CHP Kongresi’nden Beklenti

Hakan Tahmaz yazıyor: CHP ve Kılıçdaroğlu “sözün bittiği” yerde. Ya CHP ile ya CHP’siz...

Gözler hafta başında Ankara’daki CHP’nin 34. Kurultay’ında olacak.

Kurultayı önemli kılan kendi tabirleriyle “Yeni CHP’nin” ne olacağının ortaya çıkacak olmasıdır.

Aynı zamanda “Eski CHP’lilerin de bundan sonra nasıl bir yol haritasına sahip olacakları görülecek.

Bilinmezlikler büyük ölçüde aşılacak; seçimlere kadar partinin izleyeceği yol açığa çıkacak.

Kısacası Kemal Kılıçdaroğlu için deniz göründü. Daha ötesi yok. Bahaneler tükenmiş olacak.

Liderse liderliğini, genel başkansa genel başkanlığını, başbakan adayı ise başbakan adaylını göstermek durumuyla karşı karşıya kalacağı bir döneme girilecek.

Bunları devleti kuran parti olarak yapmaya mı devam edecek, yoksa batı tipi evrensel normlarda sosyal demokrat bir parti ile yapmanın eğilimini mi gösterecek, göreceğiz.

Gidişattan bunun çok zor olduğu anlaşılıyor.

Ama geniş kamuoyundan beklenti CHP’de başka türlü bir şey olmaya başlamasıdır.

CHP’nin son Kürt Açılımı’nda olduğu gibi.

Yıllardır CHP politikalarının kerteriz noktası olmuş yaşam tarzı yerine sosyal demokratlarının evrensel değerlerine ve sol değerlere yönelmesi gibi.

Ama “yeni CHP’yi eski muhafazakârlar değil, özünden sosyal demokratlarla yaratma enerjisini açığa çıkmak zorunda.

Bunu açığa çıkarılamaması CHP bir adım ileri iki adım geri taktiğiyle yürümesi gibi olacak. Aynen son iki yıldır olduğu gibi.

Bu tren sallamaya Türkiye’nin tahammülü yok. Türkiye sınırda.

Bu sınır ya CHP ile birlikte aşılacak. Ya da CHP aşılacak.

Tercih Ankara’da toplanacak kurultay delegelerinin eseri olacak. Kemal Kılıçdaroğlu delegenin iradesini doğru algılayıp yönlendirirse beklentilere yanıt olacak. Aksi yine hüsrandır.

CHP ve Kılıçdaroğlu “sözün bittiği” yerde. Ya CHP ile ya CHP’siz.