Türkiye’yi cezaevine dönüştürün
Hakan Tahmaz yazıyor; ''Aslında Başbakan seçmenleri tehdit etti''...
Bu başlıkta nereden çıktı diye fazla düşünmeyin. Başbakanın Moldova dönüşü gazetecilere verdiği demece bakın anlarsınız.
Yetmedi mi? Başbakanın 28 Eylül 2011 tarihinde AKP İl Başkanları
toplantısındaki konuşmasına bakın.
Son birkaç ay içersinde olup bitenlerle bu konuşmaları birlikte
değerlendirdiğinizde sorun kalmayacak. Başlığın bu konuşmalardan esinlendiği
çok rahat anlaşılacak.
Hatırlamayanlar için biz hatırlatalım, Başbakan bu konuşmalarında
ne demişti?
İl Başkanları toplantısında BDP’ yi sert ve ağır dille eleştirdi.
Eleştirisini BDP/PPK ilişkisi üzerine oturdu. Sonrada seçmenlere seslendi. PKK
karşı direnişe geçin çağrısı yaptı. Seçmenlere PKK/DTP çizgisini
desteklemelerinin hesabını nasıl vereceksiniz diye sormuştu?
Aslında Başbakan seçmenleri tehdit etti.
Moldova dönüşü ise Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıflarını,
BDP’li ve CHP’li belediyeler üzerinden PKK’ ye para aktarmakla suçladı.
Son birkaç gündür olup bitenle bakalım. CHP’li belediyeleri, belediye ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı
iddiasıyla polisi basıyor. Belediye yöneticileri gözaltına alınıyor,
sorgulanıyor.
BDP’lilere dönük yeni KCK operasyonu başlatıldı. Yüzlerce kişi
gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Gözaltına alınanlar ve tutuklananlar
arasında Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il meclisi üyeleri, parti genel başkan yardımcıları, parti meclis
üyeleri, eski ve yeni il, ilçe
yöneticileri, çeşitli sivil toplum örgütü yöneticileri var. Hatta son dört, beş
yıldır parti ile bağı olmayan eski yöneticiler bile var. Kimi ararsan o var.
Son iki ay içinde tutuklanan Kürt siyasetçisinin sayısı HaberTürk
Gazetesi Genel Yönetmeni Fatih Altaylı’nın elinde olduğunu yazdığı KCK’li
listeyi aştı. Liste olup da tutuklanmayan veya gözaltına alınmayan var mı veya
listede olmayıp da gözaltına alınan veya tutuklanan var mı bunu da bilmiyoruz.
Sayı Altaylı’nın açıkladığı sayıyı aştığına göre, liste olmayanların olduğu
kesin.
Gel de yargı bağımsız sözüne inan. Artık bu bayatladı. Buna
kargalar bile gülmez oldu nicedir.
Listede eksik kalanları bir zahmet Fatih Altaylı, Emre Uslu gibi
gazetelerin diğer istihbarat örgütleri bağlantılı muhabir ve köşe yazarları
yazsalar da bizde öğrensek güzel olur.
Aslında ortada merak edilecek bir şeyde yok. Görüldüğü gibi sıra BDP veya aynı gelenekten
gelen partilere oy vermiş seçmenlere veya onlara selam vermiş olanlara geldi.
Yalnız bir sorun var. Cezaevleri doldu, taşıyor. Bu kadar çok
insanı Stadyumlar da almaz.
En doğrusu yarı açık cezaevine dönüştürülmüş olan Türkiye’nin
etrafını tel örgülerle çevirmek. Etrafına da hoca efendinin müritlerini
gardiyan olarak dizmek gerek.
Bakın görün o zaman ne şenlik olur, ne şamata.
Başgardiyan İçişleri Bakanının da, cezaevi savcısı Adalet
Bakanının da, cezaevi müdürü Başbakanın da işleri kolaylaşır.
Hükümet o zaman anayasayı da kolay yapar. Kürecik’ e füze
kalkanını da sorunsuz yerleştirir.
Kürtçe konuşma ve eğitim sorunu da çok rahat çözer. Paşaların
paşası Kenan Evren’in yaptığı gibi, Kürtçe konuşmayı yasaklar olur biter. Ne
uğraşacak.
Ergenekon, Balyoz davaları gibi davaların uzamasına şikâyetçi
kimse kalmaz. Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Duman’ın önerisini
hemen hükümet gündeme alır. İdamı yeniden uygulamaya koyar. 12 Eylülcülerin
dediği gibi “beslemez asar” olur, biter.
Sen sağ ben selamet
Bu arada AB dırdırından da kurtulmuş oluruz. Hem böylece yeni
Osmanlıcılık çok hız bölgede hayat bulur.
Biraz fazla abarttığımı mı düşünüyorsunuz. Ben de o kadar çok yanılmak
istiyorum ki, bütün bunlar benim abarttım olsa da keşke sokakta gezerken yüzüm
kızarsa diyorum. Yeter ki her şey iyiye güzele doğru gitsin.
Hakan
Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları