loading
close
SON DAKİKALAR

İnsanlık Can Çekişiyor

Hakan Tahmaz
Tarih: 11.02.2012

İnsanların öldürülmüş bedenlerinin fındık çuvalı, un çuvalı gibi traktör römorkunda üst üste yığılarak taşınmasını görmek...

Bugünkü gazetelerdeki sıra, sıra dizilmiş insan cesetleri gördükten sonra söyleyecek söz bulmak çok ama çok zorlandım.  AKP eliyle insana ait ne varsa her şey değersizleştiriliyor. Uludere kan gölüne dönüştürüldü.

İnsanların öldürülmüş bedenlerinin fındık çuvalı, un çuvalı gibi traktör römorkunda üst üste yığılarak taşınmasını görmek, bana Türkiye’de,  insanlığın ölmek üzere olduğunu düşündürdü.

Türkiye dün öldürülenlerin kaçakçı mı, PKK’lı mı olduğunu tartıştı. Bunu tartışanlar onların birere insan olduklarını unuttular.

Öldürülen kaçakçının da, PKK’lının da birer canlı olduğunu unutmak nasıl bir şey acaba?...

Bunu anlamak zor.

Uludere’de ölenlerinde, Temmuz ayında Silvan’da öldürülen 8 asker gibi anaları, babaları, kardeşleri, çocukları, sevdikleri, dostları yok muş gibi davranmanın maliyetinin bu ülke için ağır olduğunun, 50 bin ölüme rağmen hala farkına varamayanlar, duymadılar, görmediler.  Acıları yarıştırmaya devam ettiler.

Ölüm saçan İHA ve F-16'lardan medet uman gazete köşelerini ve TV ekranlarını tutmuş zavallılar, AKP’nin “yeni savaşını” 1990’lardaki gibi kirlenmemiş temiz savaş olarak sunmaya devam ettiklerini görmek insanı insanlığından utandırıyor. Çünkü bunlar bu topraklara barışın zor geleceğinin işaretleri

Bu olanların ne farkı var ki, Tansu Çiller- Doğan Güneş döneminde olanlardan. Evet, tek bir farkı var. Dün yargısız infazlar vardı, bugün “yargılı infazlar” var. Sadece aktörler değişti. Eskimiş yöntemlerin yerine modern yöntemler aldı: İnsanlar yıllarca cezaevinde savunma alınamadan tutuluyorlar. Ölümler, öldürmeler meşhurlaştırılıyor.  Adına da nokta atış, temiz savaş diyorlar. Gerinerek istihbarat çalışmalarının koordineli olmasıyla övünüyorlar.

Nasıl da unutuldu, yıllardır “terörle mücadele” bahanesi arkasına gizlenen kan kusturanları en büyük yalanının hukuksal ve yasal zeminde kalmak olduğu. Yasal ve hukuk zemininde kalma yalanının  “öldürmeyi meşhurlaştırmak” olduğunu bu muktedir yalakalarının hala anlamamış olmalarında bir tuhaflık var.

Kısacası son dönemlerde gelen öldürme, sıkıştırma haberlerinden sonra etrafımızdaki insanlardan duyduğumuz “gördünüz mü aslında ne kadar da kolaymış belini kırmak terörün” sözlerinin bizi başa döndürmek olduğunu görülememiş olunmasının bedelini çok ağır ödeyeceğiz. En ağır olanı da insanlığının evrensel değerlerine sırt dönmelerin yaygınlaşması olacağa benziyor. Mesela benim gibi sabah, sabah taksi şoföründen  “güneydoğuyu, doğuyu yakacaksız” “en iyi Kürt ölü Kürt’tür” sözlerini duymak gibi.

Kimliğinden dolayı bir insanın öldürülmüş olunmasından adeta mutluluk duymanın, insan olmaya yabancılaşmak olduğunun fark edememiş olanlar AKP’nin yeni savaş konseptinden heveslendiler.

Ama bütün savaşlar tamda böyle kirlenir. Dünyada tek bir savaş yoktur ki, temiz kalmayı başarabilsin. Bu savaşın, çatışmanın, silahın doğasına aykırı.

 1990’ların başında da her şeyin böyle başladığını unutmayalım. Çünkü hafızasız kalmak muktedirlerin işine gelir ama toplumun çoğunluğuna hafızayı yitirmek yaramaz.

AKP,  muktedir olmanın nimetlerinden en güzel yararlanarak bugüne geldi. Şimdi savaşı normalize etmeye çalışıyor…

Ya gazeteciler. Onların görevi iktidar pastasını düşünmek değil. Halkın doğru, tarafsız ve zamanında bilgilenmesini sağlamaktır. Dün yandaş, ana akım medya öldü. Ama ölenler öldüklerinin farkında değil.  Çünkü onlarda insanlıklarını yitirmenin eşiğindeler.

Hakan Tahmaz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları