Tarih:
26.05.2014
AKP, X-Mafya’yı neden kullandı?
Mustafa Mutlu; Tabii burada pastanın paylaşılmasının yanında, küresel güçlerin oynadığı satranç oyununu da göz ardı etmemek gerekir.
“Bu işler birilerine taviz vermekle başladı. Taviz şöyle verildi; bugün Başbakan’ın paralel yapı dediği, benim X-Mafya dediğim, kimilerinin cemaat diye adlandırdığı yapıyla ortak iş yapmaya çalıştılar. Sırtınıza koymuşsunuz akrebi... Sen, körle yatarsan, şaşı kalkarsın zaten... Devlet işleri bu tip şeylere gelmez. Gizli kapaklı ortaklıklara hiç gelmez. Dolayısıyla görünen resim şu: Hükümet art niyetli veya iyi niyetli olarak bir grupla ortaklık yaptı. Ama tabii ortada bir pasta varsa, pastanın paylaşımında her zaman kavga olacaktır. İşte şimdi gördük ki ortalık birbirine girdi. Darmaduman oldu. Tabii burada pastanın paylaşılmasının yanında, küresel güçlerin oynadığı satranç oyununu da göz ardı etmemek gerekir. Türkiye’nin başına bütün bunların gelmesinin sebebi, bölgemizde küresel güçlerin planladığı oyundur. Bu da önceleri Büyük Ortadoğu Projesi’ydi. Buna bir de Kuzey Afrika’yı ilave ettiler. Sonra adına Genişletilmiş BOP dediler. Yani ben hep buraya geliyorum. Kim bu küresel güçler? Tabii ki ABD bunların başında. Ancak AB ülkeleri de bunların arasında. Küresel güçlerin bölgemizde Genişletilmiş BOP için iki hedefi vardı. Bunları gerçekleştirmek için Ecevit hükümeti ikna edilememiş ancak AKP’yle anlaşmaya varılmıştı. Bu hedefler, bölgede özerk bir Kürdistan kurulması ve Şii İran’ın çevresinde Sünni bir kuşak yaratılmasıdır. Özetle küresel güçler BOP’un Türkiye ayağını hayata geçirmek için, Türk hükümetiyle paralel çalışma içinde olmak istemektedir. Konu BOP hedeflerini gerçekleştirebilmek için Türkiye’de yapılacak uygulamalar sırasında çıkacak aksi seslerin yani itirazların nasıl engelleneceğidir. Yani özetle siyasilere serbestçe hareket etme imkanı kazandırılması gerekmektedir. Bunun için önce TSK’nın sindirilmesi / susturulması gerekmektedir. İkinci yapılacak iş medyanın tam olarak kontrol edilebilmesi ve siyasilerin politikalarını uygularken medyadan istifade etmeleridir. İstenilen haber ve yorumlar halka iletilecek, verilmesi arzu edilmeyen mesajların halka aktarılması engellenecekti. Bu operasyonun ismi aslında Bilgi Harekatı’ydı. Bu operasyon şekli, NATO’da tatbikatlarda da kullanılmaya başlanmıştı. Üçüncü yapılacak iş ise muhalefeti kısmen kontrol etmekti. Tabii muhalefeti tam olarak kontrol etmek belki mümkün değildi. Ancak kısmen kontrol edilebilirdi. Mesela muhalefet partileri CHP ve MHP; AKP’ye karşı olanların tamamına cevap veremiyordu. Halkın büyük bir kısmı, belki de yüzde 40’ı kime oy vereceği konusunda kararsızdı. Öyleyse farklı düşünen, Atatürkçü, laik, Batı yanlısı, dindar ama modern insanların siyasi düşüncelerini yansıtabilecek yeni bir oluşum engellenmeliydi. İşte; X-Mafya; siyasilere hareketlerinde serbestlik kazandıracak üç eylemin (TSK’nın sindirilmesi, medyanın tam kontrolü ve muhalefetin kısmen kontrolü) hayata geçirilmesinde, gerektiğinde yasadışı faaliyetlere de başvurarak tetikçilik yapacaktı. Bunun için de öncelikle yargı ve polis kontrol altına alınmalıydı.”***
Bu görüşler, kendisine ve arkadaşlarına kurulan komployu protesto etmek için istifa eden önceki Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’e ait...
Hürriyet’in deneyimli muhabiri Toygun Atilla kardeşim, demeç vermekte çok da cömert davranmayan Nusret Güner’i 2013’ün sonlarında ikna etmiş ama yaptığı röportajı gazetesi yayımlamamış... O da Güner’i bir kez daha ikna ederek bu söyleşiyi daha da uzatmış ve “Sakıncalı Amiral” isimli kitap ortaya işte böyle çıkmış...
***
Rahmetli Uğur Mumcu Sakıncalı Piyade’ydi; Nusret Güner Sakıncalı Amiral’in de olabileceğini gösterdi.
Güner’in hayat hikayesi oldukça ilginç...
Denize aşık bir “denizci çocuğu”nun, canından çok sevdiği denize veda etmek zorunda kalması; aslında kolay anlaşılır bir şey değil...
Ancak Toygun Atilla da Nusret Güner de bu işin altından iyi kalkmışlar...
***
Kitaptaki tek sorun, Toygun Atilla’nın, anlatıcılık yaptığı sayfalarda yaşadığı “zaman kipi kullanımı” sorunu...
Bu da haber diline alışık tüm muhabir kardeşlerimin ilk kitaplarında fazlasıyla karşılaştıkları bir durum...
Örneğin bir olay, aynı paragrafta hem geniş, hem şimdiki, hem miş’li geçmiş, hem di’li geçmiş kipleriyle anlatılıyor.
Eminim ki Toygun gerek bu zaman hatalarını, gerekse sayısı çok da fazla olmayan yazım yanlışlarını kitabın yeni baskılarında düzeltecektir.
SAKINCALI AMİRAL
Türü:Nehir söyleşi
Yazan: Toygun Atilla
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Baskı tarihi: 2014, Mayıs
Sayfa sayısı: 192
Fiyatı: 15 lira.
Not: Yazarla hiç aynı ortamda bulunmadık; Sayın Nusret Güner’le ise bir davette tanıştık ve ayaküstü hal hatır sorduk. Değerlen-dirmelerimde “torpil” izi arayanlara duyurulur!
İNSANIN, ‘İYİ Kİ ORDUDAN ATMIŞLAR’ DİYESİ GELİYOR!
Balyoz’dan hüküm giyen ve halen Maltepe Askeri Cezaevi’nde bulunan albaylar, ortak projeleri olan “Er Mektubu Görülmüştür” isimli kitapla ailemizden birileri gibi olmuştu.
Cem Okyay da onlardan biri... O da Maltepe’nin sakinlerinden!
Ne yalan söyleyeyim; “Nasıl olsa bu kitap beni sarmaz ve birkaç sayfa okuyup bırakırım” önyargısıyla başladım ama yanıldım...
İyi ki de yanıldım.
Çünkü yeni, sağlam ve kalıcı bir romancı keşfettim.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Balyoz operasyonuyla belki iyi yetişmiş bir subayını kaybetti ama emin olun Türk edebiyatı elinizden asla bırakamayacağınız kitaplar yazacağından emin olduğum bir roman yazarı kazandı.
Kendisini kutluyorum.
KAPI
Türü:Roman
Yazan: Cem Okyay
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Baskı tarihi: 2014, Mayıs
Sayfa sayısı: 390
Fiyatı: 24 lira.
Not:Yazarı tanımıyorum.
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları