MİT’i Ne Sanıyordunuz
'Her şey değişti, devlet değişti, Türkiye dünkü Türkiye değil' sözlerinin cazibesine bazıları kendilerini fazla kaptırdı.
Siyasal iktidarın yargı eliyle sürdüğü KCK operasyonlarının MİT’e kadar dayanmasının yarattığı siyasi gerilim ve tartışma tuhaf bir hal aldı.
Ortadaki tuhaflık, MİT’e tanıma konusunda gösterilen siyasal bilgisizlik veya AKP döneminde yaratılan toplumsal algı çarpılmasının derinliğinden kaynaklanıyor.
“Her şey değişti, devlet değişti, Türkiye dünkü Türkiye değil” sözlerinin cazibesine bazıları kendilerini fazla kaptırdı. Birçoğunun bir istihbarat örgütü olarak MİT’i tanımadıkları ortaya çıktı.
Yazdıklarının, söylediklerinin siyasal anlamının ve ne türden sonuçlar doğurduğunun farkında değiller.
İstihbarat örgütlerinin hukuk dışı davranmaları ve kendilerini yasalar bağlı hissetmemeleri ve denetim dışı tutulmaları rutin bir olaydır. Yasadışı ve hukuk dışı çalışma yapmak istihbar örgütlerinin ruhlarında olan bir şeydir.
Bugüne kadar dünyada bunun istisnasının olduğunu okumadım, duymadım.
Kimi gazeteciler, MİT’in sahte belgeyle mahkemeden karar çıkarmasına şaşırmış durumdalar. Bu şaşkınlık “bize edemi” den kaynaklanıyor.
MİT’in ilk kez sahte belge kullandığını düşünemezler. AKP iktidarı döneminde MİT ve başka devlet aygıtlarının artık sahte belge düzenlemeyi terk ettiğini düşündükleri kesin.
Bu şaşkınlıkları, kendileri dışında hiç kimsenin sözüne ve şikâyetine kulak asmamalarının bedeli olsa gerek.
Geçmişi bırakalım, son süreçte açılan davalar, nesnel bir biçimde incelendiğinde geleneksel sahtecilik ve yasadışılık çok rahat anlaşılabilir.
Vatandaşa hile yapmayı kanunlaştırmış bir devlet geleneğinin sahte dinleme kararı doğal bir sonuçtur.
İstihbarat örgütlerinden belge sızdırmak yasadışı bir eylem değil mi? Yasadışı yolla sızdırılmış belgelerle insanları suçlu ilan edenler, bir gün başlarına benzer şeyin gelebileceği düşünmeyenler, şimdi MİT sahte belgelerden yakınıyorlar.
Son yıllarda türeyen bazı yazarların varlıklarını istihbarat örgütlerinden yasadışı sızdırılmış, belge ve bilgilere bağlı olarak sürdükleri gerçeğini sorgulamadan bu karmaşıklıktan çıkılamaz.
Mehmet Baransu ve Taraf Gazetesi bu durumdan şikayetçi olmadan önce kendi yaptıklarını sorgulamalılar.
Baransu MİT tarafından yasadışı bir biçimden izlenmekten şikayet ediyor. Bunun Uludere sonrasında başlamasına dikkat çekiyor.
MİT hakkında suçlayıcı yazılar yazdığında izlenebileceğini aklına getirmemiş olması sırtındaki zırhına olan fazla güveninden değilse, çaylaklığındandır.
Başbakan’a, “MİT ne olduğu sizden iyi biliyorum ve MİT sizden iyi tanıyorum” yanıtlar verdiğinde bunu düşünmeliydi. Ya da bütün bu yazı ve söylemlere rağmen MİT Baransu’yu ve ilişkilerini izlememiş olsaydı buna şaşırmak gerekir.
Baransu bugünkü yazısında görüştüğü, ilişkide olduğu AKP İstanbul İl ve İl Gençlik kolları Yöneticilerinin de dinlendiğinde şikâyet ediyor. MİT yöneticilerinden hesap soruyor. Adeta “siz kimsiniz de AKP’lileri dinliyor izliyorsunuz” diyor.
Kendini muktedir sanıyor. Baransu yazısını kendinden daha fazla muktedirlerin olduğunu aklından çıkarmadan yazsa memleket için de kendisi için de hayırlı olur.
KCK operasyonları bahanesiyle üç yıldan fazla 10 bin kişiyi dinleyen, izleyenleri alkışlayanlar neden şikâyet ettiklerinin farkında değiller. Yarattıkları, korudukları canavar sonunda onları da buldu.
Hakan
Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları