Çizmeyi aşan Kırca ile nereye

Görünürdeki güçler içersinde AKP’yi durduracak demokratik güç odağının çatısını “yeni CHP” ile BDP ortak çatabilir...

AKP’nin,  ülkeyi sürüklediği bataklıktan için bu ülkenin  iç tutarlığı ve bütünlüğü olan güçlü bir demokrasi, barış, eşitlik ve özgürlük bloğuna ihtiyacı olduğuna sürekli vurgu yapıyorum. Bu konudaki CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu’na sorumluluğunu hatırlatan yazılarım “sen madem sosyalistsiz, CHP’nin işlerine ne karışıyorsun” ya da “bırak, boşuna uğraşma CHP düzelmez” eleştirilerine muhatap oluyor.

Hatta bazı CHP’lilerin yazdıklarıma fazlasıyla tepkili olduklarını biliyorum. Aynen BDP yönelik eleştirilerime kim BDP yöneticilerinin duyduğu tepki gibi.

Görünürdeki güçler içersinde AKP’yi durduracak demokratik güç odağının çatısını “yeni CHP” ile BDP ortak çatabilir. Zor ama gerçek budur. Bu çatının altına irili ufaklı demokratik muhalefet güçleri çok rahat toplanabilir.
Ama altını kalın bir biçimde çizeyim ben  “yeni CHP” den söz ediyorum. Dünün veya bugünkü CHP’den değil.
Bir yurttaş olarak, bunun gerçekleşmesi için çaba göstermeye, zorlaştıran her şeye de karşı çıkmaya ve bu doğrultudaki  her ilerleyişe omuz vermeye   devam edeceğim. 

Pazar günü İstanbul Bostancı Kültür Merkezi'nde Tarık Akan, Edip Akbayram, Melike Demirdağ, Ataol Berhamoğlu, Levent Kırca, Bedri Baykam gibi bir çok sanatçının  ortak girişimi ile " Diktaya, Korkuya, Adaletsizliğe, Sanat ve Sanatçı düşmanlığına karşı Büyük Buluşma. Redediyoruz"  isimli  gece gerçekleşti.

Anlaşılan bu çalışmanın ardında CHP var. Ya da CHP, çok önem vermiş, destek olmuş. Çalışmayı yürüten sanatçılar da  CHP’yi çok önemsedikleri için Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’na konuşma yaptırdılar.Bu çok doğal. 

Kemal Kılıçtaroğlu’un konuşmasında çok önemli konulara vurgu yapmış. Özelliklede "Kendi bulunduğumuz çemberin dışına çıkalım, "Bizim dışımızda farklı bir dünya var. O dünyadaki insanlarla kucaklaşalım. Tokalaşalım. O dünyadaki insanların üzerine düşündüğünüzden çok daha ağır baskılar var” sözleri bana dikkat çekici geldi.
Ama geceden basına yansıyan bazı şeylerden ise  AKP’yi durdurmak isteyenlerin işlerinin kolay olmadığı görülüyor.

Levent Kırca’nın gecede yaptığı konuşmadan ve Melike Demirdağ’ın sahneyi terk etmek zorunda kalmasında söz ediyorum.

 Kırca’nın Hürriyet Gazetesi’ne özür dileyecek bir şey yok, ben ne söylediğimi biliyorum dediği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşma sırasının “İşi olduğu” gerekçesiyle öne çekilmesine tepki olarak sarf ettiği sözler, karşısında söyleyecek laf olamaz. Tam boy saygısızlık ve rezalet.

Kırca’nın konuşmasının bütünü, kendisinin “yeni CHP” ile de demokratik sol blokla da bir ilgisinin olamayacağını gösteriyor. Neden oraya katılmış da  Doğu Perinçek’in ya da Kemal Kerinçsizgillerle birlikte değil anlamak mümkün değil.

Kırca’ın terbiye sınırı aşan konuşmasına gösterilen tepkinin cılızlığı ise  üzerinde önemle durulması gereken bir nokta.

Çizmeyi aşan Kırca’ya gereken yanıtı vermekte aciz bir toplulukla demokrasi, adalet yolunda zor yürünür.  
Bostancı’da hızını alamaya Kırca, Kayseri’de de Sezen Aksu,  Halil Ergün ve Ali Poyrozoğlu’nu döneklikle suçladı. Ağzında çıkan sözleri kontrol edemeyen Kırca at pazarı tellakları gibi konuşarak sanatçı duyarlığını sergilemiş.Had bilmezliğin örneğini göstermiş.

Evrensel Gazetesi’nde haberine yorum yapan bir okuyucunun iddiasına göre Melike Demirağ’ın “KCK davasını izleyemedim” sözlerine homurdanan, Ahmet Kaya türküsüne “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla tepki verenler ve bunlara  sessiz kalan  sanatçı ve yurttaş topluluğu ancak AKP diktasına karşı kendi diktalarını, korkusuna karşı başka  bir korkuyu, adaletsizliğine karşı yeni bir adaletsizliği yaratabilirler. Bizim ise tam demokrasiye, katıksız özgürlüğe ve eşitliğe ihtiyacımız var.

Eksiksiz demokrasiye, özgürlüğe ve eşitliğe ise bu zihniyetle araya mesafe koyarak ulaşılabilir.
Kemal Kılıçtaroğlu ve AKP dur demek isteyenlerin bu konudaki kararsızlığı inandırıcılık sorunu doğuruyor.
Levent Kırca gibilerin fütursuz söylemleriyle barışık olma hali,  AKP’yi durdurmaya çalışmak yeni bir felakete kapı aralamaktır.    

Hakan Tahmaz