23 Nisan!

Mustafa Mutlu, 'Önce dayak yiyeceksiniz, sonra ıslatılacaksınız, en son da biber gazıyla yola getirileceksiniz!'

Bugün bayram... Adı ne bu bayramın?

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı...

Bir tek 23 Nisan’ı doğru artık, gerisi yalan! Çünkü...

“Milli...”

Bir iki ay önce Başbakan bizzat “ayaklarının altına” aldı kendisini! Sonra TC’ler kazındı devlet kurumlarının tabelalarından! 11 milyon kişi Facebook’ta adının başına TC’yi koyunca geri adım atmak zorunda kaldı bunu yapanlar... Başbakan tekrar devreye girdi:

“Devam edilmeliydi... Niye vazgeçildi ki?”

“Egemenlik”

Bizim dışımızda bir kavram zaten, hem de çok uzun zamandır!

Hatırlayın; bugünkü gibi “barış” görüşmeleri falan yapmıyorduk PKK’yla... Askerlerimiz dağ tepe bu çapulcuları kovalıyordu. Başbakan her “sınır ötesi operasyon” öncesinde Washington’a gidip, “büyük ağabey”in onayını alıyordu.

“Egemenlik” kavramı konusunda yazacak çok şey var aslında! Çıkın bir caddeye, mağazaların tabelalarına bakın; hangi “dil”in egemen olduğunu göreceksiniz zaten...

Unutmayın; dil, egemenliğin en büyük göstergesidir!

Ya da televizyonları izleyin: Sözcüklerinin yüzde 40’ı İngilizceden ve Fransızcadan, yüzde 40’ı da Arapçadan ve Farsçadan oluşan bir “dil” bizimkisi!

Neden?

Türk Dil Kurumu bir yerlerine battı çünkü! Etkisizleştirdiler, işlevsizleştirdiler ve yönetimine dildeki yabancı sözcüklerin ayıklanmasına karşı çıkanları yerleştirdiler...

Tıpkı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na bir Atatürk düşmanını atadıkları gibi!

Egemenliğimizi kaybettiğimiz en önemli alanlardan biri de ekonomi ve ticaret elbette... Şu anda kullandığımız paranın yüzde 30’u bizim değil... İthal ete zaten alıştık da; saman bile yurt dışından geliyor, düşünsenize!

İğneden uçağa kullandığımız ne varsa yabancı... “Yerli malı haftaları” ise tarihe karıştı! Neymiş; ihracatımız rekor kırıyormuş. İyi de ihraç ettiklerimizin ne kadarını biz üretiyoruz ki?

Bizim “ihracatımız arttı” diye sevindiğimiz ürünlerin yarısından fazlasını yabancı sermaye üretmiyor mu ve gelen döviz yine yurt dışına gitmiyor mu?

“Çocuk...”

Bu yıl yine yaparlar mı bilmem; 21 yaşında bıyıklı sakallı bir adama devretmişti Meclis Başkanlığı koltuğunu Bülent Arınç! İmam hatipliydi o genç adam...

Bu arada 4+4+4 Yasası’yla yüz binlerce çocuk okuldan koparıldı! Yarısı “ucuz iş gücü” oldu pinti işverenlere, yarısı da koca bekliyor!

“Bayram”a gelince...

Devlet, halkın bayramları kutlamasını yasakladı birkaç yıldır... Bir elinize Türk bayrağı, diğer elinize de bir demet çiçek alın; yaşadığınız kentteki herhangi bir Atatürk büstüne koymaya kalkın bakalım...

Önce dayak yiyeceksiniz, sonra ıslatılacaksınız, en son da biber gazıyla yola getirileceksiniz!

Sakın yanlış anlamayın; bu ülkede “bayram” kutlanıyor elbette!, Diyarbakır’da, PKK bayraklarıyla kutlanan “Newroz”u unutmayın örneğin!

Demek ki neymiş?

Neydi bugün?

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı...

“Milli”yi ayaklar altına aldık!

“Egemenliği” sattık!

“Çocuğu” büyüttük!

“Bayram”ı devşirdik!

Geriye ne kaldı?

23 Nisan...

Peki; ne oldu 23 Nisan’da?

23 Nisan 1982’de TRT, haftada iki gün renkli yayına başladı... Hepimize kutlu olsun!

Otistik!

“Bütün otistik çocuklar ateist oluyor. Beyinlerinde inanç alanı olmadığı için Allah’a inanmayı bilmiyorlar.”

Kim bu garip genellemeyi yapan vicdansız? Sıkı durun: Adana Otistik Çocuklar Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı Sosyolog Fehmi Kaya...

Türkiye’de hiçbir sorunun neden çözülmediğini şimdi anlıyor musunuz?

Sorunları çözecek olanlar, hep sorunlulardan seçiliyor da ondan!

GÜNÜN SORUSU

Turgut Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğüne dair iddianame, zamanaşımına bir gün kala kabul edildi. Savcının iddianamesinin, Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Aksiyon dergisinden, hem de yazım hatalarıyla birlikte kopyalandığı ortaya çıktı. Sorum hukukçulara:

Bu hukuka hâlâ güvenmemizi mi bekliyorsunuz?

Uyan Türkiye... (44)

Eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu kanser... Cezaevinde olduğu için tedavi edilemiyor ve mahkeme ona insan olmaktan kaynaklanan en temel hakkını kullandırmıyor. Hilmioğlu’nun hastalığı her gün ilerliyor... Onun bu durumu Silivri Cezaevi’ndeki tüm tutukluları ve hükümlüleri çıldırtıyor!

Örneğin ölümcül uyku apnesi hastalığına yakalanan Em. Ütgm, Avukat Serdar Öztürk, Fatih Hilmioğlu salıverilene kadar tedaviyi kabul etmeyeceğini açıkladı! Tam 44 gündür devleti yönetenlere mektuplar gönderiyoruz ve bu büyük insanlık dramına dikkatlerini çekmeye çalışıyoruz.

Bugün sıra yeniden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da...

Eğer siz de tutuklulara yaşatılan sağlık işkencesine tepki duyuyorsanız, kendi duygularınızı kaleme alın ve Başbakan’a gönderin:

Tel: (0312) 422 10 00

E-posta: bimer@basbakanlik.gov.tr

Mustafa Mutlu - Vatan