Tarih:
25.06.2016
Atatürk’ü taklitte sırada ne var?
Mustafa Mutlu; Tam on dört yıldır iktidardalar; ancak sıkışıp kaldıkları Atatürk nefreti ile Atatürk’ü geçme hırsı arasından bir türlü kurtulamadılar.
AKP’lilerin tek dertleri Atatürk!Tam on dört yıldır iktidardalar; ancak sıkışıp kaldıkları Atatürk nefreti ile Atatürk’ü geçme hırsı arasından bir türlü kurtulamadılar.
Atatürk’ün döneminde yapılan bütün dev sanayi ve hizmet kuruluşlarını sattılar, parasını çarçur ettiler; sonra da utanmadan 10. Yıl Marşı’ndaki “Demir ağlarla ördük” dizelerini dillerine dolayıp, “Neyi ördün? Hiçbir şey ördüğün falan yok. Demir ağlarla Türkiye’yi biz örüyoruz” diye aşağılamaya kalktılar.
***
Sonra... Koskoca İstanbul’da başka yer kalmamış gibi onun hayata veda ettiği Dolmabahçe Sarayı’nda kendilerine “çalışma ofisi” yaptırıp Kadıköy’den gelen vapurlardaki kadınları dikizlediler!
***
Bu da yetmedi; Atatürk’ten Türk halkına miras kalan Ankara’daki Orman Çiftliği’ni babalarının malı gibi yağmaladılar.
Kaçak saray, kaçak malikane yaptılar.
O çiftlik içinde Atatürk’ten kalan tüm izleri silmek için, tarihi konakları bile yıktılar!
***
Atatürk’ün manevi kızı Ülkü’ye şifa niyetine içirdiği ve o dönemde eczanelerde bile satılan “malt”ı, alkollü bira yapıp onun ayyaşlığına delil olarak sundular!
***
Ancak Savarona’ya “kaçak kat” çıkmayı da ihmal etmediler... O yatta Arap şeyhlerini ağırladılar!
***
İzmir Marşı’ndaki “Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa” nakaratını bile değiştirip “Yaşa Binali Yıldırım yaşa” yaptılar; Erzincan Belediyesi’nde çalışan temizlik işçilerinden ve zabıtalardan kurdukları uyduruk Mehteran Bölüğü’ne çaldırıp söylettiler!
***
Poz verirken bile Atatürk gibi bakmaya çalıştılar ama... Onun gözü maviydi; lens takmayı akıl edemediler!
***
İki yıl önce Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) isimli bir yandaş vakfa sözüm ona 10 bin 174 gencin katıldığı bir araştırma bile yaptırdılar. “Katılımcıların hayranlık duyduğu siyasi lider”in yüzde 21,6 ile Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, onu yüzde 4,1 ile Atatürk’ün izlediğini açıklattılar!
***
Şimdi de utanıp sıkılmadan Atatürk’ün yaptıklarını, ilkelerini, devrimlerini ve düşlerini anlattığı ‘Nutuk’ (Söylev) isimli eserini taklit etmeye kalkıştılar:
“Söylev” isimli bir kitap hazırlattılar!
Bu taklit “Söylev”i, üniversite arşivlerine bile koydurdular!
***
Peki; sırada ne var?
Çanakkale’yi, Sakarya’yı, İnönü’yü, Anafartalar’ı...
Tekrar işgal edilen yurdu işgalcilerden kovmayı...
Tam bağımsız bir ülke kurmayı falan geçin... Zaten yapamazlar da...
Bir Cumhuriyet Balosu düzenleyip beyzadeyi Emine Hanım’la ‘vals’e kaldırırlarsa...
Asla şaşırmam!
Hırs bu... İnsana her türlü çılgınlığı yaptırır!
İŞGÜZARLIK!
“Sevgi Evleri”ndeki çocuk taciziyle gündeme gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bursa İl Müdürlüğü, kendi işini ve yetkisini unutup Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne başvurmuş; Osmangazi’deki ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi’nin adının ‘Şehit Jandarma Onbaşı Sinan Yaylı’ diye değiştirilmesini istemiş... Sözüm bu Atatürk düşmanı işgüzarlara:
Koskoca şehirde şehidimizin adını verecek başka cadde mi bulamadınız?
Atatürk’ü bu ucuz numaralarla kazıyacağınızı sanıyorsanız avucunuzu yalarsınız...
Hele bir deneyin...
Bursa’yı başınıza yıkmayan namerttir!
GÜNÜN SORUSU
Daha üç ay önce bazı AKP’liler, Kılıçdaroğlu’nun dönemin Aileden Sorumlu Bakanı’yla ilgili sözlerini kınamak için CHP Genel Merkezi’nin önüne gitmiş ve siyah çelenk bırakmıştı. Polis de bu gösteriyi seyretmişti. Dün roller değişti; bu kez bazı CHP’liler AKP’nin önüne siyah çelenk bırakmaya gitti; dayak yedi... Sorum Ankara Valisi’ne:
Bu çifte standardın hesabını yasalar karşısında vermeyeceğinden emin olabilirsin de... Allah’a nasıl vereceksin?
Erdoğan, ‘geçersiz evrak’la Cumhurbaşkanı olmuş...
Yüksek Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanı’nın diploması konusunda nihayet sessizliğini bozdu. Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığına aday olurken verdiği diplomanın noter onaylı örneğini açıkladı.
Ancak bu açıklama tartışmaları bitireceğine, kuşkuların daha da artmasına yol açtı. Çünkü:
Marmara Üniversitesi Rektörü bir süre önce bir açıklama yaptı ve Erdoğan’ın diplomasının aslını kaybettiğini, bu yüzden 2011’de kendisine DUPLİKATA (yeniden düzenlenen imzasız diploma örneği) verildiğini söyledi.
Bu durumda yasalara ve yönetmeliklere göre, bu konudaki diğer tüm eski belgelerin hükmünü yitirmiş, yani kullanılamaz hale gelmiş olması gerekir.
Yani Erdoğan’ın, 2014’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ne katılmak için vermesi gereken diploma 2011’de aldığı, “Duplikata...”
Oysa o, 2011’de geçersiz kılınan eski diplomanın 1995’teki noter onaylı örneğini bir başka noterden bir daha örnek çıkartarak YSK’ya vermiş...
Üzerine basa basa söylüyorum:
Erdoğan’ın YSK’daki diploma örneği, “yasal geçerliliği” olmayan, hükmünü kaybetmiş bir “kağıt parçası”ndan ibaret...
Böylece YSK’nın bunca zamandır açıklama yapmamasının nedeni de ortaya çıkmış oldu:
Çünkü “suyunun suyu” ve geçersiz bir belgeyi kabul ederek görevi ihmal suçu işlenmiş...
***
Okunan okul ile diplomanın verildiği üniversitenin farklılıkları, tarihler konusundaki çelişkiler ve diğer tüm kuşkular bir yana...
Erdoğan’ın “geçersiz” bir evrakla “cumhurbaşkanı” olduğu ortada...
Takdir kamuoyunun!
GÜNÜN İSYANI
İsyanım şehit cenazelerinde kendisine yapılan saldırıları yorumlarken, “Ne zamandan beri camiler bir partinin arka bahçesi haline dönüştürülmeye başlandı?” diye soran Kemal Kılıçdaroğlu’na:
Senin “Türkiye’de laiklik tehdit altında değil” diye açıklama yaptığın günden beri!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları