Tarih:
09.03.2012
Atanmış, Seçilmişe Yumruk Attı!
Yumruk atan 'atanmış', AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün Danışmanı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çok değil, bundan sadece yirmi gün önce partisinin İstanbul İl Gençlik Kolları Kongresi’ne telekonferans yöntemiyle katıldı ve aynen şu sözleri söyledi:“Biz milletin emanetini taşıyoruz. TBMM’nin tasarrufunu farklı yerlere çekenler utanç yaşar. Demokraside yasama-yürütme ve yargının görevleri bellidir. Sınırları aşan her girişim yetki gasbıdır. Biz bu ülkede hiçbir zaman gayri meşruluğa izin vermeyiz. SEÇİLMİŞLERİ ATANMIŞLARA KUL ETMEYİZ!”
Bu sözlerin henüz mürekkebi bile kurumadı...
Dün...
Hem de “milletin emanetini taşıyanların mabedi” olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında...
Bir “atanmış...”
Bir “seçilmiş”e yumruk attı!
***
Yumruk atan “atanmış”, AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün Danışmanı...
Yumruk yiyen “seçilmiş” ise CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar...
Olay ortada: Öyle komplo, tertip, kumpas falan yok!
Yasalara ve Meclis İç Tüzüğü’ne göre, komisyon toplantısının yapıldığı o salona girmesi bile yasak olan bir “memur”, milletin vekilinin “yasama görevini” yapmasını engelliyor...
Daha da ötesi, bunun için şiddet kullanıyor!
Ve işin çok daha vahimi...
O salondaki AKP’li milletvekilleri, yumruk yiyen milletvekiline sahip çıkmak yerine, “yumruk atan”ı koruyup kolluyor; CHP’li vekillere birer yumruk da onlar sallıyor!
***
Sayın Başbakan...
Hadi; mahcup edin bizi!
Sözünüzün arkasında durun ve “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” derken, sadece “AKP’den seçilmişler”i kastetmediğinizi kanıtlayın...
Çıkın ve bu densiz “atanmış”ın, “yasama görevini yerine getirmeye çalışan bir seçilmiş”e yaptığı küstahlığı, kendi üslubunuzca eleştirin...
“Seçilmişi kul ettirmeyeceğinizi” somut olarak gösterin!
Sakın, “Canım onlar da komisyon toplantısını engellemeye çalışıyorlar” gibi mazeretlerin arkasına da sığınmayın...
Çünkü unutmayın ki; Meclis İç Tüzüğü’nün izin verdiği bu tür “atraksiyonlar”, Meclis’in doğasında var... Zaten eski partiniz Meclis’teyken, sizin bugünkü çalışma arkadaşlarınız da yüzlerce kez bu yöntemleri kullandı.
***
Ve Sayın Meclis Başkanı...
Sadece AKP Meclis Grubu’nun değil, tüm milletvekillerinin başkanı olduğunuzu kanıtlayın...
“Kraldan çok kralcı” olan bu danışmana ve onun sorumluluğunu taşıyan milletvekiline, Meclis İç Tüzüğü’nde öngörülen yaptırımların uygulanması için gerekenleri yapın...
*****
PASİFİZM!
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu:
Biliyorum; işiniz çok zor... Çünkü sadece saygının değil, hukukun da yerle bir olduğu bir “kindarlaşma” sürecinden geçiyoruz... Elbette böyle bir dönemde, yaşanan tüm haksızlıklara yetişebilmeniz olanaksız...
Ama... Son olayın “daha ötesi” yok Sayın Kılıçdaroğlu...
Bir milletvekili arkadaşınız, gözünüzün önünde “danışman” sıfatlı bir memur” tarafından dövüldü!
Eğer ana muhalefet partisi olarak, kendinize yönelik bu saldırılar karşısında bile “sonuç alıcı” adımları atamıyorsanız, şahsınıza yönelik “pasif” eleştirilerini haklı çıkarmış olmuyor musunuz?
Artık güzel nutukları, havada kalan el uzatmaları, kısacası “laf salatası”nı bırakın Sayın Genel Başkan!
Yüz küsur milletvekiliyle “sözde” direnişin ve muhalefetin hiçbir amaca hizmet etmediğini görmüyor musunuz?
Neden “muhalefeti ve direnişi” haksızlıklar karşısında isyan eden tabanınıza yaymıyorsunuz?
*****
Günün Sorusu
Sorum Sayın Başbakan’a: Dün Milli Eğitim Komisyonu toplantısında yumruk atan kişi CHP’li bir vekilin danışmanı, yumruk yiyen ise AKP’li bir milletvekili olsaydı, nasıl bir tepki gösterirdiniz?
*****
MÜJDE!
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, dün bir televizyon programına katıldı ve 1999’da depremin yaralarını sarmak için “geçici” olarak konulan ama AKP iktidarlarının “kalıcı” hale getirdiği Özel İletişim Vergisi’ni kaldırmak için çalıştıklarını söyledi...
Bütün internet siteleri de bu haberi “müjde” olarak manşetlerine taşıdı.
Son derece net bir şekilde yazıyorum:
Bu vergi kalkmaz, olsa olsa şekil değiştirir.
Aksi halde devlet bütçesi, her yıl en az 5 milyar lira açık verir!
Bugüne kadar devletin kasasına 35 milyar liraya yakın paranın girmesini sağlayan bu vergiyi kaldırmak için önce çok daha sağlam başka bir verginin bulunması gerekir.
Bu yüzden siz siz olun, “Daha az vergi ödeyeceğiz” diye umutlanmayın!
*****
BİTTİ!
Son “mesaj” geldi ve “bitti...” Dün, sözüm ona Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ydü ve tema “Kadına şiddete son”du ama... Aynı gün bir kadın daha öldürüldü, “kadınlara şiddeti protesto etmek” için ülkemize gelen FEMEN eylemcileri de gözaltına alındı. Hem de sert bir müdahaleyle!
Peki, “biten” ne? Elbette bu büyük ayıbı çözeceklerini sananların umudu!
Gerçeği görmenin tam zamanı:
Meclis’ten geçen yasanın hiçbir anlamı yok...
Çünkü sorun, yasa sorunu değil, zihniyet sorunu... Ve bu değişmiyor!
Eğer sizin polisiniz, bütün dünyada sempatiyle bakılan ve yaptıkları eylemler “yumuşak müdahalelerle” geçiştirilen bir kadın grubuna bile şiddet uyguluyorsa... İş bitmiştir!
Bu yüzden dünkü yasal düzenlemeye umut bağlayanları gerçekçi olmaya davet ediyorum!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları