AKP örgütü hata etti

Mustafa Mutlu, 'Sahi; ne olacak Başbakan işaret verirse? Onun gibi düşünmeyenlerin peşine mi düşeceksin? Eline pala alıp, kelle mi koparacaksın?'

Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir: O yüzden; tüm yurtta on iki gündür süren Gezi Parkı direnişine AKP’nin yaklaşımı benim için hiç sürpriz olmadı.

Çünkü bu zihniyet “vermeyi” hiç sevmez! Verirse küçüleceğini, eriyip gideceğini düşünür. Oysa bunun tam tersidir gerçek olan... Budandıkça coşar ağaç; meyveyle dolar!

‘Bir işaretin yeter!’

Herkes kabul ediyor artık; Başbakan, “fevri” davranıyor ve hata yapıyor. O zaman izlenecek yol belli:

Eğer o insanı gerçekten seviyorsan, sırf yaranmak uğruna yanlışta ısrar etmesini önermezsin!

AKP örgütü önceki akşam Yeşilköy’de Türkiye’nin geleceğini netleştirdi:

“Kaosa devam!”

Çünkü halkın bir kesimini küçük gören, hakaret eden, aşağılayan ve ülkeyi götüreceği uçurumu görmeden onlarla zıtlaşan Başbakan’ı frenleyeceğine “Bir işaretin yeter” diyerek gaz verdi!

Sahi; ne olacak Başbakan işaret verirse? Onun gibi düşünmeyenlerin peşine mi düşeceksin? Eline pala alıp, kelle mi koparacaksın?

“Taksim yeşil kalsın” dedikleri için, milyonlarca genci ipe mi göndereceksin, Silivri’ye mi tıkacaksın, sabun mu yapacaksın, kazığa mı oturtacaksın?

Diyelim ki astın, kestin; eline ne geçecek?

Onlar olmadan yaşayabileceğini mi sanıyorsun?

Onların emeği ve ödediği vergiler olmadan; karnını kim doyuracak senin?

Çok övündüğün o “duble yolları, üçüncü köprüleri” kimin parasıyla yapacaksın?

Oya dönüştürdüğün sadakaları kimin vergisiyle dağıtacaksın?

‘Bir işaretin yeter!’

AKP’li seçmene değil sözüm, çünkü onun bu konuda neler düşündüğünü bilmiyoruz henüz...

Ama örgütün tavrı belli; “Erdoğan’ın askerleriyiz” diyor.

Yani... “Sen çağdaşlığın askeriysen... Sen demokrasinin, laikliğin, halkçılığın, eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün askeriysen... Sen Mustafa Kemal’in askeriysen... Ben de Recep Tayyip Erdoğan’ın askeriyim” diye yanıt veriyor örgüt...

Olup bitenlerden rahatsız olmuyor, ülkenin geleceğini düşünmüyor, sormuyor, sadece emir istiyor:

“Recep Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz... Bir işareti yeter!”

Yeter tabii... Geçmişte de gördük yettiğini!

Bir işaret geldi; hâkimler savcı oldu!

Bir işaret geldi; Genelkurmay Başkanı’nı terörist, teröristi kahraman ilan ediverdiniz...

Bir işaret geldi özgürlükçü, bir işaret geldi yasakçı, bir işaret geldi demokrat, bir işaret geldi Avrupa Birliği yanlısı, bir işaret geldi muhafazakâr, bir işaret geldi şahin, bir işaret geldi kuzu oldunuz...

Ama hep işaret beklediniz...

İşte; bu yüzden kızıyorsunuz Taksim için sokaklara dökülen çocuklara... Çünkü kimseden hiçbir işaret beklemeden yapıyorlar yapacaklarını...

İşaret etmeye kalkışanla da dalgalarını geçiyorlar! Çünkü sizin gibi “siyaset”ten sağlamıyorlar nafakalarını...

Siyaset iş ya da ekmek kapısı değil onlar için!

İşte; bunu çekemiyorsunuz ve sizin yapamadığınızı yapıp “dik duran ve ipliğinizi pazara çıkaran” bu gençlerin ağızlarını burunlarını kırmak istiyorsunuz...

Kısacası...

Keşke AKP örgütü, “Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri” olmayı seçebilseydi de çok masum bir talep yüzünden ülkeyi “iç savaş”ın eşiğine getirmeseydi!

Parti!

AB Bakanı Egemen Bağış, parlak (!) bir öneride bulunmuş: “Bu eylemci kardeşlerim, parti kursun...”

Ne kadar kurnazsınız Sayın Bakan... Üste para bile verseniz sokağa dökülen o milyonlar “siyaset”e çekemeyeceğinizi...

Onların tek derdinin insan gibi yaşamak ve aşağılanmamak olduğunu elbette biliyorsunuz...

Ama “değersizleştirmek” için “parti kurmalarını” öneriyorsunuz..

Bu sizin için daha iyi olabilir tabii... Belki ezer geçersiniz!

Ama asla böyle bir tuzağa düşmeyeceklerini bilmiyorsunuz...

Çünkü onları hiç tanımıyorsunuz...


GÜNÜN SORUSU

Gezi Parkı direnişi nedeniyle metro seferlerini durduran İstanbul Büyükşehir Belediyesi, AKP’lilerin Başbakan’ı karşılamak üzere Yeşilköy’e rahat gidebilmeleri için bu hattaki metro seferlerini 04.00’e kadar uzattı. Sorum Kadir Topbaş’a:

Metroya binip Başbakan’ı karşılamak için Yeşilköy’e gidenlere para dağıtmayı neden düşünmediniz? Ayıp olmadı mı?


Taksim, Dersim olurmuş!

AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan halk hareketinden sonra bir tweet atmış ve “Başbakan diktatör olsaydı, Taksim Dersim olur, mezar taşına hasret giderdiniz” demiş...

Demek ki neymiş?

Ne kadar zulüm görürse görsün... Temel hak ve özgürlükleri ne kadar kısıtlanırsa kısıtlansın... Öldürülmeyen herkes “demokratik bir ülkede” yaşadığı için şükretmeliymiş! İnanabiliyor musunuz; bu adam milletvekili ve geleceğimizi yönlendirecek kanunları yapıyor!

Ah be Şamil... Cesaret edip Taksim’e çıkabilsen, o çocuklara demokrasi dersi verebilecek en son kişi olduğunu göreceksin ama...

Nerede sende o yürek?

Mustafa Mutlu - Vatan