CHP Kurultayı, Uçurumdan Önceki Son Viraj
Taslağının iç bütünlüğü zayıf, eklektik ve parti içi iktidarı koruma aklıyla hazırlanmış olması iç sorunları daha fazla kanatacaktır'
Pazar ve Pazartesi yapılması planlan CHP kurultaylarına ilişkin tartışmalar, CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile girdi yoldan fazla ilerleyemeden sapacağının işaretlerini veriyor.
Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasına genel olarak sosyal demokratların ve geniş halk kitlelerinin verdiği destek, açtığı kredinin sonuna gelinmesinden söz ediyorum.
Deniz Baykal’ın “Pis Bir Tezgâh” ile CHP’nin başından uzaklaştırılmasının üzerinde fazla durulmadı. Aksine “Pis Tezgâhın” ortaya çıkardığı fırsatı değerlendirmenin telaşına düşüldü.
Genel başkan değişimi ile birlikte “Yeni CHP” ve “Yeniden CHP” tartışmaları CHP’de çizgi kırılması arayışının üzerine oturdu. Kılıçdaroğlu politika, söylem düzeyinde yaratmak istediği Yeni CHP umut vadeden hiçte yabana atılamayacak değişim sinyalleri oldu.
CHP makas değişikliği, beklentileri büyütmeye başladığı için sosyal demokrat hareket içindeki yeni arayışlar hızla akamete uğradı, hepsi CHP çevresinde yeniden bir araya geldi.
Ancak Seçimler, iki yıldır yaşan parti içi tartışmalar ve kutuplaşmalar bu beklentiye cevap verebilecek ve Yeni CHP’nin yaratmanın enerjisinin CHP içerisinde olmadığını ortaya çıkardı.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’lilerine bulunduğu taahhütlerinden birisi de Yeni Chp için yeni tüzük ve parti içi demokratik işleyişti.
Parti içinden yükselen sesler, dışarıda gözlemler hiçte CHP’nin bu doğrultuda yürümediğini gösteriyor.
Daha öncede yazdım. Her şeyden önce aynı amaçla peş peşe iki kurultay yapılıyor olması, sol bir parti için büyük bir zaaftır. Bunun genel merkezin, muhaliflere çalım atmasıyla ortaya çıkması ise İki kez daha büyük bir zaaftır.
Deniz Baykal, Önder Sav gibi, adı CHP ile özdeşleşmiş birçok ismi kapsamadan yapılan tüzük değişikliği CHP’nin derdine derman olmayacaktır. Aksine yeni sorunlara yol açacaktır.
Bu kişilerin geçmişleri, izlenen yöntemi Mazur göstermeye yeterli olamaz. Ercan Karakaş gibi yıllardı CHP çizgisine muhalif kişileri bile içermeyen tüzük değişiklik parti örgütünün değil, parti içi iktidarın tüzük değişikliği olarak Kalır.
Bu damgayı yiyen tüzük, parti içi hayatta sürekli didişme konusu olmaya devam eder.
Taslağının iç bütünlüğü zayıf, eklektik ve parti içi iktidarı koruma aklıyla hazırlanmış olması iç sorunları daha fazla kanatacaktır.
Parti içi hayatı demokratikleştireceğiz iddiasıyla yola çıkıp, iki gün üst üste iki kongre düzenleyen, kurultay için yeterli sayıda delege salona girecek mi merakına yol açmış bir yönetimin, CHP’yi toparlaması zorlaşmıştır.
Parti içi krizlerini demokratik teamülleri ve işleyişi güçlendirerek
aşmayı öğrenmemiş ve içselleştirmemiş bir örgüt demokrasiyi kurumsallaştıramaz.
1200 yakın delegeden 326 delegenin istek veya iradesinin arkasından dolaşarak, tüzük değişikliği yapmak CHP’nin ihtiyacı olan ve beklenen değişim ve dönüşüm sağlayamaz.
CHP yönetimi, tarihi bir misyonla karşı karşıya olduklarının ne kadar farkında bilemeyiz. Bilen tüzük kurultay(lar)’ının salt CHP için bir dönüm noktası olarak kalmayacağıdır.
Tüzük değişikliği serüveni CHP için uçurumdan önceki son virajı görünüyor. Bu keskin virajı sağ sağlım almayı beceremeyenler, Türkiye siyasetinde büyük bir boşluğa yol açacakların farkında değiller.
Uçurumdan yuvarlanmamanın tek bir yol var. Önce parti örgüt ve kadrolarının ezici çoğunluğunun ortak iradesini şekillendirerek, ikili duruma son vermektir. Tartışmayı, enerjiyi ve mücadeleyi herkes için demokratik Türkiye yaratmaya yönetmektir.
Aksine “Yeni CHP” yerine “Yeniden CHP’ye” dönüşe hizmet eden her adım, her girişim AKP’yi güçlendirmekte, çaresizliğin çaresi kılmaktadır.
Hakan
Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları