Tarih:
25.09.2012
AKP Kongresi öncesi medya Mahallesi
Hakan Tahmaz, ''Medya adeta AKP’ye kongrede devrim yaptırmaya çalışıyor''...
AKP’nin 30 Eylül’deki kongresi öncesi, Ankara dedikodu kazanı yine kaynamaya başladı. Medya adeta AKP’ye kongrede devrim yaptırmaya çalışıyor.Eline kalem alan AKP’nin 2014 yılına kadar nasıl bir strateji izleyeceğini, Türkiye Cumhuriyetin Kuruluşunun 100 yıllında “yeni Cumhuriyeti” nasıl inşa edeceği üzerine tahminler yapıyor, adeta şans oyunu oynuyor.
AKP’nin 30 Eylül sonrasında hayata geçirmek üzere üçlü bir plan hazırlığı yaptığı; PKK’ye karşı ordunun yeni bir strateji geliştirdiği haberini veriyor medya organları.
Neymiş efendim, seçimler sonrasında AKP, bir taraftan yerel yönetimleri güçlendirmek, seçim barajlarını düşürmek gibi adımları atacakmış.
Başbakan, kongrede açıklanacak manifestoyu hazırlayan heyete değinilmesini istediği konuların talimatını vermiş.
Diğer yandan ordunun PKK’ya karşı hayata geçireceği alan temizliği isimli yeni stratejide, askerin savunmadan saldırıya geçeği, gerillalar gibi dağda yaşayacağı yazılıyor, konuşuluyor.
10 yıllık AKP iktidarında her seçim öncesi ne yaşandığıysa bugün de benzer şeyler yaşanıyor. AKP, yerel seçimler, Cumhurbaşkanı seçimleri ve milletvekili genel seçimi öncesi yine yelkenini şişirmeye çalışıyor.
Bu filmi biz daha önce birkaç kez görmüştük.
2004 ve 2009 yerel seçimleri, 2007 ve 12 Haziran milletvekili seçimleri, 2010 anayasa referandumu sonrası hükümetin, “yeni bir demokratikleşme paketinden söz edildi ve Kürt sorununda çözüm sürecine ilişkin adımlar atacağı ileri sürüldü.
AB ile müzakere hız kazanacaktı. Şimdi kimse sözünü etmiyor.
Oslo’da, PKK ve Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde hep seçimlerin kritik olduğu, seçim sonrasında hükümetin adımlar atacağı anlatıldı, yazıldı.
Şimdi de aynı şeyler temcit pilavı gibi ısıtıp, ısıtıp kamuoyuna pazarlaması yapılıyor.
Bunun için AKP’nin medyayı çok iyi kullandığını söyleyebiliriz.
Kürt ve Ortadoğu politikasında bariz bir biçimde yanlışa saplanan AKP’nin imdadına medyadaki yandaşları ve kimi liberaller yetişti.
Yine AKP’nin demokratikleşmeden yana bir parti olduğu, başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin sorunlarının üzerine gitme cesareti göstermeye niyetli olduğu anlatılmaya başlandı.
“Demokrat parti” imajı verilmeye ve Kürt sorununda bazı adımlar atacağı beklentisi yaratılmaya çalışılıyor.
Hem de AKP hükümetine dönük eleştirilerin ciddi boyutlara ulaştığı bu günlerde yine hayali projelerle, hayali senaryolarla.
Medya kanalıyla oyalama, aldatma ve zaman kazanmayı AKP siyaset yapma tarzı haline getirdi.
Medya pazarlaması yöntemiyle, toplumsal algı yaratmada fazlasıyla hünerli.
Kongre öncesi medyada Kürt sorunu başlığı altında tartışılan konuların içeriği bunun çok açık örneği oluşturuyor.
Her gece televizyonlarda terör uzmanları, istihbaratçılar boy gösteriyor. Kürt sorunu diye PKK’lıların imhası tartışılıyor.
Kandile bayrak dikilir mi, dikilemez mi tartışlıyor.
Gerçekle hiçbir ilgisi olmayan yaratılan algı sayesinde, sorun ötelenmeye çalışırken daha da büyütülüyor ve direnleştiriliyor.
Maalesef adım, adım fili olmasa da ruhsal kopuşun eşiğine doğru ilerliyoruz.
Medyanın burada oynadığı rol, toplumun yeniden biçimlendirilmesine hizmet etmek ve siyasal iktidarının önünü temizlemek biçimde gerçekleşiyor.
Hükümetin veya siyasal aktörlerin emrinde veya emir kulu medyanın 21.yüzyılın Türkiye’sinde toplumun doğru bilgi edinmesiyle ve gerçeklerin bilinir kılınmasına hiçbir alakası yok.Tam bir sahibinin sesi durumu hâkim.
Bunu kavramak için 30 yıldır atılan manşetlere, haber başlıklarına, köşe yazılarına bakmaya gerek yok. AKP dönemine bakıldığında durum görülecektir.
Medyanın katkısıyla yaratılan yanlış toplumsal algının cehaletini fark edilecektir.
Bu nedenle medya büyük Kürt yangındaki günahının muhasebesini yapmadan, sorunlarımız çözüm yoluna girmeyecek. Çünkü yalan, oyalama ve kandırma artık sökmüyor.
Hakan Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları