İnatlaşma Martavalı
Medya ve siyaset dünyasının AKP’nin Newroz yasağını “kutlama günü inatlaşması” olarak sunma yüzsüzlüğüyle karşı karşıyayız...
Medya ve siyaset dünyasının AKP’nin Newroz yasağını “kutlama günü inatlaşması” olarak sunma yüzsüzlüğüyle karşı karşıyayız.
Memlekette ne kadar yandaş, candaş medya, laik, anti-laik, milliyetçi, muhafazakâr,
sözde demokrat, statükocu, değişimci, liberal siyasetçi ve kalemşor varsa, mesele
Kürtler olduğunda hemen ve tereddütsüz milli ittifaklarının çatışını çatıyorlar.
Sorun, keyfi ve yasadışı
yasaklar olsa bile.
Sorun, iktidarın siyaseten alt edemediği bir partiyi, devlet gücü kullanarak yenmeye çalışmasından
kaynaklansa bile.
Medya ve
siyaset dünyasında konu Kürt meselesi ve hareketi olduğunda bütün ayrılıklar
bir anda teferruat oluyor.
Son iki günün gazete ve televizyonlarının büyük bir çoğunluğu,
İstanbul’da BDP yöneticisinin ölmesine, yüzlerce insanın gözaltına alınmasına,
yüzlerce insanın yaralanmasına yol açan olayların nedenini “kutlamanın ne zaman
yapılacağı” konusundaki inatlaşma olarak sunmayı tercih etti.
Bu tesadüf
değil, medyanın milli halinin tezahürüdür.
Meclisteki diğer muhalefet partilerinin
yetkililerinden üç gündür bu konuda bir tek cümle çıkmadı. Adeta hiçbir şey olmamış
gibi davranıyorlar.
Kürtlerin karşı karşıya kaldıkları Newroz zulmünü görmeyen,
duymayan CHP, nasıl “yeni CHP” olur
siz düşünün.
İşte bu nedenle son dönemde yapılan bütün kamuoyu araştırmalarının
sonuçlarında Kürtlerdeki ayrışma eğilimi yüksek çıkıyor.
Bu
araştırmalarda Kürt gençlerinin, bizden çözümsüzlük içinde debelendikleri sürece ruhen uzaklaştığını görememek büyük bir aymazlık olsa gerek.
Sahipsiz kalmamak için daha fazla sarılıyorlar birbirlerine.
Diyarbakır’da polis
barikatını yıkan gençleri, harekete geçiren bu ruh hali olduğunu anlamamak/görememek
de Türkiye’yi bataklığa sürüklüyor.
Eyüp’te bir haftadır Newroz kutlaması yapan AKP’li Belediyeyi
görmeyenlerin; gecen yıl Kültür Bakanlığının
Newroz’u bir haftalık programla kutlamasını unutanların; bugüne kadar böylesi bir sorunun yaşanmamış
olmasına rağmen bugün neden yaşandığını
sorgulamayanların attıkları ayrımcı manşetlerin, yaptıkları tek yanlı haberlerin,
nefret söylemli konuşmalarının Türkiye’yi böldüğünün farkında değiliz.
Gösterici gençleri linç etmeye çalışanların, bozkurt işareti yapanlar olduğu gizleyerek,
“esnaf, halk ortalığı yakıp yıkanlara tepki gösterdi” haberleri yapanların, ülkeyi böldüklerinin farkında değiliz.
Daha da
vahim olanı, AKP’den şikâyetçi olanların
bütün bunların AKP’yi muktedir yaptığının, kendilerini de güçsüzleştirdiğinin
farkında olmamalarıdır.
Ergenekon soruşturmasıyla kendilerinin haksız yere
ilişkilendirildiği savunanlar, bu tutumlarıyla “kendilerine demokrat olma” konumundan kurtulamazlar.
Basın ve düşünce özgürlüğünden, yargıdan, polis uygulamalarından
söz edenler, AKP’nin demokratik Kürt hareketine mubah gördüğü bu yasakçı ve
keyfi uygulamaları karşısında seslerini çıkarmadıkları sürece yalnız kalmaya
mahkûmdurlar.
İnatlaşma martavalı ile toplum uyutulmaya çalışıldığı sürece, AKP gibi kendi yalanına aşık bir partiden bu
ülke zor kurtulur.
Hakan
Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları