Erdoğan görüşecek' diyor. Niye kardeşim? Cumhurbaşkanlığı forsunun önünde Erdoğan'la ABD başkan yardımcısı yan yana oturuyor. Bu beni rahatsız ediyor. Bu ülkenin sınırları kanla gözyaşıyla çizilldi. Mütekabiliyet kuralı vardır. Bir başkan yardımcısı başkanla aynı pozisyonda oturuyor. Erdoğan onu yanına alıyor. Neden, çünkü ezik. 
-Erdoğan ateşkes olmayacak diyor. Trump'ın mektubu yayınlanıyor. Erdoğan'ın kendisi, eşi, çocukları dahil malvarlıkları, yatırımlarına dair rapor hazırlanması isteniyor. ABD terör örgütünün sözcülüğünü yapamaz dedi, masaya oturdu. PYD ile görüşmeler aktarıldı. Sopa gösterildi. Senin, çocuklarının, ailenin mal varlığını araştıracağız, diye. Neyi beklerdik, çıkıp aslan kesilmesini beklerdik. Ey Trump malvarlığımızı araştırmazsan namertsin, verilmeyecek tek kuruş hesabım yok, demeliydi. Demedi. 
-Trump'ın mektubu milleti aşağılayan mektup. Mektupta, 'Pastör Brunson konusunda sana örnek sunmuştum. Sorunlarının bazılarını çözmek için çok çalıştım. Dünyayı hayal kırıklığına uğratma. General Mazlum seninle müzakere etmek istiyor ve hiç vermedikleri tavizleri vermeye niyetliler. Bana gönderdiği bir mektubun kopyasını gizli olmak kaydıyla iliştiriyorum. Bir şeyler olmazsa seni şeytan olarak göreceğim. Sert adam olma, aptal olma' diyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizi bu kadar aşağılayan mektup gelmemiştir. Bu mektubu nasıl hazmettiler. Hangi kozlar var ABD'nin elindeki bu mektubu yalayıp yuttular. Malvarlığı ile ilgili mi başka bir şey mi? Trump Erdoğan'a 'sorunlarını çözmek için çok uğraştım' diyor. Özel sorunlar mı, ailevi mi, finansal mı? Bütün partiler tepki gösterdi, AK Parti'de tık yok. Erdoğan 18'inde açıklama yaptı. 'Nezaketle bağdaşmayan mektubu medyada yer aldı, bunu unutmamız doğru değil ama karşılıklı sevgi saygımız sürekli gündemde tutmaya müsaade etmiyor. Bu konuyu önceliğimiz olarak görmüyoruz' diyor. Göremezsin çünkü malvarlığınla gebesin.
O mektup dünya arşivlerine girdi. Mike Pence açıklama yapıyor. 'Bugün ateşkes olmasaydı çok büyük yaptırımlar gelecekti. Kalıcı ateşkes olsuktan sonra şu anki yaptırımlar geri çekilecek' diyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir teslimiyet olmamıştır. 
4 Temmuz 2003'te bizim 11 askerimizin başına çuval geçirdiler, ters kelepçe taktılar. Normalde tepki gösterilmesi lazım. Erdoğan'a 'nota verecek misin' diye sordular. Erdoğan 'Ne notası müzik notası mı? Olayı teşhis edeceksin, anlayacaksın, verilmesi neyse ondan sonra vereceksin. 2 ortak arasında dargınlık olursa o giderilmeye çalışılır' diyor. Türkiye'nin itibarı ayaklar altına alındı.
Zarrab için 2 nota verdiler. Konuşmasın diye. Özellikle ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. MHP'nin düştüğü hali görüyor musunuz? Türkiye'nin itibarı yerlerde sürünüyor. Sizin yöneticileriniz hakaretleri yapanlara sessiz kalıyor. Milliyetçilikse milliyetçiliği biz yapıyoruz. 
Erdoğan'a Trump'ın mektubuyla ilgili 7 soru soruyorum:
1- Hiçbir şekilde diplomatik teamüllere uymayan bu mektubu neden iade etmediniz?
2- Bu ifadeleri nasıl hazmettiniz? Hangi korku ve ruh haliyle kabul ettiniz?
3-Mektubu neden kamuoyundan gizlediniz?
4- ABD'liler kamuyoyuna duyurmasaydı sessiz mi kalacaktınız?
5- Milletin onurunu nasıl kurtaracak ve nasıl cevap vereceksiniz?
6-Türkiye Cumhuriyeti'nin haysiyetini koumak anayasal göreviniz? Yemininizi hatırlıyor musunuz?
7- Ettiğiniz yemindeki namus ve onur kavramları sizin için ne ifade ediyor? 
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları