loading
close
SON DAKİKALAR

Halil Solculuğu ya da Kendini Solcu Sanmak

Hakan Tahmaz
Tarih: 08.05.2012

Sanırım bay profesörün de beklemediği bir şey oldu. İlk kez bir tarihçi olarak söyledikleri bu kadar fırtınaya yol açtı...

Halil Berktay ‘ın 77 1 Mayıs katliamıyla ilgili faturayı tamamen sosyalistlere çıkaran açıklaması ve   MİT’e, savcılara  rağmen  devleti temize çıkarma çabası fazla abartıldı ve ciddi alındı.

Sanırım bay profesörün de beklemediği  bir şey oldu. İlk kez  bir tarihçi olarak söyledikleri  bu kadar fırtınaya yol açtı.

Uzun yıllar yoldaşlık yaptığı,  birlikte ortalığa zehir fışkırttığı, şimdinin Silivri sakinlerinden Doğu Perinçek bile profesörü hiç bu kadar ciddi almamıştı.

Halil Berktay’ın durumunda  zerrece şaşılacak bir şey  yok. Yeni olanda bir şey de yok. Berktay’ı gerçekten tanıyanlar, 1980 öncesi ve sonrası savunduğu fikirleri bilenlerin,  takip edenlerin, Ömer Laçiner gibi   “bu da nerden çıktı şimdi” demelerini anlayabilmek mümkün değil.   

Berktay’ın tarihçi kimliğini bir kenara bıraktığımızda  siyasal tarihinde sosyalist sol hayrına kaç kez tutum almıştır veya sosyalist solla pozitif katkı sunmuştur,  hatırlayan var?

1980 öncesi,  herkesin resmi,  sivil faşist çetelere karşı   can güvenliği sorunu yaşadığı bir dönemde,  siyasi  hareketin çıkardığı    günlük gazetede    “İşte Sahte Sol” başlığı altında  sosyalistlerin isimlerini,  adreslerini, yönetiminde yer aldıkları sendikaları  yayınlayarak sosyalistleri karalama kampanyası yürütmüş, devletin istihbarat ve güvenlik örgütlerine hizmet vermiş bir siyasi hareketin öncü kadrosunda, bugün yaptığının ötesinden  başka bir şey beklemek   için, o kişinin  solun evrensel değerleriyle barışık olması gerek.

Aydınlık geleninden ayrıldıktan sonra da yazdıkları ortadadır.

2 Mayıs 77 tarihli  Günaydın Gazetesinin ‘solcular Taksim’i kana buladılar” manşetini bugün tekrarlamak kimseyi tarihçi  yapmadığı gibi geçmişle hesaplaşmaya da hizmet etmez. Günaydın gazetesi o zaman neye hizmet ettiği ise bugüne taşıyandan aynı şeye hizmet eder

Berktay’ın  birkaç yıl önce  DSİP’i  öven  bir yazı yazmıştı. DSİP’in  Marksizm toplantılarına konuşmacı olarak çağrılmıştı. Sanırım bunun yüzü gözü hürmetine bir yazıydı.

Bu balayı da kısa sürdü. Kürt Sorunu ve PKK konusunda DSİP şefleriyle Taraf Gazetesi’nde kapıştı.

Aslında her ikisi sosyalist sola vurarak, sağı korunmak ve kendine politik zemin yaratma ortak noktada buluşuyorlar.  DSİP de varlığını sosyalist solu karalamak üzerinde inşa etmeye adamış bir çevre, Halil de. Bu yaklaşımlarıyla muhafazakârlardan ve bazı liberallerden alkış almakta onlara yetiyor.

 

Gecen yazımda da belirttiğim gibi Halil Berktay, sosyalist solu nesnel ve bilimsel verilerle ve ölçütlerle  eleştirse ve değerlendirse  buna eski kimliğinden dolayı karşı durmak tuhaf olur.

Öyle olmadığının çok açık olduğu bir ortamda, yaptıklarını  fazla ciddi almak Berktay’â prim yaptırıyor.

Taha Akyol’un, ya da MİT eski Müsteşar Yarımcısı Cevat Övenş’in, sosyalist harekete dönük eleştirilerine nasıl yaklaşmak gerekiyorsa  Berktay’ın ki de benzer davranmak gerek.

Yeminli sol düşmanlarının, eleştirileri bizi ne kadar yaralarsa Berktay’ın ki de o kadar yaralamalıdır. 

Halil Berktay, dönek de değildir. Çünkü hiç solcu olmadı, hep kendini solcu sandı.

Berktay’ın eleştirilerine içerden bir eleştiri olarak değerlendirmek doğru değildir.  Solu okumak solu bilmek değildir.  Marx’ı, Engels’i, Lenin’i, Mao’yu bilmek,   kimseyi solcu kılmaz. Solculuk hayatı yorumlamak veı değiştirmektir.

Bu nedenle Halil’i  fazla ciddiye almak, kendimize ve hayata haksızlıktır.  Bırakın bazıları onu solcu sanmaya devam etsin

Hakan Tahmaz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları