loading
close
SON DAKİKALAR

Afrin yeni bir fay hattı

Hakan Tahmaz
Tarih: 05.04.2018
Kaynak: Hakan Tahmaz

Hakan Tahmaz: “Suriye topraklarına düzenlenen askeri operasyonlar Suriye iç krizinin kalıcılaşmasının önünü açtı. Afrin, bu operasyonların en kritik halkası. Sınır ötesi askeri hareketlerin karakterini ortaya çıkardı.”

2019 seçimlerinin en önemli konusu “devletin bekası” olacak.  Köpürtülen milliyetçilik seçimlerde ciddi sonuçlar doğurabilir, gelişmelere yol açabilir.

Her salı, Meclis kürsüsünden “kim daha fazla, daha iyi ve sahici milliyetçi” yarışı yaşanıyor.  Gazetelerin sayfaları ve haber bültenleri bu yarışla dolu.

Suriye’deki gelişmeler ve  PYD’nin, ABD ve diğer ülkelerle işbirliği büyük bir tehdit olarak algılanıyor.

Türkiye’nin, Zeytin dalı operasyonuyla Afrin’ de elde ettiği “başarı” AK Parti- MHP ikilisinin yelkenlerini seçimlerde aşırı derecede şişirecek gibi görünüyor. Muhalefet partisinin ise bu konuda iktidarla niteliksel farkı olmaması nedeni ile işi zor.

Tarih tekerrür ediyor gibi. Kıbrıs’ta, Hatay’da olanlar Afrin’de sahneleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart 2018 Çanakkale savaşının yıl dönümünde,  Afrin ’in “fethedildiğini” dünyaya ilan etti. Ana muhalefet, “kahraman ordumuz” diye başlayan cümleyle iktidarın başarısını kutladı.

Suriye topraklarına düzenlenen askeri operasyonlar Suriye iç krizinin kalıcılaşmasının önünü açtı. Afrin, bu operasyonların en kritik halkası. Sınır ötesi askeri hareketlerin karakterini ortaya çıkardı.

Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) girdiği Afrin’ de yeniden yapılanma çalışmalarını başlatmak için Cumhurbaşkanın Çanakkale konuşmasından bir gün sonra 19 Mart 2018 Pazartesi günü Antep’te Suriyeli 100’e yakın mültecinin katılımıyla yapılan toplantıda  “Afrin Kurtuluş Kongresi” adı altında  35 kişiden oluşan Afrin Meclisi kuruldu.

Meclis sözcüsü olarak Ankara Hasan Şindi’yi atadı.  Meclis üyelerinin içinde 24 Kürt, 8 Arap, 1 Alevi, 1 Ezidi ve 1 Türkmen olduğunu açıkladı. Sözcü Hasan Şindi, DW Türkçe ‘ye yaptığı açıklamada, Meclisin Hatay valiliğine bağlı çalışacağını, Karanınkini daha önce Azez’e, Cerablus’a, Marel’e olduğu gibi Afrin’e de kaymakam atayacağını açıkladı.

Bu açıklamadan önce Cumhurbaşkanın ve İçişleri Bakanının benzer açıklamaları olmuştu. Kısa süre içinde valinin ataması  bekleniyor. Bütün bunların uluslararası hukukta hiçbir yeri yok. Kitapta bunun adı açık. Bu bir ilhak hareketidir.

Ankara’nın bu politikada ısrarı ve  hamaset içeren açıklamaları sorunun derinleştiğinin sinyalleri olmasının ötesinde, konunun tek başına güvenlik meselesi olmadığını gösteriyor. Ankara, ipini bir tür Türk milliyetçiliğine bağlayarak bölgenin dizaynındaki rolünü yerine getirmeye karar vermiş durumda.

Ancak BM, anlaşmasına göre meşru müdafaa hakkını 51. maddeye göre “Silahlı saldırıya uğrayan bir ülke, BMGK barış ve güvenliğin kurulması için gerekli önlemleri alana denk, meşru müdafaa hakkını kullanır” diye tanımlıyor. Yani hem müdafaanın sınırını belirlemiş hem de BM’nin sorumluğu tanımlanmış. Ancak bütün bunları önemseyen veya dikkate alan yok.

Diğer yandan İran ve Rusya’nın bölgede yeni bir Kıbrıs yaratılmasına çok uzun süre sessiz kalması ya da izleyici olması beklenemez. Esas büyük fırtına bu süreçte kopacak gibi görünüyor.

Açıkça görülüyor ki, uluslararası hukuk ayaklar altında sürünüyor, devlet arası ilişkiler pespaye durumda. Ne bölge ne de batı devletleri bu duruma en azından şimdilik ses çıkarmıyorlar. Bunun tek nedeni her devletin ayrı bir hesabının ve ajandasının olmasıdır. Bunun kendisi bu günkü fiili durumunun bölgede bir tür Kıbrıs gibi gerilim kaynağı olacağını gösteriyor.

Bölgede olduğu kadar içeride de yeni fay hattı oluşturuldu. Kürt fayı daha da açılıyor. Buna Türkiye ne derece dayanır, bu siyaset ne kadar sürdürülebilinir kestirmek zor.

Türkiye bu çıkmaz sokakta seçim yapacak. Bu ağır, milliyetçi atmosferde krizin derinleştirmesi sürpriz olmaz.  Bir anlamda Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasına yol açan siyasetin Türkiye için hayırlı bir sonuç doğurmasının zorluğu ortada. Bu yoldan geri dönülmesi zor ama imkânsız değil. Hatta bu bakımdan  bölge ülkeleri arasında Türkiye, bir çoğundan daha avantajlı.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları