Tarih:
23.11.2012
İflas eden dış politikanın sonuçları
Hakan Tahmaz yazıyor; ''AKP, son İsrail ve Filistin savaşında iflas bayrağını çekti''...
İsrail, Filistin çatışmasının bir kez daha ateşkes ile sonuçlanma sürecinin, Türkiye’ye etkileri ve muhtemel sonuçları tartışılmaya başlandı. Tartışmaya dahil olanlarının büyük çoğunluğunda gözlemlenen endişe insana “günaydın” dedirten cinsten.Bugüne kadar bu konuda yapılan eleştiri ve uyarılara kulak tıkayanların geç ayılmanın şaşkınlığından başka bir şey değil bu endişe ifadeleri.
Ahmet Davutoğlu’nun yön verdiği başka bir tabirle akıl hocalığı yaptığı AKP dış politikası balon yapalı yıllar oldu. Türkiye’nin Suriye ile fiilen ve gayri resmi savaşında yalnız kalması, uygulanan yeni Osmanlıcı ve mezhepçi dış politikanın kale duvarına çarpmasından ders almayı beceremeyen AKP, son İsrail ve Filistin savaşında iflas bayrağını çekti.
Bir süredir Filistin’in hamiline soyunan Başbakan’ın, hesapsız kitapsız ve zamansız çıkışları ve aşırı güç zehirlenmesi sonucu herkesle köprüleri atan “cesur çıkışları” ateşkes görüşmelerinde devre dışı kalmasını getirdi. Ateşkes görüşmelerinde Filistin tarafının vekaleti, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammet Muris’deydi. Türkiye ise İslam ülkesi olarak aktif izlemekle yetinmek durumunda kaldı. Türkiye’nin bu duruma düşmesinde hiç kuşkusuz AKP hükümetinin siyasal tercihleri esas rol oynamıştır.
Ortadoğu’nun etkin ve öncü gücü olmanın, Sünni Müslüman mezhebine dayalı Yeni Osmanlıcı politikayla ve herkesle kavga ederek gerçekleşemeyeceği açığa çıkmıştır.
Türkiye, Suriye’de olduğu gibi son krizde de bütün batı dünyasıyla ve büyük patronu ABD ile bir kez daha karşı karşıya geldi.Başbakanın İsrail ile köprüleri atan yaklaşımına ABD onay vermedi. Yada ABD İsrail kendisi için vazgeçilmez olduğunu gösterdi.
Bölge ülkelerin büyük bir kısmıyla gerilim yaşayan AKP’nin, Müslüman Kardeşler Örgütünü yedeğine alarak Ortadoğu’nun patronluğuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çapının yetmediği belli oldu.
Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyen Küresel güçler Türkiye’nin yerine oyuna yeni güçlerle dahil olmayı tercih etti. Mursi yeni dönemde Mübarek’in eski rolünü kuşanabilir.
Bu nedenle artık boş ezber olmaya başlamış olan AKP’nin her adımını ve yaptığını emperyalist güçlerin bir oyunu olarak görme anlayışını sorgulamanın zamanı geldi.
Komşularla sıfır sorun politikasının sahipleri artık adım adım kendileri bölgede çıbanbaşı olmanın eşiğine gelip dayandılar.
AKP, dış politikasının iflasını kabul etmemek için direnecek ve Türkiye’ye büyük bedeller ödetebilir. Başbakanın “öleceksek adam gibi ölelim” sözü bunun işaretidir.
İsrail’in saldırgan politikalarına karşısına, anti-militarist etkili ve yaygın politika inşa edilerek, Filistin halkıyla geliştirilecek dayanışma hareketi Ortadoğu’da etkili ve dönüştürücü bir güç olma çabası AKP’nin hepimizi sürüklediği bataklığa gitmenin panzehiri olur.
Batıya sırtını dönmüş, bölge ülkeleriyle hasım, kendini Sünni Müslüman cenderesine hapsetmiş Türkiye’nin geleceği yoktur. Buna teslim olmak Türkiye’nin, büyük ateşin içine atlamasını izlemekten başka bir anlamı yoktur.
AKP’nin güç zehirlenmesinden ve mezhepçi zihniyetin ürünü olan dış politikasına karşı demokratik muhalefet hareketinin geliştireceği böylesine bir politika, AKP’den kurtuluş için ileri atılmış bir adım olacaktır.
Demokratik muhalefet hem İsrail’in saldırganlığına karşı Filistin halkıyla dayanışmak hem de AKP’nin hegemonyacı ve emperyal yayılmacı politikasına birlikte karşı çıkmak zorundadır. Yeni Osmanlıcılık hem mezhepçi hem yayılmacı bir dış politika.
Vişne Haber Ajansı
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları