Tarih:
02.01.2016
Ayrılıkçıların on dört talebine net yanıtımdır!
Mustafa Mutlu; On dört: Yereldeki asayişin tümü özyönetimlere bırakılacak. On beş de benden olsun: Hadi lan oradan!
HDP’liler hafta sonunda Diyarbakır’da bir kongre yapmış ve yeni devletlerini 14 maddede ilan etmiş:Bir: Ülke genelinde demok-ratik özerk bölgeler oluşturulacak.
İki: Bu bölgeler seçilmiş meclisler tarafından yönetilecek.
Üç: Yerel yönetimler üzerindeki her türlü vesayete son verilecek.
Dört: Şehir, mahalle, köy, kadın ve gençlik meclisleri, farklı halklar ve inanç toplulukları meclisleri oluşturulacak. Bunların karar alma süreçlerine doğrudan katılımı sağlanacak.
Beş: Kadınlara eşit temsil hakkı verilecek.
Altı: Gençler karar mekanizmalarında yer alacak.
Yedi: Bütün ana diller eğitim dili olacak... Eğitim...
Sekiz: İnanç ve ibadet hizmetleri...
Dokuz: Sağlık ve tedavi hizmetleri...
On: Adalet hizmetleri...
On bir: Toprak, su ve enerji kaynakları...
On iki: Her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetleri ...
On üç: Bütçeleme ve vergi toplama yetkisi...
On dört: Yereldeki asayişin tümü özyönetimlere bırakılacak.
***
On beş de benden olsun:
Hadi lan oradan!
CİN İŞİ!
İktidar, “mescitlerde ibadet eden öğrencilere baskı yapıldığı” yalanını ortaya atarak ODTÜ’yü yine hedefe koydu ya... Meslektaşım Zeynep Gürcanlı’ya göre bu saldırının arkasındaki gerçek neden başka:
“İnternete tam olarak hakim olmak!”
Gürcanlı bu iddiayı şöyle dile getiriyor:
“AKP, mescit konusunu gündeme getirerek ODTÜ’yü itibarsızlaştırarak, 1992 yılından beri ODTÜ’nün yönetimi ve koordinasyonunda olan “.tr” bağlantılı internet alan adlarının kontrolünü almayı planlıyor.
Hükümetin planı gerçekleşirse, iktidar istediğinde “.tr” bağlantılı siteleri tamamen kapatabilecek. Mevcut durumda, sadece sitedeki belli içeriğe engel konulabilir. Bu engel de, VPN aracılığıyla aşılabiliyor. Eğer kontrol hükümete geçerse, devlet “.tr” uzantılı alan adlarını istediği kuruma ya da kişiye tahsis edecek, istemediğine ise etmeme imkanına kavuşacak.”
***
Siz konuyu din sanmıştınız değil mi?
“Cin”in olduğu yerde dinin işi olur mu?
Cin bunlar, cin!
GÜNÜN SORUSU
Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, AKP Seyhan ilçe teşkilatının 76. Danışma Meclisi’ne katılmak üzere Adana’ya gitmiş... İl Örgütü, bunun için onlarca “Hoş geldiniz” pankartı hazırlatmış ve kentin en işlek caddelerine astırmış... Ancaaak... Pankartlarda küçük bir hata yapılmış... Fatma Hanım’ın fotoğrafı kullanılmış ancak onun yerine Ömer Çelik’in adı yazılmış... Sorum ortaya:
“Bize Her Yer Trabzon” sloganında olduğu gibi, “Onlara Her Bakan Erdoğan” dersek ve bu hatayı büyütmezsek, yanlış mı yapmış oluruz?
‘Ebet bizde’ diyene isyan... (156+201!)
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz... Söz sırası İstanbullu okurumuz Hakan N.’da... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz...
“Abdullah Bey...
İstanbul’da Birlik Vakfı’nın 30. Kuruluş Yıldönümü’ne katılmışsınız. Dış politikadan ekonomiye kadar birçok konuda görüş fışkırtmışsınız. Dincilerin ağızlarına parmak parmak bal çalmışsınız... Bunu yaparken de kumarbazlığıyla tarihe geçen şairiniz Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Zindandan Mehmed’e Mektup’ isimli şiirini okumuşsunuz:
‘Mehmed’im, sevinin; başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin; eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebet bizimdir!”
***
Sayın Gül...
Hiç kuşkumuz yok bugün nasıl sizinse; ebet (gelecek) de sizindir!
Ancak söyler misiniz; “edep” kimindir?
Biz, bu devirde edep sahiplerini arıyoruz da ondan soruyorum.”
İŞTE; KASA!
Bir zamanlar Fethullah Gülen’e yaranmak için bin bir takla atan, Türkçe Olimpiyatları’nın ve STV’nin sunucusu İkbal Gürpınar, iktidarla tarikat arasında çıkan kavgadan sonra bir numaralı Fethullah Gülen düşmanı olmuş!
İktidar yanlısı dinci Akit’e verdiği röportajda, “Bana ekmek yediğin yere ihanet etme diyorlar ama ben onlardan kazandığımın çok daha fazlasını kendilerine yardım olarak iade ettim. Anadolu yakasında bir restoranda yapılan toplantıların her birinde 3 trilyon lira para topluyordum” demiş...
***
Cebinde bir kuruş olmadan ölen Kuddusi Okkır’ı, “Ergenekon’un kasası” ilan eden yargı, “Her toplantıda 3 milyon toplayıp Cemaat’e veriyordum” diyen bu kadını neden hâlâ duymuyor; çok merak ediyorum doğrusu!
GÜNÜN İSYANI
Altın fiyatları alıp başını gidince kuyumcular, düğünlerde takı takmak isteyenlerin imdadına yetişmiş... Önce en küçük altın olan “çeyrek”in “küçüğünü...” Şim-di de “daha küçüğünü” yapmışlar... İsyanım AKP iktidarına:
Bu “en küçük” altına “AKP altını” demeyen sizin gibi olsun!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları