Kız Kulesi Nerede? Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü açıkladı
Sosyal medya'da Kız kulesi Kız Kulesi Nerede? olduğu merak ediliyor. Görüntülerde kulenin arkasından geçen bir vapur, kulenin önünden de görülebiliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmek üzere kapatılan #KızKulesi'nin yeni çekilen görüntülerinde, kulenin varlığı tartışma konusu oldu. Görüntülerde kulenin arkasından geçen bir vapur, kulenin önünden de görülebiliyor.
Kız kulesinin nerede olduğunu merak edenlere Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden açıklama geldi;
KAMUOYUNA DUYURU
1940’lı yıllarda kız kulesinde yaşanan yangın sonrasında yapılmış olan betonarme eklenti, alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Han Tümertekin ile İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından hazırlanan yapının depreme karşı dayanımının olmadığına ilişkin raporlar ve yine danışman hocalarımızın kontrollüğünde hazırlanan projeler doğrultusunda evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup restorasyona ve Kız Kulesine ilişkin tüm belgeler ve gelişmeler kizkulesi.com sitesinden tüm halkımızla paylaşılmaktadır
2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yaşında, Kız Kulesi, tarihi ve abidevi değerine uygun şekilde, bir anıt eser ve müze olarak hizmet verecektir.
Kız Kulesi Restorasyonu
İstanbul Kız Kulesi Restorasyonu Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenlemesi İşine, koruma kurulu onaylı projeler doğrultusunda Bakanlığımız denetiminde devam edilmektedir. Çalışmamızın genel amacı yapıya sonradan eklenen ve yapının özgün karakterine uygun olmayan eklerinden arındırılması ve özgün detaylarına yeniden kavuşturulmasıdır. Çalışmalara alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Han Tümertekin danışman olarak destek vermektedir.
• Tarihi Kız Kulesi zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçirmiştir. 1944 yılında ahşap elemanlarla oluşturulmuş kat döşemeleri, külah yapısı, dönemin en popüler malzemesi olan beton ile yenilenmiştir. 2000’li yıllarda ise yapının günümüze ulaşan halini içeren onarımlar gerçekleştirilmiştir. Bu onarımlarda yapı içerisinde restoran fonksiyonuna yönelik yapılmış çatı ilaveleri, 1999 depremi sonrası kule dış duvarlarına yapılmış çelik çapraz takviye elemanları yapılmıştır.
• 1944 yılında kullanılan beton ve çimento, içeriğindeki tuzlar ve diğer kimyasallar nedeniyle yapıya zamanla zarar vermiş olup bu doğrultuda özgün ve doğal malzemelerle restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir.
• Geçmiş dönemde yapılmış beton imalatta, çalışmalar esnasında kolon ve döşeme donatılarının bağlantısının olmadığı, aynı zamanda içeriğinde deniz kabuklarına rastlanan deniz kumunun kullanıldığı, tasarımdaki hata ve eksiklikler ile 80 yıl önce elle hazırlanmış betonun özelliğini kaybetmiş olduğu, nervürsüz demir donatıların aşırı korozyona uğradığı ve bayrak direği de dahil çatlaklara sebep olduğu görülmüştür.
• Bu bilgiler ışığında oluşabilecek büyük bir depremde, İstanbul’un göz bebeği olan Kız Kulesinin bütünüyle zarar göreceği anlaşılmıştır.
• Restorasyon çalışmalarında kaynaklardaki günümüze ulaşmış en çok bilgi ve belgenin olduğu 18.yy sonu verileri kullanılmaktadır.
• Çalışmaların başladığı tarihten bugüne kadar, yapının kale avlusu bölümüne 1990’lı yıllarda eklenmiş olan, çelik çatı ve asma kat sökülmüştür. Bununla birlikte yine aynı tarihlerde eklenmiş olan betonarme kısımların sökümleri tamamlanmıştır. Şu anda yapının etrafında görülen askı – kapama iskelesi yapıyı olumsuz iklim koşullarından, statik risklerden korumak amacıyla ve güvenli bir şekilde çalışma ortamını sağlamak üzere yapılmıştır.
• Askı-kapama iskelesi kurulduktan sonra, özgün olmayan betonarme ekler ile yapının ön kısımda bulunan betonarme yapı sökülmüş olup yapının bayrak direği de dahil olmak üzere balkon kotu üstündeki toplamda 500 tonluk betonarme kısım yapıya zarar vermeden itinayla uzaklaştırılmaktadır. Bu bölümler onaylı projeler doğrultusunda yığma ve ahşap olarak özgün haline kavuşacak, yapı depreme daha dayanıklı hale gelecektir.
• Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri, lazer tarayıcılar vb. günümüz teknolojisinin el verdiği her türlü imkân yapının korunması için kullanılmaktadır.
• 1940’lı yıllarda yapılmış olan onarımlarda, duvar boşluklarını görüntüleme sistemleri henüz olmadığından, tarihten günümüze duvar ve zemin yapısında oluşmuş boşlukların ve çatlakların tespiti yapılamamıştır. Bu sebeple duvar bünyesindeki boşluklara geçmiş dönemlerde müdahale edilememiştir.
• Georadar çalışmaları sırasında içinde boşluk gözlemlenen özgün duvarların enjeksiyon yöntemiyle güçlendirilmesi büyük ölçüde tamamlanmıştır. Günümüze kadar yaklaşık 120 ton kullanılan enjeksiyon malzemesinin içeriğine yine laboratuvar analizleri sonucunda yapının özgün malzemeleri ve denizin ortasında bulunması gibi koşullara dikkat edilerek karar verilmiştir.
• Yapının tarihi beden duvarlarının paslanmaz çelikten görünmez gergilerle güçlendirilmesine yönelik boşlukların karot kesim çalışmaları başlamıştır. Yapıya 90’lı yılların sonunda eklenen cephelerdeki özgün olmayan çelik kuşaklar da yapıdan uzaklaştırılacaktır.
• Yapıdaki betonarme eklentilerin uzaklaştırılması sonrası aslına uygun olarak bütünleme imalatlarına başlanılmıştır. Bu kapsamda danışmanlarımızın da yönlendirmeleriyle çimento bazlı derz imalatları yapıdan uzaklaştırılmakta, surlarda bulunan kaybolmuş dendanlar (kale duvarı siperlikleri) ortaya çıkarılmaktadır.
• Bayrak direğinin balkon katından başlayıp kubbe üst kotuna kadar olan kısmı metal olarak imal edilecektir. Külah dışında kalan üst bölümü için dış koşullara dayanıklı yapıya ilave yük aktarmayacak alternatif malzemelerle yapılması üzerinde çalışılmaktadır.
• Bakır alemin konservasyon çalışmalarına devam edilmektedir. Çalışmalar sırasında alem üzerinde altın varak kalıntıları tespit edilmiş olup alem yeniden altın varakla kaplanacaktır. İstanbul’un en önemli simgelerinden olan bu güzide anıt eserde paratoner bulunmadığı ve zaman zaman düşen yıldırımların direğe zarar vererek ciddi çatlaklar oluşturduğu çalışmalarımızda görülmüştür. Bu durum için tüm önlemler alınacaktır.
• Çalışmalar sonrasında insanların avluda bulunan ahşap seyirdim teraslarında dolaşıp ahşap merdivenlerden kuleye çıkması ve İstanbul’u izlemeleri sağlanacaktır.
• Özellikle kuzey yönünden adaya gelen dalgaların, ada çevresine daha önceden yapılan ve günümüzde yetersiz kalmış olan anroşmanları (dolguları) ve ince malzemeyi ada altından sürükleyerek söz konusu çatlaklara neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca adanın kuzey batı köşesinde deniz derinliği 30 metre civarındadır. Bu da tahkimat malzemelerinin kaymasına sebep olmuştur. Bunlarla beraber ada çevresinde bulunan iskeleler 90’lı yılların sonunda eski iskelelerin üzerine inşa edilmiş ve bu nedenle alttaki taşıyıcı iskelelerin yer yer çöktüğü gözlemlenmiştir. Bu nedenle Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü ile görüşülerek çözümler üretilmektedir. Zeminin yapıya zarar verebilecek durumuyla ilgili çalışmalar yapılmakta olup adanın çevre tahkimatının yapılması ve iskelelerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar da devam etmektedir.
• Adaya giden temiz su ve elektrik hatlarının yenilenmeleri yapılacaktır
• Adadaki mevcut durumda pis su arıtma ünitesi ya da kanalizasyona erişim bulunmamakta olup bununla ilgili gerekli çalışmalar yapılacaktır.
• Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak İstanbul’umuzun göz bebeği Kız Kulesi’ni özgün haliyle ziyaretçilerle yeniden buluşturmak için gerekli hassasiyeti göstererek çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Kız Kulesi hakkında tarihsel tüm bilgiler ve Restorasyon çalışmalarımızda gerçekleştirilen imalatlar ve elde edilen verilerle ilgili tüm detaylı bilgiler ve raporlar Bakanlığımız tarafından kurulmuş olan www.kizkulesi.com.tr internet sitesi üzerinden kamuoyu ile düzenli olarak paylaşılmaktadır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları