loading
close
SON DAKİKALAR

Atatürk büstüyle top oynayan alçaklar ve polisimizin ilginç tavrı!

Mustafa Mutlu
Tarih: 09.10.2014

Mustafa Mutlu; IŞİD militanlarının Suriye’deki Kürtlerin yaşadığı Kobani’ye saldırması, PKK sempatizanları tarafından protesto edildi.

IŞİD militanlarının Suriye’deki Kürtlerin yaşadığı Kobani’ye saldırması, PKK sempatizanları tarafından protesto edildi.
Ancak protestocular IŞİD’e öfke kusarken yine bize saldırdı.
Okullar ve kamu binaları yakıldı; Atatürk heykelleri parçalandı.
Hatta Diyarbakır’ın Ofis semtinde bulunan bir öğrenci yurdundaki bazı alçaklar, Atatürk büstünü yurt bahçesine atıp top oynar gibi tekmeledi.
***
Peki; dertleri ne, ne istiyorlar Türkiye’den ve Atatürk’ten?
Ben söyleyeyim:
Düne kadar savaştıkları, katil ilan ettikleri, lanetledikleri, askerlerini öldürdükleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kobani’ye girip, IŞİD’e karşı savaşmasını, oradaki PKK’lıları kurtarmasını, IŞİD’i Kobani’den kovup oradaki Kürtler’e vermesini talep ediyorlar.
İyi de Türkiye neden yapsın ki bunu?
Büyük Kürdistan’ı kendi elleriyle kurup PKK’ya armağan etmek için mi?
***
Herkes bilsin:
Biz, sadece Misak-ı Milli’yle... Yani kendi sınırlarımızla ilgiliyiz.
“Yurtta barış, dünyada barış” ilkemizin esası da buna dayanır.
Ülkemizin bir karış toprağını vermeyiz ama kimsenin de toprağında gözümüz olmaz.
Hele hele emperyalist güçlerin oyununa gelip askerlerimizi düne kadar kardeş bellediğimiz bir halkın topraklarını işgalle görevlendirmeyiz.
Verilen “sınır dışı görev yetkisi” sadece kendi güvenliğimizi sağlamakla kısıtlıdır.
***
Dönelim konumuza:
Türk Silahlı Kuvvetleri, Kobani’ye gidip PKK’lıların safında çatışmıyor diye, içimizdeki PKK’lılar ortalığı savaş alanına çeviriyor...
Hatta bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün büstüyle top oynuyor...
Sonra da bizden, sınır ötesindeki eşkıyaya yardım etmemizi bekliyor...
Hadi oradan serseriler, hadi oradan alçaklar!
***
Bir çift söz de bu iğrençliği seyreden polislere:
Bir buçuk yıl önce Gezi Direnişi sırasında sadece özgürlük ve demokrasi için sokaklara dökülen milyonlara kan kusturdunuz...
Bayrak taşıyan engellileri, yaşlı ya da hamile kadınları bile TOMA’larınızdan sıktığınız basınçlı suyla yerlerde sürüklediniz...
Kordon’da gezmeye çıkmış kızları saçlarından tutup hırpaladınız...
Antalya’daki gençlere işkence yaptınız!
Altı gencimizi döverek ya da vurarak öldürdünüz; onlarcasını kör, sakat, çaresiz bıraktınız...
Peki; şimdi neden susuyorsunuz?
Atatürk büstüyle top oynayan bu alçaklara gücünüz yetmiyor mu?
Neden enselerinden tutup gözaltına almıyorsunuz?
Eğer bunu yapmamanızın nedeni korku ise hepinize yazıklar olsun...
Yok, korkmuyor da Atatürk büstünün tekmelenmesinde bir sakınca görmüyorsanız...
İşte; o zaman Allah sizi de bildiği gibi yapsın!
MESAJ!
Hatırlarsınız; Başbakan Ahmet Davutoğlu birkaç gün önce CNN’e verdiği röportajda, ABD’nin (IŞİD) stratejisinin Esad’ı da kapsaması halinde, Türkiye’nin kara gücü desteği verebileceğini belirtmişti.
Suriyelideri Esad, kendisine bu konudaki düşüncelerini soran Rus gazeteciye, “Ben şimdilik sadece kendi ülkemin refahını düşünüyorum” demekle yetinmiş...
Bu sözler, “anlayanasivrisinek saz” türünden ince bir mesajdır.
Esadbu kısacık cümleyle, “Türkiye Başbakanı da kendi halkının refahı için çalışsın. Aksi halde onu dikkate bile almıyorum” diyor...
Ne diyeyim; ülkemizi bu hallere düşürenler utansın!
GÜNÜN SORUSU
Sorum iktidarın emrine girerek devlet kesesinden servetlerine servet katan... kurban bayramından, kurban bayramına da beş on kurban keserek fakir fukarayı doyuran yandaş işadamı ve müteahhitlere:
Ruhunuzu temizlediniz mi?
GÜLBEN, HACI OLMUŞ!
Hürriyet’in internet sitesinde okudum:
Geçtiğimiz hafta hayatını gazeteci Erhan Çelik ile birleştiren şarkıcı Gülben Ergen hacca gitmiş ve eşiyle birlikte objektiflere yakalanmış...
Ben bu “yakalanma” işine inanmadım!
Yüzde 100 reklam kokan bir “hareket” bu...
Eğer bu ikili ibadetlerini gizlice yapmak isteselerdi; Erhan Bey, gazeteci meslektaşlarından rica ederdi ve bu fotoğraflar yayınlanmazdı.
Ama devir, din ticareti devri...
“Seksi” şarkıcı Gülben Ergen de elbette bir şekilde bu kervana katılacaktı...
Herkes bilir; önemli olan Hacca gitmek değildir; ondan daha önemli olan Hac’dan dönüşte de dinin tüm emirlerini uygulayabilmektir.
Bakalım Gülben Hanım bunu ne kadar yapabilecek?
GÜNÜN İSYANI
Mehmet Öcalan bayram ziyareti için gittiği İmralı dönüşü açıklama yapmış ve kardeşi Abdullah Öcalan’ın, “Çözüm için 15 Ekim’e kadar bekleriz. Gelen heyetlerle onlara taleplerimizi söyleriz. Ondan sonra da yapacağımız bir şey kalmaz” dediğini aktarmış... İsyanım cumhuriyet savcılarına:
Bu tehdidi savurup şantaj yapan Apo ve kamuoyuna ileten kardeşi hakkında hiçbir işlem yapmayacak mısınız?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları