loading
close
SON DAKİKALAR

Battı Balık Yan Gider!

Mustafa Mutlu
Tarih: 03.04.2012

Elektrik fiyatlarına yüzde 9,2, doğalgaza da yüzde 18,72 zam geldi...

Elektrik fiyatlarına yüzde 9,2, doğalgaza da yüzde 18,72 zam geldi.

Enerji Bakanı diyor ki:

“Bizim hiçbir suçumuz yok. Dünyada petrol fiyatları arttı, ayrıca Türk Lirası da dolar karşısında değer kaybetti, bu zamları yapmaya mecbur kaldık...”

Hep öyledir zaten!

Zamların nedeni asla “kötü yönetim” değildir...

Siyasetçiler, bürokratlar hep suçsuzdur, günahsızdır!

Hep “kalleş yabancılar” bizim paramızın değerini düşürür, petrol fiyatlarını artırır!

Bu yüzden de bizimkiler “mecbur” kalır...

Peki; “gerçek” böyle mi?

***


VATAN’ın deneyimli ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu’nun dünkü “Gaz’ıklanıyor muyuz?” başlıklı analizini mutlaka okuyun... Çünkü kendi sorduğu sorunun yanıtını, oldukça net bir şekilde veriyor:

“Evet!”

Ali Ağaoğlu çok basit birkaç soru daha soruyor:

“Bizdeki doğalgaz fiyatları, neden Brent petrolü fiyatlarına endeksli?

Hadi bu soruyu sormayalım; peki, o zaman Brent petrolünün varil fiyatının 40 doların bile altına düştüğü, dolar/TL kurlarının 1,5’lerde olduğu günlerde, biz bu düşüşü doğalgaz fiyatlarında neden hissetmedik? Neden doğalgaza yine dünyadaki en yüksek fiyatı ödedik?”

***


Hepimiz biliyoruz ki; Türkiye, enerjiyi halkına en yüksek fiyatlara satan ülkeler sıralamasında uzun yıllardır ilk üçte... Birçok kategoride de açık ara şampiyon!

Neden?

Çünkü bu “zorunlu” tüketim maddelerinden bizimki kadar yüksek oranlarda vergi alan bir iktidar daha yok!

Cebimizden çıkan paranın yarısı, hammadde bedeli olarak yurt dışına gidiyorsa, yarısı da vergi olarak devletin kasasına giriyor.

Yani bu ürünlerin fiyatı ne kadar yükselirse, devlet bütçesi o kadar güçleniyor!

Eeee; nasıl olsa halkımız da bu fahiş fiyatlara ses çıkarmıyor...

Avrupa’da olduğu gibi kontak falan kapatmıyor... Traktörlerini, kamyonlarını yollara dizmiyor... Fabrikatörler şalterleri indirmiyor...

O zaman iktidardakiler, “kümesteki kazı yolmaktan” niye vazgeçsin ki?

Üstelik eğitimdeki 4+4+4 yasal düzenlemesinden sonra okullara yeni Kur’an ve Din Bilgisi öğretmenleri alınacak; onların maaşını, o yasalara “Evet” diyen milletvekilleri mi ödeyecek? Elbette bu paralar bizden çıkacak!

***


Bizimkilerin bahanesi her durumda hazır:

“TL, dolar karşısında değer kaybediyor...”

İyi de kardeşim, bana ne! Bunun suçlusu ben miyim?

Her fırsatta çıkıp, “Ekonomimiz çok güçlü” diye böbürlenen siz değil misiniz? O zaman bu “güçlü ekonomi”nin parasının neden değer kaybettiğini açıklamak da size düşmüyor mu?

Para değer kaybediyorsa, bunun altında bir “beceriksizlik” aranması gerekmiyor mu?

***


Amaaaannn; benimki de laf...

Alan memnun, satan memnun!

Hem iktidarın böyle “para pul” meseleleriyle kaybedecek vakti yok!

Daha sırada “yeni anayasa” var!

Onlar, “dindar nesil yetiştirme projesi”ni, eğitim yasasından sonra bu kez de anayasayla güvence altına almanın derdinde...

Hem üç kuruş fazla verecekmişsiniz... Verin! Nasıl olsa her koşulda vermiyor musunuz?

Alt tarafı...

Battı balık, yan gider!

*****


BOMBA!

Terör örgütünün şefleri bir süre önce, “Büyük şehirleri kan gölüne çevireceğiz” diye mesaj göndermişlerdi...

Dün bunun ilk adımlarını gördük:

Önce Beşiktaş’taki büyük bir otelin yakınında bomba bulundu; Allah’tan bu erken fark edildi de etkisiz hale getirildi.

Öğleden sonra ise Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın içine kadar sızdı eli kanlı katiller!

Kaymakamlık binasındaki Nüfus Müdürlüğü’nde patlayan bomba yüzünden bazı vatandaşlarımız yaralandı...

Sözüm, yaşattığı onca vahşete karşın hâlâ PKK’nın siyasallaşmasını destekleyen, onun bir “halk örgütü” olduğunu savunan bizim liboşlara:

Hangi “halk örgütü” halkı bombalar?

Gerçeği görmeniz için, ille de kendi canınızın mı yanması gerekiyor?

*****


GÜNÜN SORUSU

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu’nun açılışında konuşmuş ve “Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi, bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz” demiş... Sorum kendisine:

Ortada hâlâ, “kuşatılmamış bir yargı” olduğunu mu düşünüyorsunuz?

*****


CHP’yi anlayamıyorum!

Önce hakkını verelim; CHP, eğitim sistemini tepeden tırnağa değiştiren 4+4+4 düzenlemesine, son güne kadar etkili bir muhalefet yaparak direndi.

“Son güne kadar” diyorum, çünkü...

Komisyon çalışmalarında yumruk ve tekme yemek pahasına yapılan, sonra Tandoğan’da gerçekleştirilen tarihi “grup toplantısı”yla tabana yayılan bu “etkili muhalefet”, yasanın tümü için gerçekleştirilen oylama sırasında, kelimenin tam anlamıyla çuvalladı!

CHP’nin 135 milletvekilinden sadece 88’i, geçtiğimiz cuma günü yapılan Genel Kurul çalışmalarına katılarak “Hayır” oyu kullandı...

Diğer milletvekilleri ise uğruna bu kadar dayak yedikleri, küfür işittikleri mücadeleyi, son günde terk etti!

Kimi Genel Başkan’ın peşine takılıp İzmir’e gitti, kimi nereye gittiğini bile söylemedi.

Sorum, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na:

Madem bu yasa, en kritik oylamasına katılmayı bile gerektirecek kadar önemsizdi, o zaman milletvekili arkadaşlarınız onca dayağı neden yedi?

Neden bunca zamandır toplumu gerdiniz?

Böylesine önemli bir yasaya 88 kişiyle değil de blok halinde “Hayır” demeniz ve bunu tarihe yazdırmanız gerekmiyor muydu?

***


Dedim ya...

Bu CHP’nin işlerine gerçekten akıl sır ermiyor!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları