loading
close
SON DAKİKALAR

Azmettireni bulmak o kadar mı zor?

Mustafa Mutlu
Tarih: 11.04.2014

Mustafa Mutlu; Bu tahmini tuttuğu için Melih Gökçek’i tebrik mi edeceğiz, yoksa 'Sen bu saldırıyı nereden biliyordun?' mu diyeceğiz?

Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıran Orhan Övet’le ilgili dün üç yeni bilgi ortaya çıktı:
Birincisi; yakalandığında cebinde sadece 2 Türk Lirası ve iki de pet su şişesi kapağı olduğu…
İkincisi; Facebook sayfasında Melih Gökçek’in bir posterinin önünde gururla poz verdiği…
Üçüncüsü; AKP’nin Elmadağ Teşkilatı’na üye olduğu!
***
Oturduğu evin sahibi dün gazetecilere konuşmuş… Demiş ki:
“Aslında kibar bir gençtir. Çok yoksuldur. Annesine babasından bağlanan dul maaşıyla ve belediyeden yapılan yardımla yaşıyorlar. Orhan, üç yıl önce evlendi. 1,5 yaşında bir kızı var. Birçok suçtan sabıkalı olduğu için iş bulamıyordu. İşsiz olduğu için de genellikle annesinin yanında kalıyorlardı. Birçok partiye girer çıkardı. Son yerel seçimler sırasında onu tüm partilerin içinde gördüm. Bu işi birilerinden aldığı para karşılığı yaptığı kanısındayım.”
***
Adam zaten sabıkalı…
Defalarca cezaevine girip çıkmış…
Yani “içeri düşmek” onun için korkutucu değil; belki de tam tersine cazip!
Yetmezmiş gibi işsiz ve annesi, karısı, çocuğu aç!
Biri geliyor, “Al şu parayı, git Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumrukla” diyor.
Asıl mesele, Orhan’ı suça teşvik eden bu adamın kim olduğu?
Peki; polis, istese bu adamı şıpın işi bulamaz mı?
***
Sahi… Ankara’da seçimi burun farkıyla kazanan ve CHP’li rakibi tarafından hile yapmakla suçlanan Melih Gökçek, seçimlerden hemen önce ne demişti:
“Korumaları Kemal Bey’i iyi korusun. Kendisine yönelik bir suikast girişimi olabilir!”
***
Şimdi size soruyorum:
Bu tahmini tuttuğu için Melih Gökçek’i tebrik mi edeceğiz, yoksa “Sen bu saldırıyı nereden biliyordun?” mu diyeceğiz?
***
Hadi bakalım; siz söyleyin.
Üç kuruş para bulabilmek için seçim kampanyası sırasında her partinin etkinliğine katılan Orhan Övet’i, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklaması için kim azmettirmiş olabilir ki?..
:) :) :)
TÜKETMİYORUM, ÇÜNKÜ… (8)
Bir hafta önce demiştim ki:
“Eğer üreten bizsek, vergi veren, bu toplumu ayakta tutan, artı değer yaratan, aklını çalıştıran ve tüm bunlara karşın kendini ifade edemeyen, ezilen, itilen, kakılan yine bizsek…
O zaman tüketimi durdurmayı deneyeceğiz bir kez olsun!
Evet; tüketmeyeceğiz.
Tüketimi en aza indireceğiz bir süreliğine…
Birileri gibi evdeki paraları sıfırlama olanağımız olmasa bile alışveriş, eğlence, gezi harcamalarını sıfırlayacağız…”
***
Bu yazıyı yazdığım zaman tek başımaydım… Bugün 20 bin kişi olduk.
Biz şimdilik 20 bin kişiyiz ama yakında milyonlarca olacağız. Diyoruz ki:
Onurlu bir insan olduğum için TÜKETMİYORUM!
Berkin’in ve Haziran direnişi şehitlerinin katilleri bulunmadığı için TÜKETMİYORUM!
Ülkem bölünmeye götürüldüğü için TÜKETMİYORUM!
Birilerinin ayakkabı kutularının daha fazla dolmasına katkıda bulunmamak için TÜKETMİYORUM!
Yargı, iktidar tarafından ele geçirildiği için TÜKETMİYORUM!
Bu ülkede nefes bile alamaz hale geldiğim için TÜKETMİYORUM!
Bizi bugüne kadar bir “tüketim makinesi”ne dönüştürenleri protesto etmek için TÜKETMİYORUM!
Bu iktidardan kurtulacağım güne kadar TÜKETMİYORUM!
***
Siz de bizim gibi düşünüyorsanız sayfamızı beğenerek kampanyamıza katılmanızı bekliyoruz:
(TÜKETMİYORUM’a destek olmak için LÜTFEN TIKLAYIN)
GENEL AF
Dün yüze yakın e-posta aldım.
Bazı okurlar, Doğu Perinçek’in CNN Türk’te dile getirdiği genel af konusunda ne düşündüğümü soruyor.
Bildiğiniz gibi Perinçek, PKK’nın silah bırakması, örgütün dağıtılması ve huzur ortamının sağlanması koşuluyla genel af çıkarılabileceğine işaret etti.
Benim ise bu konudaki düşüncem net:
Ben afların toplumsal barışa hizmet etmediğine, tam tersine bazı insanlarda büyük bir haksızlığa uğrama duygusu oluşturduğuna inanıyorum.
Bu nedenle, bırakın Apo’yu da kapsayacak bir genel affı, yıllardır vergi aflarına bile itiraz ettim.
Bugün de olduğum yerdeyim.
Apo’ya ve PKK’lı militanlara af çıkardığınızda, şehit annelerine de söyleyecek bir sözünüz olmalıdır.
GÜNÜN SORUSU
TCDD, Marmaray’ın duvarlarında çatlamalar olduğunu ve buralardan su sızıntısı başladığını doğrulamış… Sorum kendilerine:
Önlem almak için binlerce kişinin ölümüne yol açacak bir felaket olmasını mı bekliyorsunuz?
GÜNÜN İSYANI!
Sağlık Bakanlığı acil servislerdeki yoğunluğu aşmak için, “kırmızı-sarı-yeşil alan” uygulamasına geçecekmiş… Aciliyeti daha az olan hastaların kabul edileceği “yeşil alan”a gidenlerden bundan böyle para alınacakmış… İsyanım, “Sağlıkta Reform” masalı adı altında sağlık hizmetlerini tamamen paralı hale getirmeye çalışanlara:
Hepiniz morarırsınız inşallah!

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları