Tarih:
11.05.2014
Başbakan’ı yurtdışında TGB’den kaçırmak için kılı kırk yarıyorlar
Mustafa Mutlu; Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden itibaren yurtdışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabilecek.
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden itibaren yurtdışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabilecek.Başbakan tahmin edebileceğiniz gibi bu 3,5 milyon kişilik yeni seçmen kitlesine göz dikti; Avrupa’da Türklerin ağırlıklı olarak yaşadığı kentlerde miting yapmaya hazırlanıyor.
Ancak hesaplamadığı ufacık bir “sorun” var:
O da yurtdışındaki Türkiye Gençlik Birliği üyeleri...
Biliyorsunuz; polis, Türkiye’de Başbakan’ın gideceği her ilde TGB’li gençleri bir gün önce zorla karakolda misafir ederek olası bir protesto girişimini önlüyor.
İyi de Avrupa polisi, Türk polisi değil ki...
Başbakan’a ve yanındakilere fiili bir saldırı olmadığı sürece karışmaz...
***
Başbakan, TGB’li gençlerin kendi gittiği yere gitmesinden o kadar çekiniyor olmalı ki; ne yaptı etti, bu gençlerin “çok yoğun” olduğu özel bir gün buldu:
24 Mayıs...
Almanya’daki TGB, aylar önceden 12 bin kişi kapasiteli Oberhausen König Pilsener Arena’yı kiralamış ve “Yaşasın 19 Mayıs” adlı bir etkinliğe imza atmayı kararlaştırmış...
Hem 19 Mayıs’ı kutlayacaklarmış, hem de Gezi Parkı şehitlerini anacaklarmış...
Bunun için Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ı ve Abdullah Can Cömert’in abisi Zafer Cömert’i...
Haziran direnişinde ön plana çıkan Grup Duman’ı ve Cem Adrian’ı...
Ayrıca Erkan Oğur, Güvenç Dağüstün, Resul Dindar, Grup Çığ gibi gençliğin sevdiği isimleri getireceklermiş...
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile gazeteci Soner Yalçın da etkinliğe katılarak birer konuşma yapacakmış...
***
İşte; AKP’ye yakınlığıyla bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) de fırsat bu fırsat, harekete geçmiş ve onuncu yıl etkinliklerini bahane ederek aynı gün Başbakan’a Köln’de bir miting yaptırma kararı almış...
Amaç belli:
Hem Başbakan’ı Almanya’da yaşayan Türklerle bir mitingde buluşturmak; hem de protesto ihtimalinin en az olduğu bir günü seçmek...
***
Biliyorsunuz; gittim, gördüm.
Sadece Almanya’daki TGB değil, bütün yurtsever vatandaşlarımız Türkiye’de olup bitenlere büyük bir tepki duyuyor.
Diyelim ki UETD böyle bir cinlik yaparak Başbakan’ı ayın 24’ünde muhalif vatandaşlarımızdan kaçırdı; iyi de diğer dört miting ne olacak?
Onların hepsi için TGB’nin farklı etkinlikler yapmasını mı bekleyecek Başbakan?
***
Birilerine bu korkuları yaşatan TGB’li çocuklar başta olmak üzere, vatan için atan tüm yürekleri sevgiyle selamlıyorum.
Almanya ve çevresindeki ülkelerde yaşıyorsanız ne yapın edin, 24 Mayıs’taki 19 Mayıs kutlamasına gidin...
Yoksa pişman olursunuz!
ANNE...
Bugün Anneler Günü...
Biz, Facebook’ta buluşan TÜKETMİYORUZ grubu üyeleri olarak, bu önemli günün para babaları tarafından istismar aracı haline getirilmesine karşı çıktık ve bu yıl annelerimize hediye almamayı kararlaştırdık.
Bunun yerine kırlardan kendi ellerimizle topladığımız çiçekleri, yaptığımız kekleri götüreceğiz ve bir de mektup vereceğiz...
Onun bizim için taşıdığı anlamı dile getirmeye çalışacağız o mektuplarda...
Yanımızda da olsalar, uzakta da... Hatta başka dünyalarda... Tüm “iyi” annelerin anneler günü kutlu olsun.
Biz, Facebook’ta buluşan TÜKETMİYORUZ grubu üyeleri olarak, bu önemli günün para babaları tarafından istismar aracı haline getirilmesine karşı çıktık ve bu yıl annelerimize hediye almamayı kararlaştırdık.
Bunun yerine kırlardan kendi ellerimizle topladığımız çiçekleri, yaptığımız kekleri götüreceğiz ve bir de mektup vereceğiz...
Onun bizim için taşıdığı anlamı dile getirmeye çalışacağız o mektuplarda...
Yanımızda da olsalar, uzakta da... Hatta başka dünyalarda... Tüm “iyi” annelerin anneler günü kutlu olsun.
GÜNÜN SORUSU
Sorum çarşaf çarşaf ilan verip annemize olan sevgilerini (!) haykıran mağaza sahiplerine:
Hediye almak için parası olmayan çocukların annelerini de seviyor musunuz?
Hediye almak için parası olmayan çocukların annelerini de seviyor musunuz?
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’ ADI ALTINDA İNŞAAT İŞKENCESİ!
İktidarın ekonomiyi canlı tutmak ve tüketimi artırmak için başlattığı “kentsel dönüşüm” furyası, tam bir çılgınlığa dönüştü.
Diğer kentlerde durum nedir bilmiyorum ama İstanbul, dünyanın en büyük şantiyesi oldu.
Kadıköy başta olmak birçok ilçe, müteahhitler tarafından işgal edilmiş durumda...
Öyle ki; 19-20 apartmanlı bir sokakta, aynı anda yıkımına ve yeniden yapımına izin verilen bina sayısı 13’ü, 14’ü buluyor!
Hâl böyle olunca da çevre binalarda yaşayanlar, dev bir şantiye çukurunun içine düşmüş gibi oluyor.
***
Sokaklar, hatta bazen anacaddeler, moloz ya da inşaat malzemesi taşıyan kamyonlar yüzünden saatlerce trafiğe kapatılırken, oluşan gürültü kirliliğine dayanmak olanaksız hale geliyor.
Bu çile çoğu zaman mesai saatleriyle de sınırlı kalmıyor.
“Temel betonu dökme işini aksatamayız” gibi gerekçelerle, gece yarılarına kadar sürüyor!
Belediyeler ise sadece zabıta ekibini gönderip ceza kesmekle yetiniyor. Yani çileyi vatandaş çekiyor; belediyeler para kazanıyor.
***
Tamam, eski binalar yıkılıp yeniden yapılacak...
Anladık, birileri köşeyi dönecek...
Ancak bir belediye, nasıl olur da çevredeki evlerde yaşayan bebekleri, hastaları, yaşlıları düşünmez?
Nasıl olur da birileri para kazansın diye, koca mahallenin yarısına işkence edilir?
İşte bunları anlamak gerçekten zor...
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım; annelerine verecekleri hediyeleri, şoförlerine aldıran züppelere:
Zengin olmuşsunuz da... Adam olamadığınız o kadar açık ki!..
Mustafa Mutlu - Aydınlık
Diğer kentlerde durum nedir bilmiyorum ama İstanbul, dünyanın en büyük şantiyesi oldu.
Kadıköy başta olmak birçok ilçe, müteahhitler tarafından işgal edilmiş durumda...
Öyle ki; 19-20 apartmanlı bir sokakta, aynı anda yıkımına ve yeniden yapımına izin verilen bina sayısı 13’ü, 14’ü buluyor!
Hâl böyle olunca da çevre binalarda yaşayanlar, dev bir şantiye çukurunun içine düşmüş gibi oluyor.
***
Sokaklar, hatta bazen anacaddeler, moloz ya da inşaat malzemesi taşıyan kamyonlar yüzünden saatlerce trafiğe kapatılırken, oluşan gürültü kirliliğine dayanmak olanaksız hale geliyor.
Bu çile çoğu zaman mesai saatleriyle de sınırlı kalmıyor.
“Temel betonu dökme işini aksatamayız” gibi gerekçelerle, gece yarılarına kadar sürüyor!
Belediyeler ise sadece zabıta ekibini gönderip ceza kesmekle yetiniyor. Yani çileyi vatandaş çekiyor; belediyeler para kazanıyor.
***
Tamam, eski binalar yıkılıp yeniden yapılacak...
Anladık, birileri köşeyi dönecek...
Ancak bir belediye, nasıl olur da çevredeki evlerde yaşayan bebekleri, hastaları, yaşlıları düşünmez?
Nasıl olur da birileri para kazansın diye, koca mahallenin yarısına işkence edilir?
İşte bunları anlamak gerçekten zor...
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım; annelerine verecekleri hediyeleri, şoförlerine aldıran züppelere:
Zengin olmuşsunuz da... Adam olamadığınız o kadar açık ki!..
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları