loading
close
SON DAKİKALAR

Legaliteyi İstismar (Kullanma)

Ahmet Kale
Tarih: 17.04.2014

Kıvılcımlı Külliyatından YOL'un son kitabı

YOL SERİSİNİN SON KİTABI: LEGALİTEYİ İSTİSMAR (KULLANMA)

Kıvılcımlı’nın “Parti merkez komitesine yazdığım ve tartışılması umuduyla verdiğim, her biri ayrı kitaplar halinde…” dediği YOL serisinin son kitabına geldik.

Legaliteyi İstismar (Kullanma) kitabı, o günlerde yoğun gizlilik şartlarında yaşayan, 1920’deki kuruluşunun ardından önce Karadeniz katliamını (M. Suphi ve arkadaşlarının katli) daha sonra da 2 yılda bir tevkifata uğrayan Türkiye Komünist Partisine legalitenin nasıl kullanılabileceğine dair öneri ve taktiklerin sıralandığı bir kitaptır.

TKP Bakü kuruluşunu takiben kurucularının Karadeniz’de boğulmalarıyla bir kesinti yaşamış. 1925 Akaretler kongresiyle toparlandıktan sonra da yine 1925’te İstiklal mahkemelerinde yargılanmış, 1927’de likidatörlerin marifetiyle, 1929’da da İzmir tutuklamalarını yaşamıştır. Zaten YOL serisi ve daha birçok kitap da 1929 tutuklamaları sonrasında 4,5 yıl hapse mahkum olan Kıvılcımlı’nı Elazığ cezaevinde yazdığı eserlerdendir.

“1925'ten 1935'e dek Türkiye'de Sosyalizmin her türlü kanuncul düşünce ve davranışı tam 10 yıl yerin altına itilmişti.” Diyor Marx-Engels, Hayatları adlı kitaba 1970’te yazdığı önsözde.

Daha kitabın ilk cümlesi Lenin’den bir alıntıyla başlar. Böylece Leninci Marksizmin taktiklerinin önerileceği baştan belirtilmiş olur. Şöyle diyor Lenin Usta:

“Lenin: ‘İllegal faaliyet şekillerine’ diyor, ‘bütün legal faaliyet şekillerini bitiştirmeyi bilmeyen devrimciler, boktan devrimcilerdir. (Lenin, Sol Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı) (Kitap, s. 9)

Ve devam eder Kıvılcımlı kendi cümleleriyle: “Bu söz, bugünkü Türkiye Komünist Partisi’nin taktik konusunun en baş tarafına geçirilecek ve hepimizi derinden derine düşünmeye ve araştırmaya yetecek biricik formüldür.” (s. 9)
İllegal bir partinin legal faaliyetlerini formüle etmenin öncelikle bir gayesi olmalıdır. Bu gaye TKP’nin kendi şiarlarını geniş halk yığınlarına ulaştırabilmesidir. Yani:

“Demek partiyi tanıtma sloganının önemli anlamı, illegal faaliyetin motorundan hız alan bir kanuni faaliyet aygıtının bütün dikkatle kurulmasıdır. Yani illegal faaliyet bir motorsa ve bu motor büyük enerjisinin çoğunu boşa götürmek istemiyorsa, az çok gelişmiş bir legal faaliyet makine sistemini, legalite aygıt-makinelerini harekete geçirmeye mecburdur.

“Ancak bunda başarılı olduğu gündür ki, TKP kalabalık yığınların yüksek tutkularına en doğru, şaşmaz yolunda öncülük eden gerçek bir kitle keşif kolu rolünü oynayabilir. Zaten tanıtımdan amaç buydu ve budur.” (s. 10)
Bu açıklamadan sonra “kendini tanıtmanın” önemi üzerine önce, “Hatta kısır, piç bir burjuvazinin ulusal sermaye avortonu Kemalist faşizmi bu ülkede kendisini bizden çok tanıtmanın yolunu buldu da…” deyip, “Türk burjuvazisinin bizi en müthiş illegalite işine mecbur bırakışındaki o büyük, o bütün erdemleri hiçbir zaman unutmamakla birlikte…”, ” İşçi sınıfının çıkarları burjuvaziyle taban tabana zıt olduğuna göre, demek, Türkiye proletaryasının keşif koluna düşen görev, Türk burjuvazisini legal alanda, açık savunmaya zorlamak olacaktır.” (s. 10-11) Bunun aslında bir görev de olduğunu hatırlatır partiye.

Bu görevi örneklerle somutlamak için komünistlerin yargılandıkları mahkemeleri örnek verir Kıvılcımlı. Son derece ajitatif bir dille anlatır bize mahkeme örneğini. Alalım buraya:

“Bir örnek verelim: Son zamanlara kadar, burjuva mahkeme salonlarını biz komünistler bir tür legal halk kürsüleri gibi kullandık. Fakat 1929 İzmir toplu komünist mahkemelerinden sonra, burjuvazi, bu son “legal” kürsümüzü de çekti, ayağımızın altından aldı.” (s. 11)

“Burjuvazi, son legal kürsümüzü de altımızdan çekti aldı. Varsayalım komünist mahkemeleri gizlidir. Ne yapacağız? Burjuvazinin lütfen mahkemelerimizi yeniden açık yapmasını mı bekleyeceğiz?” (s. 12)

“Burjuvazi bizi gizli yargılamak istedikçe, biz cezaevinden çıkışımızdan, yolda gelişimizden, mahkeme koridorlarından geçişimizden, mahkemenin ilk duruşma, son karar celselerinden, kapı altlarında bekleyişimizden, cezaevi içindeki yaşayışımızdan, özetle her yerden ve her şeyden yararlanarak, olanak bulursak yüksek sesle, bulamazsak fısıldayarak; ağzımızı dikerlerse kaşımızı gözümüzü oynatarak yüzümüzle; yüzümüze maske geçirirler, peçe takarlarsa, başımız, elimiz, kolumuz, ayağımızla; elimize kelepçe, boynumuza lâle, kolumuza zincir, ayağımıza pranga takarlarsa, duruşumuz, oturuşumuz, hatta giyinişimizle; öldürülürsek ölümümüzle, gömülsek mezarımızla; yakılarak dumanımız havaya savrulsa hayaletimizle, hatıramızla... her neyle olursa olsun, ajitasyonumuzu yapacağız!

“Burjuvazi bizi istediği kadar ezsin, sıksın, kapasın, biz bir delik bulup kızıl soluğumuzu halka duyuracağız! Ve bu uğraşmamızda, en sonunda, hep burjuvazi yenik, biz galip çıkacağız; burjuvazi zarar edecek, biz şekilden kaybettiğimizi sorunun içinden, görünüşte kaybettiğimizi gerçekte, lafta kaybettiğimizi halkın gönlünde mutlaka ve mutlaka kazanacağız!

“Çünkü burjuvazinin bize karşı çıkan adamları maaşlı uşaklarıdır, bunların itici gücü paradır; biz hızımızı inanç hamlesinden, ideal aşkından alıyoruz. Bu kesin. Bu komünist ajitasyonun alfabesi, ilk koşulu, besmelesi...

“Bunu yapmıyor değiliz; yine de yapacağız ve daima da yapmalıyız.” (s. 12-13)

Bu ajitatif cümlelerden sonra TKP’ye düşen görevler somutlanarak sıralanmaya devam edilir. Bunlardan en önemlileri, bir yandan TKP’yi Türkiye’nin işçi ve köylülerine götürürken, öte yandan Türkiye’nin işçi ve köylülerini TKP’ye getirme seferberliğidir. Burada iki amaç vardır: Birincisi komünistleri gizli çalışmaya zorlayan burjuvazinin taktiğini boşa çıkarmak, gizlenmeye çalışılan şiarları geniş halk yığınlarına taşımak. İkincisi de kitleleri partiye kazanmak. Ancak bu kazanma partinin kapılarını herkese ve sonuna kadar açma demek değildir. Bilinçli ve kararlı elemanlarla güçlenen parti burjuvazinin bütün saldırılarına karşı daha dirençli bir karşı koyma gösterebilecektir.

O zamanki objektif durum da illegalite ile legalite taktiğinin bilinçli bir biçimde uygulanmasını zaruri kılmaktadır zaten. Kemalist burjuvazi üst üste saldırılarını sürdürmekte, 2 yılda bir komünist tevkifatları yapmaktadır. İşçi sınıfının öncü örgütü geçici bir geri çekilme dönemindedir. Bu durumda:

“Biz böyle bir “geçiş dönemi”ndeyiz. Bu dönemin taktik ana halkası partice azami illegalite, kitle taktikçe azami legalite yöntemlerini sömürmektir.”( s. 31)

Ancak bu geçiş döneminde, objektif ve sübjektif şartların zaruretiyle oluşacak plan ve taktikler de Leninci Marksizmin şaşmaz yöntemiyle olacaktır öncelikle:

“Demek Leninci Marksist taktiğin birinci niteliği, zemini zamanı kollamak, demagojik “real politiker”lerin taban tabana zıddı olan devrimci gerçekçiliktir. Gerçekten, siyasette, sınıf savaşında yanılmaz olmak ancak bu koşulla elden gelir. Bu prensip, insanlığın tarihte yarattığı en yüksek manevi bir sistem olan bilimsel yani Marksist komünizmin ta felsefesinden örgütüne kadar, her katında hükmünü sürdüren öğretidir.” (s. 39)

Nitekim ileriki sayfalardaki LEGALİTE PRENSİBİ başlığında bu prensipler şöyle belirlenir:

“1- Teoride: Bütün gücümüzle, burjuva sloganlarının hiçliğini, yalancılığını, bayatlığını kitlelere duyuracağız. Burjuva meclisinin bir domuz ahırı, burjuva “özgürlük” ya da “demokrasi”sinin bir avuç büyük zenginin, azınlığın milyonlarca halk çoğunluğunu soymak ya da aldatmak için kurulmuş birer tuzak ve ilh. olduklarını göstereceğiz.

“2- Pratikte: Burjuvazinin ola ki yalan dolan olsun ortaya attığı bütün sloganlarını sonuna kadar kullanacağız. Domuzuna kullanacak ve zorlayacağız.“ (s. 57)

O zaman neler yapılacak?

“a) En küçük taleplerini zamanında sezip güçle savunmayı ve örgütlemeyi bilmeli;
“b) İşçinin kendiliğindenci dövüşlerini derhal tutmalı... Böylece günlük kavgalarının büyük devrim savaşıyla olan bağlılığını elle tutulur hale getirmeli.

“Bolşevik “taktik-plan”ı gerçekleştirecek araçlar nelerdir? Biz birkaç örnek sayalım:
“1 - Burjuva parlamentosunu (Millet Meclisi’ni) halka hitap etmek için kürsü gibi kullanmak;
“2- Komünist yayın için bütün olanaksızlar içinde olanak yaratmak;
“3- Bütün işçi örgütlerini legal ve yarı-legal her türlü dernek, sendika ve ilh’de partinin rehberliğini güçlendirmek;
“4- Halk toplantılarını sistematik bir şekilde canlandırmak ve kazanmak;
“5- Gençliği, komünist ideoloji ve psikolojisi içinde eğitmek ve ilh. ve ilh’dir.” (s. 62-63)

Legalite işinin komünist taktik açısından önemini göze batırdığı bu kitapta Kıvılcımlı TKP’ye bir legalite çığırı açmaya çalışmıştır. Burjuvazi ile yalnız illegalitede kalarak etkili bir mücadele hattı oluşturmaya çalışmak yeterli olmayacaktır. 

“Burjuvazi, gizli komünist işinden, bir gün bütün açık meydan işine karacağını bildiği için korkar. Yoksa, bilse bizim kırk yıl yalnız gizlilik kabuğu içinde kıvrılıp yatacağımızı, komünist işi umurunda bile olmaz.” (s. 79) dedikten sonra şöyle bitirir kitabını:

“Yani, iki rahmetten biri; ya yığın partisi oluruz, ya da partilikten çıkarız. Bunun Türkçe’de daha güzel bir ifadesi var:

“Ya bu deveyi güderiz, ya bu diyardan gideriz!”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları