Tarih:
18.10.2014
Akiller ve Yeni 'Özel' Görevler
Ahmet Kale; 'AKP'nin propaganda timleri' akiller yeiden 'görev' başındalar.
2013 yılı Temmuz ayında AKP’nin “açılım” politikalarını “halka” anlatmak için AKİLLER” denen bir heyet oluşturulmuştu. Tamamı AKP yani devlet tarafından atanan, devletin politikasını halka yutturmak için oluşturulan bu heyetin çok büyük bir kısmı AKP taraftarı olan yani AKP’nin politikalarını zaten gönüllüce anlatacak olanlardı. Diğer bir kısım ise eskimiş, yozlaşmış, çürümüş “solcu”lardan oluşuyordu ki, onlar da eskimiş, yozlaşmış, çürümüş olduklarından bu devlet görevini kabul etmekten utanç duymadılar. Aslında çok lafa gerek yok; bu çürümüşlerden biri olan Baskın Oran’ın son söyledikleri gerçeğin ta kendisi. Şöyle diyor bu devlet görevlisi zat:
“PKK ile IŞİD'i aynı kefeye koyan hükümetin akiller toplantısına katılarak Kürtlerin daha fazla oyalanmasına alet olmak istemiyorum."
İster itiraf deyin, ister Allah söyletti deyin, gerçek bu işte. AKP’de herhangi bir söylem değişikliği yok. O zaman da “tek ülke, tek bayrak, tek dil” deyip, bunun dışında düşünenleri “terörist” diye damgalıyorlardı. Demek ki o zamanın “akil”leri bunu bile bile “Kürtlerin daha fazla oyalanmasına alet olmak” ta bir sakınca görmemişlerdi.
Daha Gezi Direnişindeki AKP zulmünün dumanları tüterken bu adamlar bu zalimlerle işbirliği yapmaktan kaçınmamışlardı. O günlerde Gelecek Gazetesinde yazdığımız “ÖZEL GÖREVLER” başlıklı yazıda şunları demişiz:
… “bu heyet zaten Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı koordinasyonunda çalışmaktadır. (O zamanki Adalet Bakanı Sadullah Ergin)
“Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, İstanbul’a kan kusturan valinin (şimdiki İçişleri Bakanı) terfi ettirilmesiyle oluşturulmuş bir birim. Bakın kendi web sitesinde kendini ve görevlerini nasıl tanımlıyor müsteşarlık: “Müsteşarlık bünyesinde, terörle mücadele alanında oluşturulacak politika ve stratejiler ile alınacak tedbirlere esas olmak üzere, ilgili birimlerden stratejik istihbaratın alınması ve değerlendirilmesi amacıyla doğrudan Müsteşara bağlı İstihbarat Değerlendirme Merkezi kuruluş çalışmaları devam etmekte olup; ilgili süreç tamamlandıktan sonra güvenlik kuruluşları ve istihbarat birimleri ile Dışişleri Bakanlığınca elde edilecek stratejik bilgi ve istihbarat bu merkezde değerlendirilecektir.
“ Ayrıca, Müsteşarlık Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulunun sekreterya hizmetlerini yürütmektedir.”
Son derece açık tanımlanmış görevler. “terörle mücadele alanında oluşturulacak politika ve stratejiler ile alınacak tedbirlere esas olmak üzere, ilgili birimlerden stratejik istihbaratın alınması ve değerlendirilmesi”, “İstihbarat Değerlendirme Merkezi kuruluş çalışmaları” vb. Artık hangisini beğenip de “Akil” adamlar heyetine yakıştırırsanız. Daha da önemlisi, “Müsteşarlık, Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulunun sekretarya hizmetlerini yürütmekte” imiş. Eminiz Akiller oraya seçilip kravat ve fularlarıyla Başbakan’ın önünde temenna ettiklerinde, bu gerçekleri de biliyorlardı. Yani onlara; ey Akiller, sizi seçtik ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı koordinasyonunda çalışmak üzere görevlendirdik denilmiştir. Görevlerinizden en başta geleni de “terörle mücadele için istihbaratları da değerlendirerek, Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu’na sekreterlik etmektir” (Özel Hizmetler 03.07.2013)
Açıklamaya gerek var mı bilmem? Akiller heyeti asli görevi “Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulunun sekreterya hizmetlerini yürütmek” olan bir “Müsteşarlığın koordinasyonunda” çalışarak görev yapacaklarmış. Müsteşarlık bu sekreterya hizmetlerini nasıl yürütmekte imiş?
Açıklamaya gerek var mı bilmem? Akiller heyeti asli görevi “Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulunun sekreterya hizmetlerini yürütmek” olan bir “Müsteşarlığın koordinasyonunda” çalışarak görev yapacaklarmış. Müsteşarlık bu sekreterya hizmetlerini nasıl yürütmekte imiş?
“Müsteşarlık bünyesinde, terörle mücadele alanında oluşturulacak politika ve stratejiler ile alınacak tedbirlere esas olmak üzere, ilgili birimlerden stratejik istihbaratın alınması ve değerlendirilmesi amacıyla doğrudan Müsteşara bağlı İstihbarat Değerlendirme Merkezi kuruluş çalışmaları devam etmekte olup; ilgili süreç tamamlandıktan sonra güvenlik kuruluşları ve istihbarat birimleri ile Dışişleri Bakanlığınca elde edilecek stratejik bilgi ve istihbarat bu merkezde değerlendirilecektir.”
İşte beyler, daha gaz kapsülleri gözlerimizde, kafamızdayken, 5-6 gencimiz toprağa AKP emriyle cansız düşürülmüşken bu görevlere soyunmuşlar işte. Yani AKP Gezi direnişi karşısında büzülmüş, silikleşmiş, zulmün her yoluna başvurmuş, katilliği su götürmezken, bu herifler “göreve” koşmuşlar.
Şimdi bu adamlar yeniden göreve koşuyorlar. Önce Soros denen Emperyalist girişimcinin Türkiye temsilcisi Can Paker öne düşerek kimilerini toplamış. Oral Çalışlar denen kemiksiz tip atlamış hemen vs. Peki neden? Neden 1-2 ay önce değil de şimdi?
Neden açık, AKP artık Kürtleri oyalama taktiğinden de vazgeçip, direk karşısına alma döneminde şimdilerde. IŞİD çeteleriyle yaptığı açık işbirliği, yüzlerce TIR dolusu silah yollaması, IŞİD’le sürdürdüğü Müslüman Kardeşler örgüt beraberliği artık saklanamaz durumda ve hedefleri de açıkça Rojava bölgesinde kısmi sosyalizm uygulayan Kürtler. C. Başkanı Erdoğan ve oyuncak Başbakan Davutoğlu açıkça PYD yöneticilerine “kantonlardan vazgeçin” diyebiliyorlar. Bunların Kürt bölgelerinde açık AKP düşmanlığına yol açması kaçınılmazdı. Nitekim HDP’nin çağrısıyla sokağa dökülen kitlelerin başlıca hedefleri bulundukları ilin AKP binaları oluyordu doğal olarak.
“Görev” aşkıyla yananların, kendiliklerinden değil de el altından AKP emriyle ortaya döküldükleri hemen ortaya çıktı. Oyuncak Başbakan çok duygulandı bu görev aşkı davranışından. Şöyle dedi:
“Çözüm sürecinde en önemli şey psikolojik boyut. Son şiddet eylemleriyle bu psikolojiyi kırmak istediler, yok etmek istediler. Psikolojiyi tekrar inşa edebilmek için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. Toplumsal duyarlılığın artırılması, toplumsal bilincin daha da güçlendirilmesi için Akil İnsanlar Heyeti'ne ihtiyacımız var.” (Davutoğlu)
İhanet arttıkça, bu ihanetlere karşı oluşacak tepkileri yumuşatmak, saptırmak ve yönlendirmek için “görevlilere” ihtiyaç olacaktır kuşkusuz. Eh onlar da hazır bekliyorlar zaten. Hele adını anmaktan tiksineceğimiz bir solcu eskisi “akiller heyetine bir statü oluşturulmasını da talep edeceğiz” diyerek iyice çukurlaştı. Arkadaş, ünvan istiyor, maaş, belki de zor görev tazminatı falan da bekliyor.
Bazı aykırıymış gibi sesler de çıkmıyor değil. Baskın Oran’nın “biz Kürtleri oyaladık” itirafından başka "Bu ortamda akil olunmaz" demiş Kürşat Bumin. O da akiller heyetinden. Kendisinin bayıla bayıla “görev” yaptığı dönemde yapılırmış da şimdi yapılmazmış. Utanmış mı desek?
Bu konudaki doğru tanımlardan birini de yılların satılmış kalemi C. Çandar yapmış. Bakın ne diyor?
“bu oluşumu bir akiller heyeti olarak değil AKP'nin propaganda timleri olarak tanımlayabiliriz" (Cengiz Çandar)
En hafif şöyleyişle “AKP'nin propaganda timleri” olan bu heyet ciddiye alınmamalı. Devletin kendisiyle her boydan görüşmeleri sürdüren, faşist devletin omuriliği olan MİT’le direk temas halinde olan Kürt hareketinin böylesine sahtekarlara ihtiyacının kaldığını sanmıyoruz. Daha önce yaptıkları gibi bu süprüntüleri korumamalı, onları AKP’nin uşakları sıfatıyla baş başa bırakmalıdır.
En hafif şöyleyişle “AKP'nin propaganda timleri” olan bu heyet ciddiye alınmamalı. Devletin kendisiyle her boydan görüşmeleri sürdüren, faşist devletin omuriliği olan MİT’le direk temas halinde olan Kürt hareketinin böylesine sahtekarlara ihtiyacının kaldığını sanmıyoruz. Daha önce yaptıkları gibi bu süprüntüleri korumamalı, onları AKP’nin uşakları sıfatıyla baş başa bırakmalıdır.
Ahmet Kale
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları