loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Kendi Devrimini yapıyor!

Hakan Tahmaz
Tarih: 05.06.2012

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın buluşması bu önemde...

Yarın Türkiye siyasetinde tarihi bir gün olabilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın buluşması bu önemde.


Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’a ne önereceğinden daha çok,  buluşma anının atmosferi Kürt sorununda “yeni dönemin” başlangıcı olacak.


Bu buluşmada CHP’nin,  ne kadar “yeni CHP olma” iradesi içersinde olduğu görülecek ve CHP kendi devrimini başlatan ilk adımı atacak.


Kılıçdaroğlu’nun, bu topraklarının en köklü, en keskin, en derin sorununun çözümünde elini taşın altına koyup koymayacağı ortaya çıkacak. Türkiye’nin demokratikleşmesinin kilidi olan bir soruna el atarak ne kadar “yeni CHP” olabileceğini gösterecek.

 

CHP’nin Deniz Baykal döneminde açılım siyasetinde izlediği takoz olma tavrından uzaklaşıp uzaklaşamayacağını ortaya çıkacak.


Bütün bunları tek başına Kılıçdaroğlu tek başına başaracak değil. Bu liderin çıkışı kadar iki önemli şeye de bağlı.


Örgütün, bu yeni politikanın arkasında ne kadar durduğuna veya içselleştiğine de bağlı bir sonuç olacak.


Tabiî ki, iktidar partisinin de nasıl yaklaştığıyla doğrudan ilgili bir konu. Hatta CHP çıkışı kadar bu çıkışa AKP’nin nasıl refleks verdiği de önemli bir husus.


AKP bugüne kadar olduğu gibi “güç bende ben yaparım olur, ben biliyorum” siyasetiyle yaklaşırsa hiç kuşkusuz bir kez daha Kürt sorununda çözüm sürecinin önünü tıkamış olacak.


Bu durumda çözümü değil, ölümü konuşmaya devam edeceğiz. Şiddeti toplumsal yaşamdan dışlamanın neden mümkün olamadığını tartışmayı sürdüreceğiz…

 

Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla, AKP’ye bir önceki açılım döneminde yaptığı yanlışlarında kurtulma fırsatı da sunuyor.


AKP, Kürt Açılımı başlattığında ana muhalefet partini ortak etmemekle en büyük yanlışlarında birini yapmıştı.


Hiç kuşkusuz dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın izlediği siyasetinde bunda önemli payı var. Ama AKP’de TBMM’deki gücüne güvendi.


Kürt sorununun, her hangi bir partinin halledebileceği bir sorun olmadığını fark edemediği gibi CHP’nin de “salt bir ana muhalefet partisi” olmadığını göremedi.


AKP çevrelerinden son günlerde gelen sinyalleri bunu en azından fark ettiğinin işaretleri sayabiliriz.

AKP’nin Kürt politikasının şekillenmesinde önemli katkısı olan Polis Akademisi öğretim üyesi İhsan Bal’ın, Haber Türk Gazetesi’ndeki köşesinde 2 Haziran 2012 Cumartesi günü “CHP’nin statüko savunuculuğu yerine çözüm odaklı, değişimci ve kuşatıcı politik bir çizgi izlemesini” ülkenin hayrına olduğunu yazması dikkat çekiciydi.


İşte bu CHP’nin kendi devrimini başlatmasıdır.


Devriminin başarıya ulaşması, çözümü milliyetçi muhafazakâr siyasal eksende arayan AKP’nin peşinden sürüklenmeden, demokratik zemine oturmasında etkin rol almasına bağlı.


Bir anlamda CHP bıçak sırtında bir yükün altına girmek durumunda. CHP’nin devriminin başarısı, AKP’nin de en azında Kürt politikasının değişimine yol açabilmesine bağlı.   

Buna Türkiye’nin bugün çok fazla ihtiyacı var. Her türden gelişme siyaseti buna zorluyor.


Hakan Tahmaz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları