CHP Kurultay
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin, muhaliflere çalım atarak kurultay kendi inisiyatiflerin de toplama çalışması, CHP’nin sürüklendiği yeri göstermesi bakımından oldukça ilginç bir tutum.
31 Aralık’ta ki bir önceki yazımda CHP’de iki kurultay
olasılığından söz etmiştim.
Artık iki kurultay kesin.
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin, muhaliflere çalım atarak kurultay kendi inisiyatiflerin de toplama çalışması, CHP’nin sürüklendiği yeri göstermesi bakımından oldukça ilginç bir tutum.
Bir yıl önce AKP’nin yarattığı korku imparatorluğuna karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çare olabileceğini düşünenler, çaresizliğin çaresi olarak görüp kredi verenler pişman olmanın eşiğine dayandılar.
CHP tekrar kısır iç çekişmenin içersine girdi.
Kurultay/ların sonuçları ne olursa olsun iç gerilim derinleşmeye devam edeceğe benziyor.
Baykal ve Sav ekibinin etkisizleştirilmesiyle başlayan, milletvekili listelerinin oluşması ve seçim sonuçları tartışmalarıyla süren iç gerilim derinleş sinyalleri veriyor.
Hiçbir siyasal, sosyal toplumsal örgüt bu türden iç gerilimler yaşarken, etkili toplumsal alternatif olabilme şansını yakalayamaz.
Çünkü bu durum toplumsal güvensizliği de derinleştiriyor veya kronikleştiriyor.
Özelliklede uzun bir süredir, toplumda yaratılan “solun toparlanması imkânsızdı” algısını güçlendirmektedir.
Bu durum AKP’nin alternatifsiz parti olarak algılanmasına yol açıyor, güçlendiriyor.
Soruna salt CHP’nin iç sorunu yüzeyselliğiyle yaklaşıldığında, ortaya çıkan bu trajik durumu doğru algılamak ve anlamak mümkün olamaz.
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin muhaliflere çalım atma sevdası, aslında CHP’de egemen hale gelen genel siyaset anlayışının, tarzının bir parçasıdır.
CHP yönetimin Baykal sonrası izlediği temel siyaset olan rol çalma yaklaşımının tezahürüdür.
AKP politikaları karşı yapılan eleştirilerin birçoğunda belirgin ton olarak ortaya çıkan karşıymış gibi yapmaya çalışırken, AKP’den rol kapmaya çalışmak, toplumun geniş kesimlerinde güvensizliği pekiştirmekte.
CHP’deki sahici olamayan siyaseti ele vermektedir.
Bu durumun en çıplak hali Çarşamba akşamı CNN TÜRK televizyonunda Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programından görüldü.
Kılıçdaroğlu, Hakan’ın sorularının hiçbirine içten, açık yanıt vermeyi beceremedi.
Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’ın koltuğuna otururken parti içi demokrasi konusunda bulunduğu vaatlerin bir tekini bile bugüne kadar hayata geçirmediği gibi tüzüğün açık hükümlerinin arkasından dolanarak muhaliflerin kurultay talebine çalım atmaya çalışması kendi tabirleriyle “yeni CHP’ye” büyük yara aldırdı.
Kılıçdaroğlu, Baykal gibi tek adam olma hevesi içersinde görünüyor.
Artık insanlar “yeni CHP” sözünü duyduğunda gülüp geçecektir.
“Sol kendi kendiye boğuşuyor” denilecek.
Bu ortamı yaratanları, katkı sunanları, çanak tutanları sorgulamadan, sol, sol olamayacak.
CHP’nin krizini aşması derdinde olanlar iç didişmeyi bir kenara bırakarak bu sorgulamayı yapmalılar.
Çaresizliğin çaresi olmak çözüm değil. Sessizlerin çığlığı, kimsesizlerin kimsesi olmak, AKP’yi durdurabilir.
Yoksa iki kurultay da, bir düzene kurultay da yapılsa, hiçbir derde deva olamaz.
Hakan
Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları