loading
close
SON DAKİKALAR

Büşra Hocaya Özgürlük

Hakan Tahmaz
Tarih: 29.06.2012

Hakan Tahmaz yazıyor, ''Tahliyeleri Hükümet müzakere sürecinde kendi lehine kullanmak istedi''...

Başbakan, yarın Hürriyet gazetesinde kendisini öven Leyla Zana ile görüşecek.  2005 yılında Leyla Zana,  Selim Sadak, Orhan Doğan ve Hatip Dicle cezaevinden çıktığında görüşmemişti. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül,  Başbakan yurt dışı gezisinden olduğu bir sırada dörtlü ile görüşmüştü.

 

Hatırlayalım Türkiye AB ile müzakere sürecine girmişti. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül idi. AB yetkilileri,  Zana’ların 10 yıldır cezaevinde olmalarını sürekli gündeme getiriyordu. Bu durum Türkiye’ye sorun oluşturmaya başlamıştı.

 

Tahliyeleri Hükümet müzakere sürecinde kendi lehine kullanmak istedi. Ama Başbakan kendisinden görüşmek isteyen heyete uzun süre randevu vermedi.  Çünkü dörtlü, Kürt hareketinin simgesi olmuşlardı.  Kürt halkı, Leyla’ları bağırlarına bastı. Bölgede neredeyse Habur’a benzer karşılama etkinlikleri yaptılar. 

 

Başbakan bu havadan pek memnun değildi. Buna Leyla’ların yeni parti çalışması da eklenince, AKP iyicene rahatsız olmuştu.

 

Leyla o zaman Kürt siyasetini büyütmeye soyunmuştu. Olmadı. Kürt siyasetine yön veren bir figür olamadı. Ama o Kürt için Leyla Zana olmaya devam etti.

 

Şimdi Başbakan Leyla’nın, Kürt siyasal hareketini bölme ihtimalinden söz ederek alelacele görüşme isteğine evet dedi.

 

Ne oldu Leyla mı, değişti Başbakan mı?

 

Faruk Bildirici’nin Leyla’yı anlatan Kanlı Gece kitabı aslında bugün olacakları anlatıyor. Kitabı okuyanlar bugünü görecektir.

 

Başbakanın sözlerinden ve davranışlarından Başbakanda bir değişikli olmadığı ortadadır. Hatta birçok kişi Başbakandaki negatif bir değişimden söz ediyor. Geriye kalan ihtimal Kürt sorununun yarattığı yorgunluğu ve bıkkınlığı işaret ediyor.

 

Cumartesi günü Barış Meclisi’nin yaptığı çalıştayda bir katılımcı “Leyla Zana’nın Kürt hareketinin dışına çıkarak barışa bir katkısının olmayacağından söz etti.

 

Bugüne kadar devlet ayrıştırma hesabı yapmayı hiç elden bırakmadı ama bir şeyde elde edemedi.  

 

 

AKP’nin kendine benzettiği bir Kürt siyasetçisi mi barışa etkin ve içten katkı sunabilir; yoksa kendi özgürlüğünün yolunun Kürtlerle eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamanın koşullarını yaratmak için mücadele eden Büşra hoca gibileri mi?

 

Ezilenlerin mücadelesinde  rüçhan hakkı istenmez..

 

Büşra hoca özgürlük demeni tamda anıdır bugün.

Akademik geleceğini sarı hoca gibi bildiği yoldan sapmaya yanaşmadığı için tehlikeye atarak ezenlerin karşısında boyun eğmediğinde 8 aydır tutuklu.

 

Büşra hoca bilgi birikimini Türkiye’nin en kadim sorunu olan Kürt meselesinin çözümü çerçevesinde ve yasal bir parti olan BDP’de değerlendirmek istemesi aydın olmasının bir gereğidir.

 

BDP’nin siyaset akademisinde ders verdi diye tutuklanan bir akademisyenlerin olduğu koşullarda;

 

Savcıların anayasal vatandaşlık ne demek diye soru sorma cesareti gösterdiği bir ülkede;

 

Yargı eliyle muhaliflere ve Kürtlere “haddinizi bilin” mesajı verildiği bir zaman diliminde;

 

Leyla Zana,  Başbakandan Büşra hocanın özgürlüğünden daha fazla bir talepte bulunamaz.

 

Başbakan ise Leyla’a en fazla Büşra’nın özgürlüğü hediye edebilir.

 

Gerisi boş laftır.

 

2 Temmuzda Büşra ile Yüksel Genç ile Ayşe Berktay ile Mustafa avcı ile küçük Büşra ile,  ve tabiî ki Deniz Zarakol ile buluşmak,  göz göze gelmek için bedenimizle, yüreğimizle, gözümüzle, kulağımızla Silivri’de olacağız.

 

Hakan Tahmaz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları