Vali’nin açıklaması, sendikalar ve sol
Hükümet, yalan senaryo ile Taksim’de gösteri yaptırmamak için 10 milyonluk İstanbul’da devlet terörü estirdi.
İstanbul Valisi Avni Mutlu, dün “Taksim’de olay çıkarsa bir daha 1 Mayıs içim Taksim’e izin vermem” açıklaması yaptı. Bu açıklama hiçte iyiye alamet değil. Vali’nin vermek istediği mesaj nedir?
1 Mayıs 2007 arifesinde hükümet yanlısı medya, “aşırı sol, derin devlet, hükümet karşıtları kışkırtma
yapacak, EMAS’ya harekete geçecek” senaryoları yazdılar.
Hükümet,
yalan senaryo ile Taksim’de gösteri
yaptırmamak için 10 milyonluk İstanbul’da devlet terörü estirdi.
Gecen yıl Taksim, 77 1 Mayıs’ından sonraki en görkemli ve kitlesel
gösteriye ev sahipliği yaptı.
Bir tek kişinin burnu dahi kanamadan gerçekleşen müthiş ve
görkemli gösteri sol muhaliflerin imzasını taşıyordu.
Hükümet ise, 1 Mayıs günü yaptığı açıklamada da görüldüğü gibi, 1 Mayıs’ı resmi tatil ilan etmekten ve bu
görkemli gösteriden siyasal rant elde etmek istedi.
Ancak bu başaramadı. AKP ve
yandaş sendikaları bekledikleri kazancı elde edemediler.
DİSK,
KESK gibi sendikaların ve solun, 1 Mayıs’tan büyük bir prestij elde etmesini
içine sindiremeyen hükümet ve yandaş sendika yöneticileri şimdi cadı kazanı
kaynatmaya başladılar.
Hükümet yanlısı konfederasyonların yöneticileri ( Türk-İş, Hak-İş
ve Memur-Sen) MHP çizgisindeki Türk Kamu Sen’in ardına takılarak sendikal
platformu parçaladılar.
Hükümetin arka bahçesi olarak faaliyet gösteren Türk-İş, Hak-İş ve
Memur Sen ile birlikte Türk Kamu Sen yöneticileri, her yıl Taksim mitinginden
kaçmak için aradıkları bahaneyi bu yıl buldular.
“Kürt sorunun demokratik
çözümünün” ortak metinde yer alması bahane ettiler. Sanki bu cümle ortak
metinde ilk kez yer alıyormuş gibi.
Gerçek nedenin hükümetin Taksim’deki 1 Mayıs’tan huzursuz olduğunu
dünya alem biliyor.
Bu sendikalar 1 Mayıs’ta Ankara ve Bursa’da 2.’inci mitingde devlet töreni yapacaklar.
Türk-İş üyesi işçiler ve sendikacılar başta 1 Mayıs alanı Taksim
ve İzmir olmak üzere birçok yerde emek, demokrasi ve özgürlük güçleriyle
birlikte alanlardalar.
Türk-İş üyelerinin bu tercihlerinin oluşmasında 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu’nun zamanında doğru tavır alışı etkili oldu.
Diğer taraftan kimleri de son günlerde KESK ve DİSK’in de 28 Şubat
post modern darbe soruşturması kapsamına alınması için yoğun çaba
gösteriyorlar.
Özellikle darbelere karşı olduğu bilinen ve bizzat kendisi 28
Şubat mağduru olan KESK’in, Erdoğan’ın yoldaşları tarafından darbeci
gösterilmeye çalışılması dikkat çekicidir.
Bu gelişmeler bu 1 Mayıs’ta Taksim’de olabileceklerin işareti olabilir.
Bunun önüne geçmek ise Taksim’de görkemli 1 Mayıs’ları gerçekleştirenlerin öncelikli görevi. Birilerinin iştahlarını kursaklarında bırakacak sorumluluğu taşımanın zamanıdır.
Bu nedenle, AKP’nin yeni rejimine karşı direniş hattını geliştirirken, eski rejimi sahiplerinin bugün mağdur durumda olanlarla ve bizi doldurmak için açtıkları kuyuya düşenlerle ilgilenmeye zaman ve enerji harcamak yerine yepyeni bir dünya kurmaya soyunmak gerek.
Sendikal hareketin ve solun önünde duran görev ve gelip dayandığı
nokta budur. Başka türlü yol almaya
çalışmak eski veya yeni rejimin peşine takılmak sonucunu doğurmaktadır.
Hakan Tahmaz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları