Tarih:
09.11.2012
Başkanlık sistemi sakat doğacak
Hakan Tahmaz yazıyor, ''AKP'nin izlediği siyaset nedeniyle, başkanlık sistemi sakat doğacak...''
AKP, yeni anayasa çalışmasını sonlandırdı.AKP’nin izlediği siyaset nedeniyle, başkanlık sistemi sakat doğacak. Bizden uyarmak. Ama önce bazı hatırlatmalarda bulunayım.
2007 yılında yapılan genel seçimlerinde TBMM çoğunluğunu elde eden AKP, yeni anayasa tartışmasını gündeme getirdi. Ancak somut herhangi bir plan ortaya koymadı.
Bütünlüklü demokratikleşme perspektifinden yoksun AKP, seçimlerden kısa bire sonra anayasada değişiklik yaparak türban yasağını kaldırmak istedi. Ancak MHP-AKP işbirliğiyle yapılan anayasal düzenleme, CHP’nin itirazı üzerine
Anayasa Mahkemesi’nden döndü.
Bir anlamda bu olay AKP’nin sınırını ve önceliği gösterdi. Sonra turban yasağına filen son verildi.
12 Haziran referandum sürecinde ise, yeni anayasa tartışması yeniden gündem taşındı. Gecen süre zarfında ise hiçbir hazırlık yapılmadı.
AKP’nin 12 Eylül referandumunda elde ettiği başarıda bir nebzede olsa 30 yıldır mücadelesi verilen 12 Eylül anayasasında kurtulma ve sıfırdan yeni anayasa yapma vadinin payı var.
12 Eylül referandumunda dile getirilen “yapılan köklü değişikliler sonrasında AKP’nin yeni anayasa vadini tutmayacağı” öngörüsü bugün ne yazık ki gerçeğe dönüşüyor.
Son seçimden sonra TBMM’de kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonun bir yıldır karınca misali yürüyor. Bu sırada AKP sürekli rejimde ve idari yapılanmada radikal değişiklik içeren anayasa ve yasal düzenlemeler yapmaya çalışması, derdinin yeni bir anayasa olmadığını ve derdinin kendi önünü açmak olduğu açığa çıkardı.
Meclis’te görülen Yerel Yönetimler Yasası ve AKP grubunun TBMM sunduğu Başkanlık Sistemi önerisi yasa tasarısı bunun çok tipik iki örneğini oluşturuyor.
Başbakanın “yeni anayasadan umutlu değilim” sözleri, TBMM bünyesinde yürütülen yeni anayasa çalışmalarının sonunun geldiğini işaretidir.
Yeni anayasa talebinin toplumda yaygın olması Meclis’teki partilerin gerçek tutum ve davranışlarda kaçınmalarına yol açtı. Her biri masadan ilk kalkanın kendileri olmayacağını açık bir biçimde birkaç kez açıkladılar. Yani komisyondan ayrılmanın bedelini her biri diğerinin ödemesini istiyor.
Dört partiden her hangi bir, topluma neden yeni anayasanın bu Meclis’te çıkamayacağını açıklama veya izah etme
cesareti göstermiyor. Bu toplumu oyalamak olduğu ifade etme dürüstlüğünü gösteremiyor.
Başkanlık Sistemi önerisini AKP grubunun ortak yapması, AKP’nin esas probleminin Başbakanı “padişah ilan etme” olduğu anlaşılır kılındı.
Bugün “modern padişah” gibi davranan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın durumunu resmileştirmek sınırlı bir anayasa değişikliğine doğru hızla yol alınıyor.
Türkiye’nin demokratikleşmesini yürütmenin daha da güçlendirilmesine indirgenen bu yaklaşımın, ne türden sonuçlar doğuracağı konusunda yeterli veriye sahibiz.
Medya çalışanların, akademik çalışma yapanların ve her türden muhalif hareketin başlarına gelenlerde sonra, mevcut
tehlikeyi daha da büyütecektir.
Denetimsiz başkan, parlamento karşı sorumlu olmayan, halka karşı sorumlu olan başkanlık sistemini kafamızda canlandırdığımız R.T.E başımıza ne türden çoraplar ördüğünü i daha iyi anlarız.
İşin doğrusu AKP, kendi doğrularına uygun girişimlerde bulunuyor. Son dönemde muhafazakâr kimliğini daha fazla görünür ve egemen kılacak işlere imza atıyor. Ya da gerçek yüzünü gösteriyor.
12 Eylül referandumu da son anda yargıyı düzenleme ihtiyacıyla gündem getirildi; Şimdi de aynı şey yapılıyor.
Herkesin yeni anayasayı tartıştığı bir anda AKP, kendi önceliğini öne çıkardı, yeni anayasa hazırlığını öteledi.
Bu konudaki ısrarı ise, toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirecek ve kalıcılaştıracak.
Hakan Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları