İnsanlık Can Çekişiyor
İnsanların öldürülmüş bedenlerinin fındık çuvalı, un çuvalı gibi traktör römorkunda üst üste yığılarak taşınmasını görmek...
Bugünkü gazetelerdeki
sıra, sıra dizilmiş insan cesetleri
gördükten sonra söyleyecek söz bulmak çok ama çok zorlandım. AKP eliyle insana ait ne varsa her şey
değersizleştiriliyor. Uludere kan gölüne dönüştürüldü.
İnsanların öldürülmüş
bedenlerinin fındık çuvalı, un çuvalı gibi traktör römorkunda üst üste
yığılarak taşınmasını görmek, bana Türkiye’de,
insanlığın ölmek üzere olduğunu düşündürdü.
Türkiye dün
öldürülenlerin kaçakçı mı, PKK’lı mı olduğunu tartıştı. Bunu tartışanlar onların
birere insan olduklarını unuttular.
Öldürülen
kaçakçının da, PKK’lının da birer canlı olduğunu unutmak nasıl bir şey acaba?...
Bunu anlamak zor.
Uludere’de ölenlerinde, Temmuz ayında Silvan’da öldürülen 8 asker gibi anaları, babaları, kardeşleri, çocukları, sevdikleri, dostları yok muş gibi davranmanın maliyetinin bu ülke için ağır olduğunun, 50 bin ölüme rağmen hala farkına varamayanlar, duymadılar, görmediler. Acıları yarıştırmaya devam ettiler.
Ölüm saçan
İHA ve F-16'lardan medet uman gazete köşelerini ve
TV ekranlarını tutmuş zavallılar, AKP’nin “yeni savaşını” 1990’lardaki gibi
kirlenmemiş temiz savaş olarak sunmaya devam ettiklerini görmek insanı
insanlığından utandırıyor. Çünkü bunlar bu topraklara barışın zor geleceğinin
işaretleri
Bu olanların
ne farkı var ki, Tansu Çiller- Doğan Güneş döneminde olanlardan. Evet, tek bir
farkı var. Dün yargısız infazlar vardı, bugün “yargılı infazlar” var. Sadece
aktörler değişti. Eskimiş yöntemlerin yerine modern yöntemler aldı: İnsanlar yıllarca
cezaevinde savunma alınamadan tutuluyorlar. Ölümler, öldürmeler
meşhurlaştırılıyor. Adına da nokta atış,
temiz savaş diyorlar. Gerinerek istihbarat çalışmalarının koordineli olmasıyla
övünüyorlar.
Nasıl da
unutuldu, yıllardır “terörle mücadele” bahanesi arkasına gizlenen kan
kusturanları en büyük yalanının hukuksal ve yasal zeminde kalmak olduğu. Yasal
ve hukuk zemininde kalma yalanının “öldürmeyi
meşhurlaştırmak” olduğunu bu muktedir yalakalarının hala anlamamış olmalarında
bir tuhaflık var.
Kısacası son
dönemlerde gelen öldürme, sıkıştırma haberlerinden sonra etrafımızdaki insanlardan
duyduğumuz “gördünüz mü aslında ne kadar da kolaymış belini kırmak terörün”
sözlerinin bizi başa döndürmek olduğunu görülememiş olunmasının bedelini çok
ağır ödeyeceğiz. En ağır olanı da insanlığının evrensel değerlerine sırt dönmelerin
yaygınlaşması olacağa benziyor. Mesela benim gibi sabah, sabah taksi
şoföründen “güneydoğuyu, doğuyu
yakacaksız” “en iyi Kürt ölü Kürt’tür” sözlerini duymak gibi.
Kimliğinden
dolayı bir insanın öldürülmüş olunmasından adeta mutluluk duymanın, insan
olmaya yabancılaşmak olduğunun fark edememiş olanlar AKP’nin yeni savaş konseptinden
heveslendiler.
Ama bütün
savaşlar tamda böyle kirlenir. Dünyada tek bir savaş yoktur ki, temiz kalmayı
başarabilsin. Bu savaşın, çatışmanın, silahın doğasına aykırı.
1990’ların başında da her şeyin böyle
başladığını unutmayalım. Çünkü hafızasız kalmak muktedirlerin işine gelir ama toplumun
çoğunluğuna hafızayı yitirmek yaramaz.
AKP, muktedir olmanın nimetlerinden en güzel
yararlanarak bugüne geldi. Şimdi savaşı normalize etmeye çalışıyor…
Ya
gazeteciler. Onların görevi iktidar pastasını düşünmek değil. Halkın doğru,
tarafsız ve zamanında bilgilenmesini sağlamaktır. Dün yandaş, ana akım medya
öldü. Ama ölenler öldüklerinin farkında değil.
Çünkü onlarda insanlıklarını yitirmenin eşiğindeler.
Hakan Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları