loading
close
SON DAKİKALAR

Beyaz Saray ile KaçAk Saray ilişkisi; olayların arka yüzü!

Mustafa Mutlu
Tarih: 31.03.2015

Mustafa Mutlu; Kalıcı dostluklar, düşmanlıklar... Hepsini unutun.

“Obama ve Erdoğan ilişkileri, ABD Başkanı’nın Türkiye’yi ziyaret ettiği 2009 Nisanı’ndan, Erdoğan’ın başbakanlığı bıraktığı 2014 Ağustosu’na kadar tek bir düz çizgi takip etmek yerine hep eğriler çizdi.

Genele baktığımızda çoğu zaman birbirlerine karşı yakın davrandılar. Ama ‘çok sıcak görünmek’ ve ‘soğuk durmak’ arasında sürekli gidip geldiler.

Obama’nın Beyaz Saray’daki lakabı olduğu için POTUS’u (İngilizce ‘Birleşik Devletler Başkanı’ anlamına gelen President of the Unites States sözcüklerinin baş harfleri) seçtim.

Erdoğan’ı putlaştıran ‘Reis’ ya da hep kulağımı tırmalamış ‘Tayyip’ hitabı yerine de Başbakanlık’ta Erdoğan için kullanılan ‘Beyefendi’ sıfatının, konu Washington ilişkileri olunca, daha uygun olacağını düşündüm.

Ayrıca onlar hiçbir zaman birbirlerine kamuoyu önünde isimleriyle hitap etmediler.

Ben bu kitabı, başbakanlığı sona eren Erdoğan’ın, Obama’nın başkanlığı sırasındaki Washington ilişkilerini ele alan bir dönem çalışması olarak tasarladım.

İlk telefon konuşmasını yaptıkları 16 Şubat 2009’dan, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra 12 Ağustos 2014’te mevcut unvanlarıyla yaptıklarıyla son telefon konuşmasına kadar geçen 2002 günün hikayesi olarak...

Türk-Amerikan ilişkilerinin bu 2002 günü, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde belirleyeceği politikalar üzerinde de belki yakın tarihin en etkili dönemi oldu.

Çünkü 2011 başından itibaren Arap Baharı’nın sarstığı bölge hiç bu kadar karışmamış, Gezi Protestoları, 17 Aralık Operasyonu, Suriye Krizi’nin gölgesindeki Türk-Amerikan ilişkileri de hiç bu denli uzun soluklu büyük zorluklar içine girmemişti. (../..)

Kalıcı dostluklar, düşmanlıklar... Hepsini unutun.

Bunların hepsi göstermeliktir Washington’da ve aslolan tek gerçek, menfaatlerdir.

Nitekim kitabın başından itibaren bütün bölümlerde siz de bu şiarın izlerine rastlayacaksınız.

Ve eleştirirken bile POTUS’un adamlarının o çıkarlar uğruna Türkiye’ye değer verildiğini hissettirmek için neler yaptıklarına tanık olacaksınız.

Ancak bir yandan... Beyefendi’nin de dışarıya nasıl bir görüntü verirse versin, Amerika’nın önemini her zaman kabul ettiğini, Amerika’ya çıkışırken bile ilişkilerin he zaman nasıl üstüne titrediğini göreceksiniz. Ve sonunda iki taraf için de bu ilişkinin bir lunapark treni gibi olduğunu anlayacaksınız.

İnecekler, çıkacaklar, düz gidiyorken birden dönecekler...

Bize Türkiye’nin geleceğine dair ipuçları da sunan, 2002 günlük bir gösteri sunacaklar.”

***



Tanış, yaptığı işe göre, oldukça genç bir gazeteci...

Boğaziçi İşletme mezunu... Sınıf arkadaşları dünyaca ünlü şirketlerde yöneticilik yaparken o 1997’de gazeteciliğe başlamış...

Hürriyet adına 2008’de New York, 2010’dan bu yana da Washington temsilcisi olarak görev yapıyor.

***

Bu kitapta, Türkiye-ABD ilişkilerinin Washington’daki iz düşümlerini ve yazgımızın hangi kapalı kapılar ardında, kimler tarafından ve nasıl yazıldığını anlatıyor.

Hemen belirteyim; yazar, koltuğunu korumanın önemini bildiği için bu ilişkileri anlatırken oldukça hassas davranmış...

Örneğin Gezi Direnişi’ni bile, “Beyaz Saray danışmanı” gözüyle yorumlamış...

Yorumları bir yana bırakırsak her şeye rağmen verdiği bilgiler açısından oldukça iyi bir iş yaptığını söyleyebiliriz...

***

Kitap meşhur “çuval” olayını unutturma çabalarıyla başlıyor; Gezi Direnişi’nin ABD-Türkiye ilişkilerini nasıl etkilediğiyle sürüyor.

Ayrıca, “Mavi Marmara olayında Türkiye’nin öfkesi Washington’da neden karşılık bulmadı?”, “Suriye Savaşı’nda radikalleri kim, neden destekledi?”, “Antakya-IŞİD Hattı gerçek mi?”, “İran-ABD yakınlaşması nereye uzanıyor?”, “Türkiye’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’yle yakınlaşması ne anlama geliyor?” gibi sorulara da yanıt aranıyor.

***

Kitabın son sayfasını çevirirken, yanıtını bilmediğim tek soru vardı kafamda:

Yazarın 2014’ün sonunda yazıp bitirdiği bu kitap, aradan geçen bu zaman diliminde acaba Beyaz ve KaçAk saraylarda yaşayan birileri tarafından okundu mu, bazı bölümleri makaslandı mı?



Türü: Araştırma, inceleme

Yazan: Tolga Tanış

Yayınevi: Doğan Kitap

Baskı tarihi: 2015, Mart

Sayfa sayısı: 535

Fiyatı: 29 lira...

Kişisel not: Yazarla tanışmıyorum, kitabı kendim aldım.

***

Biraz da duygu...

Beş yüz sayfalık bir inceleme-araştırma kitabını dört-beş günde okur bitirirsiniz ama bazen yetmiş sayfalık bir şiir kitabını okumanız aylarınızı alır.

Şiir okumak zordur çünkü:

Ruh haliniz uygun olacak, dizelerin coşkusunu hissedeceksiniz, sözcüklerin altında yatan göndermeleri bulmak için belki gözünüzü kapatıp saatlerce düşüneceksiniz...

İşte; bu yüzden uzun bir zamandır, “önceden bilmediğim” şiirlere fazla zaman ayıramıyorum.

Aydınlık yazarı, sevgili dostum Hüseyin Haydar’ın, “Kavga, Ölüm ve Esmer Aşk” kitabıyla bu kısır döngüden kurtuldum.

Aylar sonra ilk kez “yeni şiirler” okudum...

Şu kadarını söyleyeyim, özlemişim...

***

“Geldim gidiyorum işte, aklım sende...

Yarım kalmış bir sevda serüveni, kesilen ses,

Birdenbire gözakından geçen mermi.

Gidiyorum işte, dönmek için sadece ey serseri.”

KAVGA, ÖLÜM VE ESMER AŞK

Şair: Hüseyin Haydar

Türü: Şiir

Yayınevi: Kaynak Yayınları

Baskı tarihi: 2015, Ocak

Sayfa sayısı: 67

Mustafa Mutlu - Aydınlık 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları