Tarih:
13.02.2012
Parti İçi demokrasi, geri çağırma ve çoğulculuk
10 Ağustos 2011 Çarşamba günü SODEV ve www.istanbulgercegi.com 'un ortaklaşa düzenlediği “Parti İçi Demokrasi ve Sol” isimli foruma katıldım.
10 Ağustos 2011 Çarşamba günü SODEV ve www.istanbulgercegi.com 'un ortaklaşa düzenlediği “Parti İçi Demokrasi ve Sol” isimli foruma katıldım. Oldukça yararlandığım konuşmalar oldu.
Forum, esas olarak önümüzdeki günlerde yapılması düşünülen CHP’nin tüzük kongresine dönük hazırlık toplantısı gibi oldu. Doğal olarak da CHP içinde yaşanan sıkıntılar ve sorunlar ekseninde bir tartışma yaşandı. Kısacası derdi olan konuştu. İyi de oldu.
Yirmi yılla yakın sosyalist parti yöneticiliği yapmış biri olarak bu durumlara yapancı değilim. Biz, bize benziyoruz desem yeridir.
Hep bugünün, anın sorunlarını konuşuyor ve geleceği düşünmekten, konuşmaktan uzaklaşılıyor. Mikro düzeydeki sorunlarla uğraşırken makro politikalar üretilemiyor. Bu nedenle sorunlara bulduğumuz çözümler, hep palyatif çözümler oluyor.
Bir başka ifadeyle bugünü kurtarma çabası öncelemek, düşlediğimiz toplumu ve parti hayatını farkından olmadan kıymetini azaltıyor.
Doğru olan, yaşamadığımı dünya için nasıl bir demokrasi ve toplumsal ilişkiler ağı öngörüyorsak, parti yaşamını da buna göre kurmaktır.
Sol, bunu her parti içi krizi veya sorunu anında, “olağanüstü dönem” belirlemesine sığınarak öteleme yoluna gidiyor.
Aksine bir yönetimin ne derece demokratik olduğunun en önemli ölçütünden biri “olağanüstü dönemlerde” veya kriz anlarında, sorunların çözümünde katılımcılığa, demokrasiye ve şeffaflığa ne kadar önem verildiğidir.
Genel olarak sol, bu konuda hep sınıfta kalıyor. Bu gerçek ile yüzleşmeden parti için demokrasiyi tartışmak fazla sonuç vermiyor. Sendikalar, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri de bundan muaf değiller.
Her türden sağ siyaset, parti ve örgüt bu tartışmanın dışında. Çünkü onların parti ve örgüt içi demokrasi diye bir dertleri zaten yok. Sağda tek adam anlayışı ve kültürü her kapıyı açıyor.
Parti hayatını, solun asgari evrensel değerleri ekseninde kurmak için forumdaki konuşmamda da değindiğim üç konuya ilişkin solun açılım yapmasının zamanı geldi geçiyor.
Parti içinde de çoğul bir yaşam:
Sol çoğulcu toplum tahayyülüne uygun, çoğulcu parti yapısı kurmak durumunda. Ülke seçimleri için savunduğu katılımcı ve çoğulcu seçim sistemini, örgütlü oldukları parti, sendika ve meslek örgütü gibi her türden örgütlerde de hayata geçirmeli. Parti yönetimini farklı politik eğilimlerle paylaşmayı öğrenmeli.
Parti yönetimi, ülke yönetimi için küçük bir okul işlevi görmelidir. Farklı politik eğilimler taban örgütlerinde farklı politik projelerin tartışılmasıyla ortaya çıkar. Üyeler oylarını kişilere değil, fikirlere ve bu fikirleri en iyi hayata geçirecek olana vermeli.
Bu sol partilerle, sağ partilerin en temel ayrışma noktasıdır. Genel olarak sol partiler fikir partileridir, sağ partiler lider partileridir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları