Tarih:
31.12.2015
Biz, o günü bekleriz!
Mustafa Mutlu; Daha ne kadar bekleyeceğiz bilmiyorum. Belki de beklemekten vazgeçip harekete geçmek gerek...
“Bir hayal size:Diyelim ki seçimde AKP tek başına gelemedi, CHP ile koalisyon kurdular...
Kültür, tarım, sanayi falan, birkaç uyduruk bakanlığı CHP’ye verdiler...
Ön seçime bile giremeyip seçimde tepeden liste başına konulan o beceriksizler, bakanlıklardaki koltuklara oturdular...
***
Hayal ama gerçekleşseydi olacağı buydu...
Tabii ki yolsuzluk, hırsızlık dosyalarının kapağı bile açılmayacaktı... Yargı aynı yargı, neresini değiştireceksin? Milli Eğitim’de imam ordusu yetiştirme sürecekti... Polisi bunlardan arındırmak olanaksızdı... Dış politikada ‘Yanlış yaptık, bundan böyle yurtta sulh, cihanda sulh’ diyecek değillerdi...
AKP, yaptıklarına cumhuriyeti kuran partiyi de ortak etmişti sadece...
O kadar...
***
Kemal Bey zırt pırt kaçak sarayda olacaktı...
Belki CHP’li bakanlara birer oda...
Orası da aklandı mı size?
Karşı devrime CHP’yi de yeterince ortak ettikten sonra... Diyelim ki bir-iki seneyi bulmadan AKP ‘Bunlarla devlet yönetilemez’ diye koalisyonu bozacaktı...
Bizler sus pus...
Hangi konuda ağzımızı açsak ‘CHP iktidar ortağıydı, onun da imzası var’ yanıtı karşısında söyleyecek söz bulamayan, umudunu tümden yitirmiş...
Ve kire pasa ortak olmuş bizler...
***
Oysa şimdi dinci faşizm bozulmamış paket olarak iktidarda...
Kesintisiz...
Direnenler ise dimdik ayakta...
Seçimi kaybeden CHP’dir...
Toplumsal muhalefet değil...
***
Tarih, her başardıkça felaketine yaklaşanlarla doludur...
Ve yenildikçe kazananlarla...
Biz de o günü bekleriz...”
***
Yukarıdaki satırları Bekir Coşkun’un son kitabı “Titanic Kemancıları”ndan aldım... Yazının başlığı, “Biz O Günü Bekleriz...”
Daha ne kadar bekleyeceğiz bilmiyorum.
Belki de beklemekten vazgeçip harekete geçmek gerek...
***
“Titanic Kemancıları”, Bekir Coşkun’un Habertürk, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinde yayımlanan yazılarından derlenmiş...
Bekir Coşkun, kitabın önsö-zünde aynen şunları söylüyor:
***
“Yazılarım kaybolsun istemedim.
Sabahları insanlar kahvaltı masalarındayken ya da geceleri herkes uyuduğunda, içinde kıyametler kopan bir yürekten geldi tümü...
Hiçbir zaman konu yazarın hayatı değildi. Bir ülkenin neresinde hadise varsa, nerede sorun, nerede acı, nerede isyan, nerede rezalet, nerede kahır... Oraya yetişmek gibi bir günahın ürünü her bir yazı...
Her birisinin öyküsü vardır...
Yazıya dalıp çayı unutmaktan, okurlar tarafından pataklanmaktan, mahkemelere o bir satırla adım atmaktan, yazarken ağlamaya kadar...
Yazılarım kaybolsun istemedim...
Onları emanet en iyi yeri seçtim.
Kimler için yazdıysam onlara...
Size emanet yazılarım.”
***
Köşe yazısının başyapıtı olur mu?
“Olmaz” diyorsanız bu kitabı okuyun; bana göre her biri birer başyapıt olan bu yazılardan sonra bakalım yine aynı şeyi söyleyebilecek misiniz?
TİTANİC KEMANCILARI
Türü: Makale
Yazan: Bekir Coşkun
Yayınlayan: Bilgi Yayınevi
İkinci Baskı tarihi: 2015, Aralık
Sayfa sayısı: 335
Etiket fiyatı: 22 lira
Neden Gezi’den siyasal bir hareket çıkmadı?
Cumhuriyet Gazetesi yazarı sosyolog Prof. Emre Kongar’ın ilk baskısı 2006’nın Mart ayında yayımlanan “Tarihimizle Yüzleşmek” isimli kitabının yeni bölümlerle genişletilmiş 94. baskısı Remzi Kitabevi’nden çıktı.
Bu baskıda yer alan yeni bölümlerden biri de “Gezi’den Bir Siyasal Hareket Neden Çıkmadı?” başlıklı analiz... Emre Kongar bu konuda şunları söylüyor:
***
“Gezi Parkı Direnişi’nden bir siyasal hareket veya bir siyasal parti çıkmadı. Zaten ben çıkmasını da hiçbir zaman beklemedim, bunu zamanında da açıkça yazdım.
Çünkü hareketin çekirdeği de dış katmanları da birbirinden çok farklı heterojen gruplardan oluşmuştu.
Ayrıca çekirdekte yer alan gençler kendi bireysel ilgileri ve özgürlükleri dışında ‘âleme nizam vermek’ gibi bir çaba içinde görünmüyorlardı.
Sadece ‘Beni tanı, bana saygı göster, itip kakma, yaşam biçimime karışma’ diyorlardı.
Çekirdekteki ve çevrelerindeki farklı grupları Gezi’de birleştiren öge, demokrasi ve özgürlük talepleriydi.
Bu talepler ise demokratik bir toplumda zaten her siyasal partinin ana ilkeleri arasında olmalıdır.
Bu açıdan her siyasal parti, her grup, kendi geçmişine meşrebine, kültürüne, amaçlarına göre bu deneyimden dersler çıkaracak ve gelecekteki çizgisini belirleyecekti.
Gezi sürecinde gözlenen nokta, toplumun geniş kentli kesimlerinde yükselen demokrasi ve özgürlük taleplerinin, meydanlara, mahalle parklarına taşınmış olmasıydı.
Yeni bir partinin veya bir örgüt yapısının ortaya çıkmayışı, Taksim Gezi Parkı Direnişi’nin önemini ve etkilerini küçültmemelidir.
Çünkü bu olay bütün partileri, bütün sivil toplum örgütlerini etkileyecek ve geleceği belirleyecek bir olaydır.”
TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK
Türü: Araştırma, inceleme
Yazan: Prof. Emre Kongar
Yayınlayan: Remzi Kitabevi
Genişletilmiş 94. Baskı: 2015, Aralık
Sayfa sayısı: 366
Etiket fiyatı: 25 lira
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları