loading
close
SON DAKİKALAR

AKP on yılda en çok ne ördü?

Mustafa Mutlu
Tarih: 29.08.2012

Mustafa Mutlu yazdı, ''AKP, her yıl 750 yeni cami yaparak Türkiye''yi 'minarelerle' ördü...''

Her şey Başbakan’ın 10. Yıl Marşı’nda yer alan “Demir ağlarla ördük” sözlerini hatırlatarak, “Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz” sözleriyle başladı.

Bu sütunlarda 21 Ağustos’ta yayınlanan yazımda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan, “Neyi ördün?” diye suçlanan Atatürk’ün ölümüne kadar geçen sürede 4 bin 78 kilometre uzunluğunda demiryolu yapıldığını, AKP’nin 10 yıllık iktidarında ise döşenen rayların toplamının gelişen teknolojiye karşın sadece bin seksen beş kilometrede kaldığını gözler önüne serdim.

Daha sonra da o dönemde örülen diğer işleri anlattım!

Dünkü yazımda ise o günlerde örülenlerin, bugünkü iktidar tarafından yabancılaştırma ve özelleştirme yoluyla nasıl söküldüğünü belgeleriyle ortaya koydum.

Ne ilginçtir ki toplumumuzun balık hafızalı olduğunu düşünüp Atatürk ve arkadaşlarına “Neyi ördün?” diye diklenenler, bu yazılara yanıt veremedi...

Şimdi bir adım daha ileriye gidelim ve AKP’nin son on yılda “ördüklerine” bakalım:

***


Önce arazi rantı ve inşaat sektörü aracılığıyla “kendi sermaye sınıfını” ördü AKP...

İktidara gelir gelmez 2-B işine girdi... Hani şu “orman vasfını kaybetmiş” arazilerin devlet eliyle satılarak imara açılması uygulamasına...

Oysa toprak kendi kendine orman vasfını kaybetmez... Bu vasfı kaybettirenler; ağaçları kesip, ormanları yok eden insanlardır.

İşte iktidar; o insanları cezalandırmak yerine, ödüllendirmeye soyundu bu girişimle... Çünkü kendileri ve tabanları, o suçun ortaklarıydı!

Sözüm ona bu arazilerin satışından 15-20 milyar liralık gelir elde edilecekti...

Başta tepki gören ve kabul edilmeyen bu yasa teklifi, AKP’nin kararlı tutumuyla kabul edildi.

Ama AKP’nin “imar hamlesi” 2-B ile sınırlı kalmadı.

Sadece dar gelirlilere konut yapmak için kurulan TOKİ’nin faaliyet alanı genişletildi, bu kurum “kamu müteahhidi” oldu... Bütün kamu kurumlarının inşaatları ve son derece gözde yerlerdeki kamu arazileri TOKİ aracılığıyla yandaş müteahhitlik şirketlerine pay edildi.

Bu sürede dolar milyarderi müteahhitler yaratıldı.

Büyük küçük demeden bütün kentler, nereden türedikleri belli olmayan bu müteahhitlerin kamu arazilerinin üzerine yaptığı lüks konutlarla doldu.

Hatta artık inşaat alanı kalmayan İstanbul’da, gerektiğinde afet sonrası barınma alanı olarak kullanılması planlanan yeşil alanlar bile imara açıldı.

AKP’nin iktidara geldiği yıllarda sadece dört adet olan İstanbul’daki alışveriş merkezlerinin sayısı bugün 100’ü geçti. Süren inşaatlarla birlikte bu sayı, 2014 sonunda 127’yi bulacak...

Aynı şey, tüm Türkiye için geçerli...

2002’nin sonunda ülke genelinde sadece 7 alışveriş merkezi varken, bugün bu sayı 300’ü aşmış durumda... 2014’te tamamlanacak projelerle birlikte tam 367 AVM’miz olacak!

***


AKP’nin ülkeyi “inşaat demiriyle ve betonla örme” hamlesi, geçtiğimiz yasama yılında çıkarılan ve yabancılara mülk satışında mütekabiliyet şartını kaldıran yasayla yeni bir boyut kazanacak...

Çünkü bu yasayla sahil bölgelerimizde de büyük bir yapılaşma ve betonlaşma başlayacak.

Bu adımları izleyen Kentsel Dönüşüm Yasası’nın, Üçüncü Boğaz Köprüsü ile Çılgın Kanal İstanbul Projesi’nin yarattığı arazi rantını da unutmamak lazım...

Şimdi hedef, önümüzdeki on yıl içinde en az 7 milyon konut daha inşa etmek...

Peki; geliri hiç artmayan vatandaşlar olarak biz bu konutları nasıl satın alıyoruz? Ya da o lüks AVM’leri nasıl doldurup alışveriş yapıyoruz?

Bu sorunun yanıtı daha da korkunç:

Bankaların ve devletin yüksek faizle yurt dışından aldığı borçları, onar yıllık gelirimiz karşılığında kredi olarak kullanarak!

Yani; geleceğimizi satıyoruz...

Bu imar hamlesinin arkasında yatan hedef de belli:

Üreterek, fabrikalar kurarak, istihdam sağlayarak, geliri bölüşerek zenginleşmektense; toprak rantı yoluyla “AKP’nin sermaye sınıfı” yaratma projesine kurban ediliyoruz.

Bir örgü daha

Son on yılda tüm yurdu betonla ve inşaat demiriyle örüp kendi sermaye sınıfını yaratan AKP kendisini iktidara getiren “dindar vatandaşlarımızın gözünü boyamayı” da ihmal etmedi...

İktidara geldiğinde Türkiye’deki cami sayısı 75 bin 941’di...

2003’te 504, 2004’te 706, 2005’te 626, 2006’da 831, 2007’de 488, 2008’de 957, 2009’da 583, 2010’da 1348 ve 2011’de 709 cami daha yapıldı...

Böylece ülkemizdeki cami sayısı AKP’nin iktidarda olduğu 2002 sonlarından bu yana her yıl ortalama 750 adet arttı!

On yılda toplamda 750 okul, hastane, sağlık ocağı, tiyatro ve konferans salonu yapmayan iktidar; her yıl 750 yeni cami yaparak Türkiye’yi “minarelerle” ördü.

***


Elbette halkımızın lüks konutlarda oturmasına ve camilere karşı değiliz...

Ama kendilerinden önceki tüm devlet adamlarının yaptıklarını inkâr edenlerin tek yaptıklarının, para getiren “inşaat”la, oy getiren “cami” olmasını da göz ardı edemeyiz...

*****


Günün sorusu

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Çukurca-Şemdinli arasındaki 400 kilometrenin PKK’nın denetiminde olduğunu, askerin bu bölgelere karadan operasyon yapamadığını iddia etmiş... Sorum size:Sizin de içinizde bir şeyler kopuyor gibi oluyor mu?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları